Murat Kurum mu? Ekrem İmamoğlu mu daha şanslı
- GİRİŞ08.01.2024 08:42
- GÜNCELLEME09.01.2024 08:12
“İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır, İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” diye bir söz vardır, siyaset literatürüne giren.
Gerçi Mayıs 2023 seçimleri bu durumun her zaman geçerli olmadığına dair dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkarmıştı.
Dikkat çekici diyorum çünkü gerçekten de İstanbul’u kaybedenin Türkiye’yi kazanması kolay bir şey değildir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun biraz da aşağılayarak atıf yaptığı ‘kırsal seçmen’ daha doğru tabiriyle Anadolu tayin etti kazanan tarafı.
31 MART, İMAMOĞLU İÇİN HAYAT MEMAT MESELESİ
İstanbul’un mevcut başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019 seçimlerini alır almaz, gözünü yukarıya yani cumhurbaşkanlığına dikmişti.
İstanbul’u atlama taşı olarak gördü ve bütün siyasi aksiyonlarını bu hedef doğrultusunda aldı.
Bu durum kendisi için muhalif seçmenin dikkatini çekme anlamında bir avantaj da getirdi ama bana kalırsa daha çok dezavantaj.
Zira, İstanbul’un çözüm bekleyen her problemi ne zaman nüksettiyse, İmamoğlu’nun başka bir hedef için bu şehri ihmal etmesi akıllara geldi.
İmamoğlu 2023 Mayıs seçimlerine muhalefetin ortak adayı olabilmek için çok çaba harcadı.
Ancak bir tarafta Kılıçdaroğlu’na iletilen ve ona inandırılan “kim olsa kazanacak durumda” görüşü, diğer yanda 2022 yazında bir start anı olarak düşündüğü Karadeniz gezisinin fiyaskoya dönüşmesiyle önü kesildi.
Hamlelerini sürdürdü ama başaramadı.
31 Mart 2024 seçimleri ise, İmamoğlu açısından tam anlamıyla bir hayat memat meselesi olarak önünde duruyor.
Kazanırsa, bir sonraki cumhurbaşkanı adaylığı için önünde engel kalmamış olacak.
4/5 Kasım kurultayında hala şaibelerle anılan delege avcılığıyla CHP’de istediğini yaptırabilecek bir pozisyon elde etmeyi başardı.
İstanbul’u kazanırsa 2019’daki moral üstünlüğü geri elde edecek.
Ama kaybederse, evdeki bulgurdan da olacağı bir sonuç olacak bu durum.
MURAT KURUM’UN AVANTAJLARI, DEZAVANTAJLARI
Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 12 Büyükşehir ile 16 il belediyesinin adaylarını açıkladı.
Yeni seçim şarkısı eşliğinde kürsüye gelen Erdoğan, İstanbul için işin başından beri diğer isimlerin hep bir adım önünde ilerleyen bir önceki Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’u aday olarak açıkladı.
Murat Kurum, felaket dönemlerinde göz dolduran bir isim.
Yangın ve sel felaketlerinde, deprem felaketlerinde (2020 Elazığ/Malatya ve İzmir depremleri de dahil, bölgeye gitmekle kalmayıp, bölgede kalarak afetlerin yol açtığı yaraları sarmaya çalıştı.
(20 Ocak 2020’deki depremden sonra Elazığ’da bir aydan fazla kaldığını hatırlıyorum.)
Hizmet odaklı çalışan, politik çizgileri keskin olmayan birisi olması da İstanbul özelinde bir avantaj.
Genç, dinamik ve boylu poslu olması, algısına pozitif yansıyacaktır.
Kurum’un iki dezavantajı var.
Birincisi, gerileme eğilimi içinde olmasına yıpratıcı etkisini sürdüren hayat pahalılığı meselesi.
Diğeri, seçmenin bir bölümünün yerel seçimlere ‘dengeleme’ güdüsüyle yaklaşma ihtimali.
İMAMOĞLU’NUN AVANTAJLARI, DEZAVANTAJLARI
Kurum için dezavantaj olarak zikrettiğimiz iki başlık İmamoğlu’nun avantajları olarak görülebilir
Muhtemeldir, kendisi de seçim kampanyasını Kurum’la yarışmakta çok zorlanacağı hizmet siyaseti üzerinden değil, genel gündem ve engellenme/mağduriyet algısı üzerinden yürütecektir.
Ancak gerçek şu ki, İmamoğlu’nun arkasındaki destek 2019’dakinden, hele hele 23 Haziran’dakinden daha gerilere düşmüş durumda.
İlk zamanlar, muhalefete çeyrek asır sonra seçim kazandırmış olmanın verdiği avantajla, yaptığı her şeye, söylediği her söze limitsiz şekilde kredi açıldı kendisine.
-Yapraklar bile beni alkışlıyor dediği günler…
-Bana tatil de yakışıyor dediği günler…
-Temel atmama töreni yaptığı günler…
Yukarıda Murat Kurum’un bir aydan fazla kaldığı dediğim Elazığ depreminde İmamoğlu’nun şöyle bir resim verdikten sonra kayak tatili için Palandöken’e devam etmesi, bir kırılma anı oldu.
Millet acı içindeyken, acılara ortak olmak yerine tatile devam etmek, güven sarsıcı bir etki üretti.
2022 kışında İstanbul’un kar çilesi yaşanırken, kendisinin İngiltere büyükelçisiyle balıkçı da ortaya çıkması ile, o zamana kadar biriken tepkilerin öfke patlamasına dönüşmesi durumu birbirini takip etti.
Dolayısıyla geride kalan 4,5 yılın sonunda İstanbul’un sorunlarına eğilme/odaklanma yerine, İstanbul’u cumhurbaşkanı seçimleri için bir atlama taşı olarak görmesi, İmamoğlu’nun en önemli dezavantajı olacaktır.
Yorumlar112