DEM heyetinin Meclis turu: Şart yok, müzakere talebi yok. Peki ne var?
- GİRİŞ10.01.2025 09:10
- GÜNCELLEME10.01.2025 09:12
Siyasi gündemin merkezinde, TBMM’de yeni dönemin açıldığı 1 Ekim’den beri, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi etrafında gelişen olaylar var.
Son bir haftanın ana gündemini ise, DEM Parti’nin İmralı’ya yaptığı ziyaret sonrası, Meclis’te temsil edilen partilerle yaptığı görüşmeler belirledi.
Yürütülen inisiyatife, yaptığı çağrılarla bir nevi önayak olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilk görüşmeyi yapan heyet, devamında AK Parti, CHP, Gelecek, Saadet ve Deva Partisi ile bir araya geldi.
Bir tek İYİ Parti, DEM heyetine randevu vermedi.
Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk’ten oluşan DEM heyeti, hafta sonu önce Edirne cezaevinde Selahattin Demirtaş’ı, devamında da Kandıra Cezaevinde Figen Yüksekdağ ile görüştükten sonra temaslarını tamamlayıp, İmralı için yeni randevu gününü bekleyecek.
YAPILAN GÖRÜŞMELERDE NELER KONUŞULDU?
DEM heyeti, Meclis’te turlarını sürdürürken, herkesin merak ettiği görüşmelerin içeriğine dair ne bu heyetten, ne de onların görüştüğü partilerin temsilcilerinden herhangi bir açıklama gelmedi.
DEM heyetinin bir nevi sözcülüğünü de üstlenen Sırrı Süreyya Önder, temasları bitirdikten sonra etraflıca bir açıklama yapacaklarını duyurdu.
Dolayısıyla görüşmelerin içeriğine dair kamuoyunun merak ettiği soruların cevapları için bekleme hali sürüyor.
PARDE ARKASI: DEM HEYETİ HERHANGİ BİR ŞART YA DA MÜZAKERE TALEBİYLE HAREKET ETMEDİ
Görüşmelerin perde arkasına dair, içerikten haberdar olan hem iktidar, hem de muhalefet çevreleriyle konuşarak bir takım kulis bilgilerine ulaştım.
Bu bağlamda herkesin aklındaki soruya bulduğum cevap üzerinden ilerleyeyim.
DEM Heyeti bu görüşmelerde, İmralı’dan gelecek çağrının karşılığı olması anlamında herhangi bir şart, herhangi bir müzakere yahut bu manaya gelecek bir talebi gündeme getirmedi.
Terazinin bir kefesinde Öcalan’ın çağrısı olacaksa, diğer kefesinde de şu olsun anlamında bir talep söz konusu edilmedi.
Bu veri, İmralı’dan aldıkları mesajla bu turları yapan DEM heyetinin silahların bırakılması için bir ön şartı gündeme getirmediği anlamına geliyor ki, yürütülen inisiyatifin mahiyetini kavrama anlamında önem taşıyor.
Ayrıca bu durum, sürecin MHP lideri Bahçeli’nin “Ne müzakere ne de mütarekeden söz açılabilecektir” şeklinde özetlediği çerçeveye uygun bir şekilde ilerlemekte olduğuna işaret ediyor.
“Önce barış, sonra çözüm” şeklinde bir perspektiften söz ediliyor.
Önce barış derken, burada silahların şartsız bir şekilde bırakılması, terörün sona ermesi, örgütün tasfiye edilmesi anlaşılabilir.
Meclis’in alacağı inisiyatif, terörün olmadığı, silahların tehdit olarak gündemde tutulmadığı bir zeminde kendini gösterecek.
İnce nokta şu:
Önce terör bitecek ki, sonrasında siyasetin kendi dinamikleri içinde hareket ederek, Türkiye’nin üniter yapısını koruyacak bir çerçeve içinde Türk/Kürt kardeşliğini pekiştirecek adımlar atabileceği ortam oluşturulabilsin.
Esasen, Meclis üzerinden her ne yapılacaksa, silahların gölgesinin kalktığı, terörün bir tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmasının söz konusu olmadığı bir ortam çok daha elverişli bir ortam olacaktır.
Tepkilerin gölgesinde değil de, güven ortamının beslediği bir zeminde bu inisiyatifin ilerlemesi, karşılıklı rızaya dayalı kalıcı sonuçlar elde etme anlamında önem taşıyor.
MECLİS’TEKİ ATMOSFER 2013’E GÖRE ÇOK DAHA İYİ DURUMDA
DEM heyetinin Meclis’te temsil edilen partilerle yaptığı görüşmelerden pozitif görüntüler yansıdı.
Yukarıda işaret ettik, İYİ Parti dışında TBMM’de sandalyesi olup da negatif bir yaklaşım içinde olan bir siyasi parti bulunmuyor.
MHP’nin ve Genel Başkan Bahçeli’nin meseleye yaklaşımı başlı başına tarih bir nitelikte zaten.
Bu perspektiften baktığımızda, Meclis’in böylesi önemli bir projeye nezaret etmesi anlamında şartların 2013’teki Çözüm Süreci şartlarına göre çok daha elverişli olduğu görünüyor.
O zaman AK Parti, mecliste çoğunluğa sahip olmasına rağmen, Çözüm sürecine sahip çıkma anlamında yalnız bir parti idi.
İlerleyen dönemlerde HDP’nin de sürece dönük motivasyonunu kaybetmesiyle, Çözüm Süreci buzdolabına kaldırılmıştı.
Bugünkü şartlar, Meclis’te temsil edilen partilerin yürütülecek inisiyatife sahip çıkma anlamında kolay kolay bulunamayacak bir avantajı beraberinde getiriyor.
Nasıl ilerleyeceğini izlemeye devam ediyoruz.
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar23