İçişleri Bakanı Yerlikaya'dan kritik mesajlar
- GİRİŞ14.09.2023 08:09
- GÜNCELLEME18.09.2023 08:59
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile dün sabah, İçişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan ve kısa adı GAMER olan Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon merkezinde 90 günlük faaliyetlerini değerlendirdiği kahvaltıda bir araya geldik.
(GAMER, kamu düzenini ve güvenliğini bozucu nitelikteki olayların önlenmesi, bu olaylar sonucu ortaya çıkan acil durumlarda koordinasyonun sağlanmasını kolaylaştıracak bir sistem olarak kuruldu)
En başta, Bakan Yerlikaya’yı dinlemeden hemen önce karşımızdaki dev ekranda, Şırnak’taki yaylaların görüntüleri, koyunların, o koyunları güden çobanların görüntüleri ve sözleri belirdi.
2012’ye kadar terör nedeniyle kapalı tutulan mera ve yaylaların açılmasıyla küçükbaş hayvancılığın nasıl birden bire büyüdüğünü gösteren rakamlar eşliğinde.
Devamında sunumunu yapmaya başlayan Yerlikaya, “Bir daha terör nedeniyle kapalı tek bir yaylamız, terkedilmiş tek bir köyümüz, mezramız, tek bir kulübemiz dahi olmayacaktır.” Diyerek ilk kararlılık mesajını terörle mücadele bağlamında verdi.
DÜZENLİ GÖÇMEN/DÜZENSİZ GÖÇMEN AYRIMININ ÖNEMİ
Sosyal medya üzerinden yürütülen algı çalışmalarına değinen Yerlikaya, çok enteresan bazı rakamlar verdi.
Buna göre, son 90 gün içinde, Twitter (X) üzerinden, 93 milyon 160 bin hesaptan 3 milyar 511 milyon paylaşım yapılmış.
Bu paylaşımların yüzde 29,31’i bilgisayarlar tarafından yönetilen bot hesaplardan yapılmış.
Bu mecralarda gerek gerçek, gerekse bot hesaplar üzerinden gündem oluşturmak, çeşitli konularda kitlelerin psikolojisini etkilemek, kara propagandalar, kirli kampanyalar yürütmek gibi eylemlerin yürütüldüğü zaten biliniyor.
Son aylarda bir salgın gibi yayılan yabancı düşmanlığı meselesinde olduğu gibi.
Bu bağlamda Bakan Yerlikaya’nın bazı cümlelerinin özellikle altını çizmek isterim.
Mesela şöyle bir cümlenin:
“Düzensiz göçmen, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla ilgili toplum içerisinde birbirlerine husumetleşme ile ilgili dil ve tutum paylaşan, bunu da sosyal medyada paylaşan bir akım var.”
Ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yürüyen nefret kampanyasına dönük ülkenin İçişleri Bakanı tarafından böyle bir tespitin dillendirilmiş olmasını önemsiyorum.
Neden derseniz, Hollanda’daki Gert Wilders gibi faşistlerin temsil ettiği görüşlerin, siyasi akımların bizim ülkemizde de yaygınlaşmaya başladığı bir gerçek.
Zafer Partisi’ne bakın...
İyi Parti’ye bakın…
Diğer yandan, göçmenlerle ilgili şikayetler, sızlanmalar, (ki bunların bir kısmının haklı gerekçeleri de var) bahsinde Bakan Yerlikaya’nın yaptığı tarif üzerinden bir farkındalık oluşmasına büyük ihtiyaç var.
Düzenli göçmen/Düzensiz göçmen ayrımından söz ediyorum.
Bu ayrım şu bakımdan önemli:
Devletin ilgili bütün birimleri düzensiz göç meselesinin üstüne üstüne gidiyor zaten.
Bakan Yerlikaya’nın verdiği rakamlara göre, 90 gün içerisinde 75 bin 442 düzensiz göçmen (kaçak olarak ülkeye giriş yapanlar) yakalanmış.
Bunların 32 bin 563’ü sınır dışı edilirken, diğerlerinin de sınır dışı işlemleri sürüyor.
Düzensiz göçmenlerle ilgili bu kararlı duruşa ne kadar ihtiyaç varsa, düzenli göçmenlerin korunmasına da o kadar ihtiyaç bulunuyor.
Bu ayrım bu bakımdan önemli.
TÜRKİYE GÖÇE İHTİYACI OLAN BİR ÜLKE
Çünkü Türkiye’nin, ekonominin özellikle emek yoğun işlerde buna ihtiyacı var.
Bakan Yerlikaya, kayıtlı yabancıların sayısını da tek tek bizimle paylaştı.
Buna göre:
Türkiye’de şu anki düzenli göçmen sayısı: 4 milyon 797 bin 593 İkamet izni, geçici koruma yahut uluslararası koruma kapsamında ülkemizde yaşayan bu insanları, devletin bilgisi ve onayı ile Türkiye’de kalan/çalışan insanlar olarak görebilirsiniz.
Geçenlerde İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul’daki göçmenler arasındaki suç işleme oranının Türk vatandaşlarına oranla 6 kat daha az olduğuna dair bir açıklama yapmıştı.
Oransal olarak her 100 Türk vatandaşından 6’sı suça karışırken, her 100 göçmenden biri suç işliyor şeklinde bir açıklamaydı bu.
Yani, asayiş ve suça karışma anlamında devletin üzerinde ağır bir yük söz konusu değil.
Bu nedenle düzensiz göçe karşı verilen mücadeleye verilecek destek kadar, düzenli bir şekilde ülkemizde yaşayan göçmenlerin korunmasını desteklemek de önem taşıyor.
Öbür türlü nevzuhur ırkçıların gürültüsü daha baskın şekilde karşımıza çıkıyor.
İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın suç işleyenlere dönük devletin genel tutumunu yansıtan şu sözlerinin altını çizerek bitirelim yazıyı:
“Arkadaşlar hukuk devletiyiz. İster yerli, ister yabancı. Kim suç işliyorsa, aydınlatıyoruz, götürüp adalete teslim ediyoruz. Eğer bir yabancı için mahkeme hapis cezası vermişse, hapis yattı, çıktı, çıktığı gün de emniyet alıp Göç Başkanlığına teslim ediyor. Biz de aynı gün kendi ülkesine geri gönderiyoruz. Bir kere cezaevinden çıktıktan sonra Göç Başkanlığının geri gönderme merkezine geliyor. Oradan kendi ülkesine gönderiyoruz. Bu kadar basit. Bu dünyanın değişmez kuralı”
Yorumlar31