'Terörsüz Türkiye' için bir adım daha
- GİRİŞ30.12.2024 09:04
- GÜNCELLEME31.12.2024 08:25
Dün sabah Kanal 7’de yaptığımız Başkent Kulisi programının konuğu MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya idi.
Mevlüt hoca ile yayınımızın başlamasına takriben yarım saat kala, bir gün önce İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşen DEM Partili Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın Öcalan adına paylaştığı 7 maddelik açıklama gündeme düştü.
Haliyle ilk sorumuz da bu yeni gelişme üzerine oldu.
Karakaya, Genel Başkanları Devlet Bahçeli’ye olan saygısından dolayı, “Sayın Genel Başkanımızın değerlendirmesini beklememiz en doğrusu olacaktır” dedi.
Ancak ikinci bir cümle olarak “Bu çağrıya pozitif bir yaklaşım içerisinde olduklarını kendileri (DEM Partililer) ifade ediyorlar” dedi.
Bu sözler, gün içerisinde haber kanallarında ve internet sitelerinde, “MHP’den ilk değerlendirme” spotuyla yayına verildi.
Esasen Bahçeli’nin bu konudaki görüşleri de önceden biliniyordu ve bu görüşler, gayet net bir şekilde DEM Parti ile İmralı arasındaki görüşmelerin başlamasını teşvik edici istikametteydi.
MHP liderinin son bir ay içerisinde şu tür açıklamaları basına yansıdı:
-İmralı A noktasıysa, DEM B noktasıdır. Bu iki nokta arasında doğrudan irtibat sağlanmalı.
-Bu görüşmenin sağlanmasında yarar var. 2025’e giriyoruz ve dikkat edilirse yüzüğümde de 'Yeni yüzyıl, yeni Türkiye' diye var. Bu bakımdan hayırlı bir başlangıç olur. Görüşmeleri bizi memnun eder. Zannediyorum Türkiye açısından da insanımız için de hayırlara vesile olur"
-İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz”
İMRALI: POZİTİF ADIMI ATMAYA, ÇAĞRIYI YAPMAYA HAZIRIM
DEM Partili milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, önceki gün İmralı’da yaptıkları 6 saatlik görüşme sonrası dün sabah Abdullah Öcalan’ın 7 maddelik açıklamasını kamuoyu ile paylaştılar.
“Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa hazırım” diyen terör örgütü lideri Öcalan, bir sonraki maddede ise şunu söylüyor:
“Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle, gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım”
Öcalan’ın ‘çağrı’ derken, Bahçeli’nin 22 Ekim’deki çağrısını kast ettiği açık.
Tam olarak bu şekilde zikretmese de, “Kurduğum örgütü lağvetme yönünde çağrı yapmaya hazırım” demiş oldu.
Ancak yapılan açıklamadan anlıyoruz ki, Öcalan o çağrıyı yapmadan önce, kendisini ziyarete giden DEM heyetinin (kendi ifadesiyle) devletle ve siyasi çevrelerle kendi yaklaşımını paylaşmasını bekleyecek.
İmralı ile bu ilk temastan çıkan bu sonuç, eğer ilgili devlet kurumlarının yürüttüğü ve başı sonu belli bir yol haritasının ‘geçiş dönemine’ ait bir detay ise (benim tahminim bu istikamette) mesele yok.
“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda her şey planlandığı gibi ilerliyor diye düşünülebilir.
Böyle bir durumda, Meclis’te yeni anayasa üzerinden yürüyecek çalışmalar çok daha önemli hale geliyor.
MECLİS’TEKİ ZEMİN, 2013’TEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ
DEM’li vekillerin Öcalan adına yaptıkları açıklamada, önümüzdeki dönem için TBMM’nin yürüteceği inisiyatife önem atfedildiği görülüyor.
“Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.” Cümlesinin bağlamı burası.
Yeni sürecin 2013’teki Çözüm sürecine göre sonuca doğru ilerleme anlamında yeni avantajları var.
Bir defa, bu işin sürükleyici aktörleri arasında MHP’nin ve Bahçeli’nin olması, başlı başına bu inisiyatifin başarıya ulaşması anlamında büyük bir değer ifade ediyor.
CHP adına, Özgür Özel’in parti içi bariyerler nedeniyle cesareti kırılmazsa ve başka konularda gördüğümüz zikzakları olmazsa, pozitif katkısı söz konusu olabilir.
DEM Parti’nin pozisyonu zaten belli.
AK Parti’nin ana lokomotif olarak bu süreci başarıya ulaştırma iradesine sahip olduğu hususunda da bir şüphe yok.
Yeni süreçle alakalı bir tek İYİ Parti’nin itirazcı bir pozisyonda olduğu görülüyor.
Yani Meclis’teki mevcut denklem, terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için gerekli adımları atma anlamında 2013’e göre çok daha elverişli durumda.
Ama asıl avantaj, 2015 yazından itibaren PKK’ya karşı verilen mücadelede elde edilen net başarı ve son dönemde Suriye’de oluşan yeni durum üzerinden geliyor.
Anlatacağım ama bu konu, ayrı bir yazıyı gerekli kılıyor.
Yorumlar43