Kılıçdaroğlu'nun oyun planı ne?
- GİRİŞ13.06.2023 08:14
- GÜNCELLEME14.06.2023 08:09
28 Mayıs’ta Tayyip Erdoğan’a karşı üst üste 12’inci seçim yenilgisini alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere müteakip 12 gün boyunca sessiz kaldıktan sonra, Sözcü Tv’de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakınlığıyla bilinen gazetecilerin karşısına çıktı.
Niçin böyle yaptı?
Bilemem.
Belki de İmamoğlu’na vermek istediği mesajların en kestirme yolunun bu olduğunu, hatta bu şekilde kendisine meydan okuyabileceğini düşündüğü için böyle yapmış olabilir.
İşin gerçeği, Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında bir yılı aşkın bir süredir tam bir sinir harbi yaşanıyor.
Bunun ilk raundu cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde karşımıza çıktı.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olmak için her yolu deneyen, her türlü baskı aracını devreye sokan İmamoğlu’na bütün girişimlerini boşa çıkartarak vize vermedi.
Her seferinde, “Belediye başkanlarımız görevlerinin başında” diyerek, İBB Başkanı’nın hevesini kursağında bıraktı.
Meşhur Saraçhane olayı sonrası, televizyonların Ankara temsilcileri ile yaptığı toplantıda, İmamoğlu ile ilgili yeni durum sonrası bu tutumunda bir değişiklik olup olmayacağına dair benim sorum üzerine de aynı cevabı verip, İmamoğlu’nun umutlarını boşa çıkarmıştı CHP lideri.
Kılıçdaroğlu parti için meselelerde gösterdiği yüksek performans nedeniyle kendisi için ‘Kaçın kurası’ dedirtmeyi hak ediyor artık.
Karşısında ise, en tepeye çıkma hedefiyle gözünü hırs bürümüş, kendi ifadesiyle ‘Menzile ulaşmak’ için her yolu denemeye meyyal bir siyasetçi olarak İmamoğlu var.
2023 seçimleri için aday olma isteğini, “Bu omuzlar her türlü yükü kaldırır” diyerek dışa vurmuştu.
Şimdi ise “Benim adayım değişim” diyerek kelime oyunları üzerinden adaylığını ilan ediyor.
İmamoğlu, evvelsi gün katıldığı bir programda gazetecilerin “Aday mısınız?" şeklindeki sorusuna, "Benim aday olduğum tek şey var. Ülkemizde, aynen İstanbul'da olduğu gibi, büyük bir değişim." Cevabını verdi.
İMAMOĞLU KILIÇDAROĞLU’NU LOBİ GÜCÜYLE BASKILAYIP VAZGEÇMEYE ZORLUYOR
Ekrem İmamoğlu, şimdiye kadar Kılıçdaroğlu’na karşı hiçbir zaman açıktan cephe almadı.
Ama öncesinde Cumhurbaşkanı adayı olma, şimdi de CHP’nin başına geçme arzusunu, 5 yaşındaki bir çocuğun bile anlayabileceği bir açıklıkta dışa vurdu.
Bu bir taktik tabi ki.
Muharrem İnce gibi bodoslama bir rekabet içine girmeyi tercih etmiyor.
Şu ana kadar böyle davrandı en azından.
Bu tutumu, kendisine hedeflerine ulaşma anlamında bir kazanım sağlamasa da, o hedefleri canlı tutmasına yardımcı oluyor.
İnce’nin aksine Kılıçdaroğlu’nu gönüllü olarak kendisine yer açmaya zorluyor.
Bunun için CHP mahallesi içindeki lobi gücünü kullanıyor.
İmamoğlu’nun elinde bir koz daha var.
Meral Akşener ve İYİ Parti.
Şu an için CHP ile işbirliğini askıya alan İYİ Parti, yeni bir seçimde yeni bir işbirliği için yeni şartlar öne sürecek, bu belli oldu.
Mevcut denklemde İYİ Parti’den, daha doğrusu Akşener’den Kılıçdaroğlu’na iletilen üstü örtülü mesaj şu:
“Birlikte yeni ittifaklarla yola devam edeceksek, sizin artık çekilip, yerinizi İmamoğlu’na bırakmanız gerek”
Bu dediğim gibi üstü örtülü bir mesaj.
Doğrudan söylenmemiş olabilir.
Ancak Akşener’in lisan-ı hali, tam olarak bu şekilde bir yorum yapmaya müsait.
O da İmamoğlu gibi, Kılıçdaroğlu’nun rızaya dayalı olarak ve gönüllü bir şekilde çekilmesine oynuyor.
Ama sonuçta bu süreç CHP’nin kendi iç işleyişiyle ilgili bir konu ve kurultay sürecinde olup bitenler ve olup bitecek olanlar, büyük ölçüde Kılıçdaroğlu’nun tercihleriyle şekillenecek.
Kaldı ki ‘içişlerine karışma’ meselesinde Kılıçdaroğlu’nun Akşener’e karşı gerektiğinde ne kadar net ve sert olabileceğini de yine benim de katıldığım o toplantıdaki sözleriyle öğrenmiştik.
KILIÇDAROĞLU İMAMOĞLU’NA VİZE VERMEMEKTE KARARLI GÖRÜNÜYOR
Kılıçdaroğlu’nun sözcü tv de İmamoğlu’na yakın gazetecilerin şaşkın bakışları arasında yaptığı açıklamalar, sorulara verdiği cevaplar, kafasında nasıl bir yol haritası olduğuna dair fikir edinmemize yardımcı oluyor.
CHP Olağan Kurultayı ile ilgili soruya Kılıçdaroğlu şu cevabı verdi:
“Benim düşüncem, yerel seçimlerden önce bunun olması ve bitmesidir” cevabını verdi.
28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra konuştuğum Kılıçdaroğlu’nun A takımından bir isim de aynı cevabı vermişti.
Kaçın kurası dedik ya.
Kılıçdaroğlu muhtemelen, bu açıklamayı yapmadan önce, İmamoğlu’nun refleksini ölçerek bu eğilimini yansıtmış olmalı.
Şöyle ki:
Kurultayın yerel seçimlerden önce yapılması, İmamoğlu’nu zorlu bir karar almaya mecbur kılacak.
Ya, köprüleri yakıp, şimdiye kadar izlediği tutumla ters düşecek bir hamle ile Kılıçdaroğlu’nun karşısına geçip, aday olacak.
Ve bunun bir bedeli olarak günün sonunda İstanbul’a yeniden aday olma şansını zora sokacak.
Ya da, tıpkı cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde olduğu gibi Kılıçdaroğlu’nu son ana kadar baskılamaya devam edip, sonuç alamaması halinde Genel Başkan adaylığından vaz geçecek.
Şöyle bir soru da var:
Kılıçdaroğlu, olağan kurultay sürecinde kendisi aday olmak yerine, genç ama ismi Ekrem İmamoğlu olmayan birine yönelir mi?
Bu da ihtimal dahilinde.
Ben böyle bir ihtimale binaen, Kılıçdaroğlu’nun halefi olmak üzere, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in ismini şimdiden zikretmiş olayım.
Yorumlar20