Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, dün partisinin Meclis grubundaki konuşmasını, son derece gergin bir atmosfer içinde yaptı.

Yüz hatlarına yansıyan ifade, işlerin kötüye gitmesinden ötürü sürekli başka birilerini suçlayan kimselerin takındığı ifade tarzına benziyordu.

Yer yer salonun duvarlarında yankı yapacak kadar yüksek sesle konuştu.

Ön sıralarda oturan CHP’li milletvekilleri, hepsi gönüllü olmasa da sık sık ayağa kalkıp, Özel’in sözlerini alkışladı.

Saymadım ama bu belki 10 kere böyle oldu.

Şöyle bir durum da var:

CHP’de parti grubunun yarıya yakını hala, Kılıçdaroğlu’nun yanında yöresinde duruyor.  

Her seferinde gönülsüz olduklarını belli edecek şekilde ayağa kalkıp alkışlayanlar da muhtemelen o grupta yer alan milletvekilleri idi.

ÖZGÜR ÖZEL’İN HERKESİN ORTAK SORUSUNU CEVAPLAMADI: O BİLDİRİYE DEM PARTİ KORKUSUYLA MI İMZA ATILMADI?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin son adı DEM olan siyasi parti ile ilişkileri özellikle son yıllarda pek çok soru işaretini beraberinde getirmiş durumda.

İngilizlerin ‘Open secret/Açık sır’ dedikleri, cevabı belli soru işaretleri bunlar aslında.

2021 Ekim ayında Irak ve Suriye tezkeresine tarihinde ilk defa “Hayır” oyu kullanması, bu hayır oyu öncesi o dönem HDP olan partinin o dönem Eş Başkanı olan Mithat Sancar’ın muhalefete, özellikle de anamuhalefete ‘hayır’ oyu kullanmaları yönünde çağrı yapmaları, CHP ile HDP arasında bir stratejik ortaklık kurulduğuna dair işaretler sunuyordu.

İki yıl sonra geçen Ekim’de yenilenen aynı tezkereye CHP yine hayır oyu vermişti.

4/5 Kasım kurultayı ile CHP’de direksiyon başına geçen Özgür Özel’in karşı karşıya kaldığı en önemli soru da bu konuyla alakalıydı.

HDP ile ilişkiler ne olacaktı?

Eskisi gibi devam edecek miydi?

Yoksa, Özel yeni bir format mı atacaktı bu ilişkilere.

Aradan geçen kısa süre gösterdi ki, CHP’nin DEM Parti’yle olan ilişkileri, daha doğrusu bu partiye olan angajmanı azalmak yerine artmıştı.

Özel, Kılıçdaroğlu’nun zaman zaman imtina ettiği ‘açık ilişki’ tarzına uyacak şekilde hareket etti.

CHP İLE DEM PARTİ ‘ETLE TIRNAK’ İKİ PARTİ HALİNE Mİ DÖNÜŞÜYOR?

Cumartesi günkü ortak bildiri ile alakalı olarak Özel, ilk açıklamasında “12 vatan evladı şehit olmuşken, bir A4’e imza atarak sorunu çözülmüş gibi göstermek, milleti kandırmaktır” dedi.

Halbuki mesele Cumhuriyet Halk Partisi açısından bir A4 kağıdı meselesinin çok daha ötesinde bir mesele idi.

Şu soru, her şeyi özetliyor:

CHP açısından, İYİ Parti’nin gündeme getirdiği o bildiriye imza atmama kararı alınırken, bunun gerekçesi DEM Parti’den ayrışma, DEM Parti’yi Meclis çatısı altında yalnız bırakma endişesi miydi?

O bildiriye imza atmaktan imtina eden CHP’ye tepki gösteren herkesin ortak ve tek gerekçesi buydu.

Tabi ki, Özgür Özel de bunu herkesten daha iyi biliyordu.

Ancak dünkü konuşmasında, kafalardaki bu soru işaretini giderecek tek kelime bile etmedi Özel.

Ağzından tek kelime olsun DEM parti çıkmadı.

Bildiriye imza atmama kararının DEM Parti ile alakasına dair örtülü ya da açık herhangi bir beyanda bulunmadı.

Önceki akşam Ankara’da düzenlenen Mehmet Akif Ersoy’u anma programında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şöyle bir beyanda bulundu:

“CHP'nin terör örgütüne müzahir yapıyla kurduğu seçim ittifakı, menfaat birlikteliğinin ötesine geçerek ideolojik kaynaşmaya dönüştü”

Bu açıklama, CHP’nin DEM Parti ile ilişkisinin salt bir oy kaygısından ibaret olmadığına işaret ediyor.

Yukarıda bir yer de ‘Stratejik ortaklık’ tabirini kullanmıştım.

Erdoğan’ın “Kaynaşma’ ifadesi, CHP ile DEM Parti arasındaki ilişkinin, seçim ittifakının ötesinde, bir etle tırnak olma haline dönüştüğü anlamına geliyor.