Joe Biden İnsanların gözünün içine baka baka o yalanı nasıl söyledi?

  • GİRİŞ13.10.2023 08:14
  • GÜNCELLEME14.10.2023 09:17

Hamas/İsrail savaşında ABD makamlarının hareketlerine bakıldığında abartılı bir tek tarafı tutma hali kendini hemen belli ediyor.

Örneğin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Koordinatörü John Kirby’nin CNN International yayınında, ekranın sağ köşesinde Gazze’nin ağır bombardıman altında olduğunu gösteren görüntüler yayınlanırken, sadece İsrail’de ölen sivillerden söz etmesi, sadece onlar için göz yaşı dökmesi gibi.

Başkan Biden’ın içine düştüğü durum çok daha sıkıntılıydı.

Bir İsrail televizyon kanalı tarafından dillendirilen ancak doğru olduğuna dair herhangi veri/kanıt ortaya konulamayan, “Hamaslı direnişçilerin 40 bebeğin kafasını kesti” iddiasıyla alakalı olarak Biden’ın “Çocukların kafalarının kesildiği fotoğrafları göreceğimi hiç düşünmezdim” demesi…

Çoğu kimsenin, koskoca ABD Başkanı bunu diyorsa, gözlerimle gördüm diyorsa, demek ki bu doğru diye düşündüğü bu iddia Beyaz Saray tarafından belli ki biraz da mahcubiyet duygusu içinde yalanlandı.

Beyaz Saray Sözcüsü, “Sayın Başkan İsrail medyasına dayandırılan olayla ilgili herhangi bir fotoğraf görmedi” açıklamasını yaptı.

Biden’ın yaşına mı, zihni melekelerinin gidip geldiğine dair dillendirilen sağlık sorunlarına mı bağlamak gerekir bilemiyorum ancak, göz göre göre yalan söylemesi, normal şartlarda utanç verici bir durum olarak karşılanması gerekir.

Büyük devlet refleksi adil bir yaklaşım sergilemeyi gerektirir.

ABD, İsrail/Filistin ihtilafında adil bir yaklaşım içinde olabilseydi, bu coğrafyada on yıllardır akan kan ve gözyaşı sona erebilirdi.

Sorunun kaynağı ve çıkış yolunun ne olduğu çok açık:

İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilip Filistinlilere haklarını iade etmesi.

Bunun yolu da İsrail’in uluslararası hukukun tanıdığı 1967 öncesi sınırlarına çekilmesinden geçiyor.

ABD İRAN İDDİASINI NEDEN HEMEN YALANLADI?

Geçtiğimiz günlerde Amerikan Wall Street Journal Gazetesinde İranlı güvenlik yetkililerinin Hamas’ın 6 Ekim’de gerçekleştirdiği sürpriz saldırısını planlamasına yardımcı olduğunu iddia eden bir haber yayınlandı.

Gazetenin Hamas ve Hizbullah’ın üst düzey üyelerine dayandırdığı habere göre, saldırı planı günler önce Beyrut’ta yapılan bir toplantıda onaylandı.

Bu haberin doğru olması demek, Cumartesi gününden bu yana Hamas ile İsrail arasında ilerleyen savaşın bölgeye yayılmasına dönük ciddi bir tehdit anlamına geliyordu.

Sonra enteresan bir gelişme oldu.

CNN International’a konuşan Amerikalı yetkililer, Amerikan yönetiminin şu ana kadar İran’ı İsrail’e yönelik saldırıların planlanması ve gerçekleştirilmesiyle doğrudan ilişkilendiren bir kanıt bulamadığını ifade ettiler.

Böyle bir girişi şöyle bir bağlamla ilişkilendirmek için yaptım:

6 Ekim’den sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çeşitli ülkelerden mevkidaşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdi.

Bu diplomasi trafiğinin içinde, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’le yapılan görüşme de vardı.

Ankara’da çeşitli kaynaklardan edindiğim izlenimlere göre, bu görüşmelerde ABD ile Türkiye arasında İsrail/Hamas savaşının büyüyüp yayılarak bölgesel bir savaşa dönüşmemesi için çaba harcama konusunda bir mutabakat oluşmuş durumda.

ABD UÇAK GEMİSİ BÖLGEYE NİÇİN GÖNDERİLDİ?

ABD’nin Ford Uçak Gemisini biraz da bu amaçla bölgeye gönderdiği, bu hareketle İsrail’e, “Ben buradayım, seni koruyacağım ama sen de işi abartma, olayı bölgeye yayacak hareketlerden uzak dur” şeklinde bir mesaj verdiği değerlendirmesi yapılıyor.

ABD’nin bu yaklaşımına ne kadar itibar edilmesi gerektiği ayrı bir husus tabi.

Bu titizlenmenin arka planında savaşın yayılmasının İsrail’in aleyhine yeni sonuçlar doğurma korkusu da olabilir.

Hamas’ın 6 Ekim’deki sürpriz saldırısı, İsrail’in karizmasını fena halde çizdi zira.

İsrail’in son dönemde kendi içinde yaşadığı siyasi gerilimler, belli ki bir dikkat dağılması, hatta belki de dikkat körelmesine yol açmış durumda. Her tarafından kuşatma altında tutulan, burnunun dibindeki Gazze’den binlerce roket fırlatılması, uçan kuştan haberi olur propagandasını özgüvenle kullanan İsrail için net bir karizma çizilmesi anlamını taşıyor. Ki, Dünya’nın dört bir tarafından getirilen yahudilerin burada birbirleriyle barış içinde yaşama başarısını gösterememeleri, İsrail projesinin geleceği için de alarm zillerinin çalmasına yol açıyor.

Yorumlar40

  • Ankara 1 yıl önce Şikayet Et
    Dağılma başladığında bi israil yok hükmünde olacak inşAllah
    Cevapla
  • Artık 1 yıl önce Şikayet Et
    Kılıçdaroğlu'nun nasıl yalan söylediğinde yüzü kızarmıyorsa Bidon'un da kızarmaz.Zaten Kılıçdaroğlu'nu seçimde destekleme sebebi de aynı karakterde olmaları olmalı.Yoksa kendine benzemeyen birini neden desteklesin.Kılıçdaroğlu'nun Filistin konusundaki düşüncesi ne acaba, dünya çalkalanırken ondan hiç açıklama yok.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • lazalim 1 yıl önce Şikayet Et
    Hayatlarında doğru var mı ki?
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • vatandaş hasan 1 yıl önce Şikayet Et
    kafir se her türlü yalan ı söylerler.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Namyelüs 1 yıl önce Şikayet Et
    Ha Biden,ha KK,bir fark göremiyorum.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat