CHP’de parti içi muhalefet sertleşiyor
- GİRİŞ26.12.2024 08:48
- GÜNCELLEME27.12.2024 10:08
CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Eylül ayında bir araya geldiğimizde 13,5 yıllık CHP Genel Başkanlığı dönemine dair “En büyük pişmanlığınız nedir” diye sormuştum.
Bu soruma cevap verirken gözünü yukarı doğru kaldırıp 4-5 saniye kadar düşündükten sonra, “Onu biraz düşünmem lazım. Neticede bazı aksamalar oldu” demişti.
Kaçamak bir cevaptı tabi bu.
Osman Bölükbaşı’nın siyasette kendisiyle yola çıkıp, yarı yolda bırakanlar için kullandığı, “Göğsüm Karacaahmet Mezarlığı” ifadesini duymuş olsa, şimdiki kendi durumu için kullanmayı çok isterdi diye tahmin ediyorum.
Kılıçdaroğlu o buluşmamızda, “Siyasette bundan sonraki hedefiniz nedir” şeklindeki ikinci soruma daha açık bir karşılık vermişti.
Demirel’in sözünü hatırlatıp, “Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur” şeklinde bir cevaptı bu.
Zaten bu nedenle 4/5 Kasım 2023’te yapılan kurultayda Genel Başkanlığı sürpriz bir şekilde kaybettikten sonra köşesine çekilmedi.
Köşesine çekilmek yerine, parti içindeki gücünü (kalan gücünü) kullanarak yeni yönetime karşı ‘yıpratıcı’ ataklar yapmaya çalıştı.
Özgür Özel’in politikalarına dönük ‘çelme takma’ diye tabir edebileceğimiz yöntemle itirazlar geliştirdi.
Meclis’te İdare Amirliği için yapılan seçimde, Özel’in çıkardığı adayın karşısına kendisine yakınlığıyla bilinen Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın seçilmesini sağladı.
Bu şekilde, Özel’in Genel Başkanlık otoritesini ‘ezen’ bir tutum sergiledi.
PARTİ İÇİ MUHALİFLER, GENEL MERKEZE KARŞI DEKLARASYON YAYINLAYACAK. İMZA SAYISI 30’U AŞTI
CHP’de Genel Başkan’ın iradesini ezerek, oy çokluğuyla Meclis İdare Amiri seçtirdiği Uğur Bayraktutan’ın da aralarında bulunduğu muhalif milletvekilleri şimdi, Özel yönetimine karşı açıktan ‘bayrak açma’ hazırlığı yapıyor.
Bu defa, parti yönetimine ve parti politikalarına karşı bir ‘deklarasyon’ yayınlanacak.
Dün bu yazıya başlamadan önce, Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen, parti içi muhalefetin etkin isimlerinden birini arayıp son durumu sordum.
Şu ana kadar 30 milletvekilinin imza attığını söyledi konuştuğum isim.
Aynı ismin dediğine göre Genel Merkez, imza sayısının artmasını önlemek için, başka bazı muhalif isimlere Ankara dışı görevlendirmeler yapmış.
Uğur Bayraktutan dışında, bir süredir parti yönetimini açıktan ve sert bir üslupla eleştiren Oğuz Kaan Salıcı, epey bir süredir sessizliğini koruyan Engin Altay, İzmir milletvekili Aşkın Türeli gibi isimlerin şimdiden o deklarasyona imza verdiği söyleniyor.
4’LÜ TAKRİR BENZETMESİ…
“Deklarasyonun içeriği ne olacak” diye sorduğum CHP’li muhalif isim, metnin partinin iyi yönetilmediği, doğru muhalefet yapılmadığı gibi ana temalardan oluşacağı bilgisini verdi.
Konuştuğum isim, 7 Haziran 1945'te CHP'li Celâl Bayar, Refik Koraltan, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü'nün meclis grubunda açık olarak görüşülmek üzere verdiği önerge olarak bilinen Dörtlü Takrir olayına benzetti bu durumu.
Her ne kadar 4’lü takrire öncülük edenlerin başlatıp Demokrat Parti geleneğine taşıdığı o mücadele, CHP’deki parti içi muhalefetin yürüttüğü mücadele ile ‘mahiyet itibarıyla’ örtüşmüyor olsa da, yöntem olarak benzetiliyor demek ki.
Genel Merkez’e karşı deklarasyonun Ocak ayının başlarında yayınlanacağından söz ediliyor.
Sayı şimdilik 30 civarında.
Bunu yukarı doğru taşıma anlamında çalışmalar devam ediyor.
Ancak öbür taraftan 20 rakamının bile yeterli olacağı, o sayının şimdiden aşıldığı söyleniyor.
GENEL MERKEZ NASIL BİR REAKSİYON GÖSTERECEK?
Genel Başkan Özel’in parti için muhalif kanattan gelen ataklara karşı dik durmakla birlikte şimdiye kadar sert bir karşılık vermediği biliniyor.
Şimdi soru şu?
O Deklarasyon yayınlandığında, aynı şekilde maslahat gözeterek mi hareket edecek?
Yoksa masaya yumruğunu vurup, daha net ve daha sert bir tutum sergileyecek mi?
Muhakkak kendisi de ölçüp biçerek hareket edecektir.
Ancak iki türlü reaksiyonun da belli riskleri bulunuyor.
Masaya yumruğu vurup, muhalif milletvekillerine kapıyı göstermesi kendisini CHP içinde daha güçlü ve daha muktedir hale getirebilir.
Ancak, imzacı vekillerin sayısının çokluğu, parti içindeki kırılmanın tahribatının ağır olma ihtimalini beraberinde getiriyor.
Muhalif vekillerin elinin de çok güçlü olduğu söylenemez tabi.
Parti yönetimin hırpalayacak bir güce sahip olsalar da, genel başkanı değiştirebilecekleri bir seçimli kurultay için yeterince güçlü değiller.
Politik üstünlük de Özgür Özel’den yana.
Sonuçta 2023 seçimlerin kaybetmiş bir Kılıçdaroğlu’na karşı 31 Mart yerel seçimlerinde partiyi birinci parti yapmış bir Özgür Özel var şu an partinin başında.
Biraz da bu nedenle, ‘yıpratma savaşı’ biçiminde gelişiyor bu işler zaten.
Yorumlar23