İmamoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na Almanya misillemesi
- GİRİŞ23.11.2024 09:32
- GÜNCELLEME23.11.2024 09:32
Cumhuriyet Halk Partisi’nde “4 ayrı başın” ürettiği 4 başlılık, (Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş) enteresan gelişmelerle gündem konusu olmaya devam ediyor.
Geçen haftaya kadar, esasen bu mücadelenin bir sonucu olarak patlak veren astronomik fiyatlı konser tartışmaları gündemi epey meşgul etti.
Mansur Yavaş’ın “Yörüngesi şaşan ben değilim” sözleriyle İmamoğlu’na kendisinin DEM Parti ilişkisi üzerinden yaptığı göndermeye cevap, Ebru Gündeş konserinin maliyetiyle alakalı bilgi/belgelerin İmamoğlu’nu destekleyen medyada yer bulmasıyla verildi.
ÖZGÜR ÖZEL’İN FETÖ SIZMASINA KARŞI MİT’DEN YARDIM İSTEMESİ, KILIÇDAROĞLU DÖNEMİNİ TARTIŞMAYA AÇMA AMAÇLI MI?
Özgür Özel, ‘Muktedir Genel Başkan’ olmak, öyle bir görüntü ile yoluna devam etmek istiyor.
7 ay önce 23 Nisan koltuğuna oturttuğu ilkokul çocuğuna “Bu koltuğa iyice yerleşmelisin, yerleşmezsen kaldırabilirler” demesi, kendi iç sesini yansıtıyordu esasen.
MİT Başkanı İbrahim Kalın’la yaptıkları görüşmeden sonra Tv 100’den Kübra Par’a açıklamalarda bulunan Özel, CHP içinde yeni tartışmalar üreten enteresan bir başka konuyu gündeme getirdi.
CHP’nin yurtdışındaki üye alımları için FETÖ sızması olmaması adına, MİT’den istihbarat desteği istediklerini açıkladı Özel.
Bu da tabi, parti çevrelerinde hemen “Fişleme” tartışmalarını alevlendirdi.
Ama meselenin başka bir boyutu daha var.
Özel’in, bu talebiyle aslında, Kılıçdaroğlu döneminde partinin FETÖ ile içli dışlı olmasına karşı yeni bir hamle yapmak istediği anlaşılıyor.
Kılıçdaroğlu bu konuda hafif ifadesiyle ‘özensiz’ bir tutum içindeydi.
15 Temmuz öncesinde de sonrasında da FETÖ ile ‘söylem birliği’ içinde olduğunu gösteren açıklamalar yaptı.
15 Temmuz’la alakalı örgütün sorumluluğunu denklem dışı bırakan “Kontrollü Darbe” söylemini uzun süre kullandı örneğin.
Hatta o akşam Grup Başkanvekili sıfatıyla Meclis’te bulunan milletvekilleri arasında yer alan Özel, bir ara buna tepki göstererek, 15 Temmuz tiyatro değil, bal gibi kanlı bir darbe girişimiydi” demişti.
Şimdi bu konuda böyle bir girişimde bulunması Özel’in Kılıçdaroğlu dönemindeki çizgiyi değiştirmek istediğine dönük önemli bir emare anlamına geliyor.
Ama bu yeni durumu parti içindeki 4 başlılık üzerinden potaya koyup değerlendirmeye aldığınızda, meselenin içeriği kadar, yol açtığı yeni gerilim ve hizip alanı da dikkate şayan bir hale gelmiş oluyor.
KILIÇDAROĞLU İLE İMAMOĞLU ARASINDAKİ İHTİLAFIN ÇOK DERİNLERDE OLDUĞUNU GÖSTEREN BİR GELİŞME…
Dün, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 7'nci Genel Başkanı sıfatını taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şikayeti üzerine açılan hakaret davasının ilk duruşması yapıldı.
Aslında Erdoğan, dün Hürriyet Gazetesinde Abdülkadir Selvi’nin de aktardığı gibi, Kılıçdaroğlu ile şikayetlerinden vazgeçmişti.
Bu yürüyen bir kamu davası.
İşin enteresan boyutu ise, Kılıçdaroğlu’nun böyle bir meseleyi bile, CHP içinde yürüttüğü mücadele için ‘araçsallaştırma çabası.’
“Safları sıkılaştırma” çağrısıyla, parti içinde kimin nasıl refleks göstereceğini test etti.
Safları sıkılaştırıp birlik beraberlik görüntüsü verme yerine, kimin nasıl pozisyon alacağını test etmeye dönük bir çağrı idi bu.
“Haydi böyle yapalım” yerine, “Hadi görelim bakalım nasıl davranacaksınız” anlamında bir girişimdi bu.
Özgür Özel ve Mansur Yavaş, dünkü duruşmada Kılıçdaroğlu’nu yalnız bırakmadı.
Ama esas ne yapacağı daha çok merak edilen isim olan Ekrem İmamoğlu duruşmaya katılmadı.
Katılmamasından ziyade, böyle bir günde İmamoğlu’nun Almanya’dan görüntü vermesi daha bir enteresan oldu.
Sanki bir gönderme de burada var gibi, öyle değil mi?
Şöyle ki:
İmamoğlu’na dönük ‘ahmak’ davası ile alakalı ilk derece mahkemenin mahkumiyet kararı verdiği gün, Kılıçdaroğlu, Almanya gezisine başlamıştı.
Haberi vardı da mı öyle oldu bilinmez ama bu durumu belli ki İmamoğlu hiç unutmamış.
Kılıçdaroğlu’nun mahkemeye çıktığı gün, Almanya’dan görüntü vermesinin siyasal anlamının, ‘misilleme’ olarak yorumlanması kaçınılmaz oluyor.
Eylül kurultayı öncesi, Kılıçdaroğlu İmamoğlu’nu telefonla aramış, bu arama aralarındaki soğukluğun yerini bir işbirliği mi alıyor sorusunu beraberinde getirmişti.
O günlerde arayıp konuştuğum Kılıçdaroğlu’nun A takımındaki isim, “Aradı evet ama öyle anlaşma falan yok” demişti.
Anlaşma ihtimali şöyle dursun, bu son gelişme iki isim arasındaki ihtilafın çok daha derinlerde olduğuna işaret ediyor.
Bütün bu gelişmeler böyle gözümüzün önünden akıp giderken, bunların üretilmiş gündemler olduğunu söylemesin kimse.
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar22