Ankara-Bağdat arasında varılan tarihi mutabakatın kodları

  • GİRİŞ16.03.2024 09:06
  • GÜNCELLEME18.03.2024 08:01

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Bağdat’ta yaptıkları toplantılarla alakalı Fidan’ın A Takımındaki isimlerden biri olan Nuh Yılmaz’ın sosyal medyada yaptığı paylaşım, Bağdat çıkarmasının net bir özeti mahiyetindeydi: 

“Bağdat’ta yapılan toplantılarda, Irak ve Türkiye tehdit ortaklaşmasını da aşarak İLK DEFA PKK terörüyle ortak mücadele kararı aldı.  

Dönüm noktası olacak bir karar!!!

Sonuçlarını tedricen göreceğiz!”

Diplomatik kaynaklardan gelen bilgiler üzerinden bu toplantıların çıktılarını biraz daha açalım şimdi: 

-Aralık ayındaki Güvenlik Zirvesinde PKK ilk defa ortak tehdit olarak tanımlanmıştı. Bu defa Irak tarafından yasaklı örgüt olarak tanımlandı. Bu bir ilk. 

-Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’nin kararı ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı. 

-PKK’ya karşı ortak mücadeleden ilk kez bahsedildi. 

-PKK’nın Irak topraklarını kullanarak Türkiye’yi hedef aldığı Irak makamlarınca kabul edildi. 

BUNDAN SONRA…

-Bakan seviyesinde, bazı ortak daimi komiteler kurulacak. Güvenlik, ticaret, ulaştırma gibi konularda somut adımlar atılacak. 

-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Bağdat ziyaretine ilişkin paragraf Irak tarafından metne koyduruldu. Bu, Cumhurbaşkanı’nın Bağdat ziyaretine orada verilen önemin bir göstergesi. 

KALKINMA YOLU’NUN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL PKK. BUNU IRAK TARAFI DA GÖRDÜ

Türkiye ile Irak arasındaki bu yakınlaşmanın en önemli gerekçelerinden biri Uluslararası Kalkınma Yolu projesi. 

Projenin ne olduğunu anlamak isteyenler için, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun verdiği bilgileri buraya koyalım: 

“Bu proje ile Hindistan, Doğu Asya ve Basra Körfezi ülkelerinden Irak’ın güneyinde inşa edilmekte olan FAV Limanı’na gelecek yüklerin, 1200 kilometrelik çift yönlü otoyol ve demir yolu inşa ederek, Türkiye’ye ulaşmasını planlıyoruz. Irak’tan başlayıp Ovaköy’den Türkiye’ye gelen bu yeni uluslararası koridor sayesinde Güney Asya ve Orta Doğu’yu, Avrupa, Kafkasya ve Kuzey Afrika’ya yeni bir güzergâh üzerinden de bağlayacağız.”

1200 kilometresi Irak üzerinden, 320 kilometresi Türkiye topraklarından geçecek bir güzargah burası. 
Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi zengin Körfez ülkelerinin de bir an bitirilmesi talebiyle desteklediği bu proje bittiğinde, uluslararası ticaretin önemli bir aksı buraya taşınmış olacak. 

Ankara epey bir süreden beri, Iraklı makamlar nezdinde, bu projenin hayata geçmesi için iki ülke topraklarında tam güvenlikli bir ortamın sağlanması gerektiği yönünde telkinlerde bulunuyordu. 
Buna sıkı bir markaj da diyebiliriz. 

Güvenlik deyince de tabi akla, PKK terörünün ürettiği potansiyel tehdit geliyor. 

Genel bir kuraldır: 

Ticaret yollarının sağlıklı bir şekilde işlemesi için, güvenlik endişesinin olmaması gerekir. 

Kuzey Irak’ta PKK varlığı olduğu sürece, GARA’daki PKK kampları dağıtılmadığı sürece, milyarlarca dolar yatırım yapılan inşa edilecek uluslararası bir ticaret yolunun güvenli olmasından söz edilemez. 

Bağdat yönetimin PKK konusunda böyle bir noktaya gelmesinin gerekçeleri, buradan bakılınca daha iyi anlaşılabiliyor. 

ANKARA’NIN KARARLILIĞI…IRAK’TA PKK TERÖRÜNÜ KALICI OLARAK BİTİRME HEDEFİ…

Geçen Pazartesi günü bu köşede özetine yer verdiğimiz Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in, aralarında bulunduğumuz gazeteci grubuna yaptığı açıklamalardan bazı hatırlatmalar: 

“Bu yaz Irak sınırımızı güven altına alacak çemberi tamamlayarak terör meselesini sorun olmaktan çıkartacağız.”

“Bu sene önce Pençe-Kilit tamamlanacak ve operasyonlar ihtiyaç olan bölgelere doğru genişletilecek.”

Bakan Güler aynı buluşmamızda, Irak’taki Türk Silahlı Kuvvetlerini sorgulayan görüşlere karşı, ilk defa orada duyduğumuz çarpıcı bir cümle kurmuştu. 

Demişti ki: 

“Biz, bütün zorlukları biz yaşayacağız ama yurt içinde vatandaşımıza sıkıntı yaşatmayacağız” prensibiyle hareket ediyoruz.”

Terörle mücadele de ‘fasit daire’ içinde dönüp durduğumuz düşünülmesin. 

2016’dan itibaren yeni bir konsepte geçildi ve bu sayede PKK, Türkiye sınırları içerisinde net ve kalıcı bir şekilde yenilgiye uğratıldı. 

Eskiden yine Bakan Güler’in ifadesiyle sınırlı hedef ve sınırlı süreli operasyonlar yapılıyordu PKK’ya karşı. 
Bu da tabi, kökten bir çözümün önünü açamıyordu. 
SİHA teknolojisindeki gelişmelerin de katkısıyla, 2016’dan sonra PKK’ya karşı “Sürekli ve kapsamlı” operasyonlar başlatıldı. 
Hem Suriye’de, hem Irak’ta. 
Ve bu operasyonlarda kalıcı başarılar elde edildi. 

Şimdi, Mayıs 2021’de başlayan Pençe-Kilit operasyonlarının kalan kısımlarında da alan hakimiyetinin sağlanmasıyla ‘tam yerleşme’ durumu tesis edilecek. 

Metina-Zap bölgesinin tamamının kapatılması, eşzamanlı olarak PKK’nın eğitim kamplarının da bulunduğu GARA’nın temizlenmesi. 

“Bu yaz” diye işareti verilen bu operasyonların temel amacının, Irak’tan Türkiye’ye yönelen terör tehdidini kalıcı olarak bitirmek olduğunu tekrar etmiş olalım. 

Mehmet Acet / Haber7

 

Yorumlar16

  • Kompataro 7 ay önce Şikayet Et
    Abd bölgeyi bize bırakacak:))
    Cevapla
  • Ali Bal 7 ay önce Şikayet Et
    PKK nin arkasindada ABD var. Bitmez, bitmeyecegi gibi cogalir, gidin ABD eyle konusun.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Gerçekler 7 ay önce Şikayet Et
    Türkiye'deki pkk sempatizanları vatandaşlıktan çıkartılıp sınır dışı edilmeli, mal varlıklarına el konulup şehit ve gazi yakınlarına bağışlanmalı.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • YILDIRIM 7 ay önce Şikayet Et
    Bölgedeki müslüman ülkelerin ve hatta başka coğrafyadaki fakir ülkelerin Emperyalist ABD ve Batı'nın tasallutunda kurtarabilmenin yegane yolunu Türkiye'nin gerektiğinde bu ülkelerdeki devlet dışı aktörleri (terör ve istihbarat aparatlarını) Güç kullanarak saf dışı bırakarak bu ülkelerin devlet yönetimlerine ve halkına gerçek bağımsızlığın nasıl bir şey olduğunu tattırmaktan geçer.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Veli 7 ay önce Şikayet Et
    aslında tüm komşularla mutabakat yapılsa terörün sonu gelir..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat