Anadolu’ya yaptığımız seyahatler her seferinde dolu dolu geçiyor.

Heybemizi doldurup öyle dönüyoruz.

Bir günlüğüne bir şehre gidince, bir tane kitap bitirmiş gibi oluyorsunuz.

Geçen Cuma günü Konya’ya yaptığımız geziden de böyle duygularla döndüm Başkent Ankara’ya.

Sabaha 06’30’da hızlı trene bindikten takriben 1 saat 45 saat sonra Konya’ya vardığımızda, gün ışıkları daha yeni yeni şehri aydınlatmaya başlamıştı.

GEZ DÜNYAYI GÖR KONYA'YI…

Konya tarihi dokusu güçlü bir şehir.
Anadolu Selçuklu Devleti’ne Başkentlik yapmış.

(Bu arada Türkiye Selçuklu Devleti diye ilk defa orada duyduğum yeni bir tabir de kullanılıyor)

Karatay İlçesi sınırları içinde kalan eski şehri dolaşırken, aynı anda tarihe doğru bir yolculuk yaptığınızı hemen fark ediyorsunuz zaten.

Hele hele 1000 yıllık Bedesten Çarşısı’na girdiğinizde, kendinizi resmen yüzyıllar öncesinin atmosferi içinde buluyorsunuz.

Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülaziz’in Konya’ya hediyesi olan Aziziye Camii, minareleri ve büyüklüğündeki ölçülü hali ile buradaki tarihi dokuyla öyle bir güzel uyum sağlamış ki, burada gözünüze herhangi bir şey fazladanmış ya da ölçüsüzmüş gibi gelmiyor.

Selçuklu Sultanlarının görsellerinin bulunduğu bir tarih müzesine gittik.

Kendisinin Sibirya Türklerinden olduğunu söyleyen çekik gözlü bir rehber eşliğinde burada da tarihe başka türlü bir yolculuk yaptık.

Merakınızı celbetmek için şöyle sorayım:

Alaaddin Keykubat’ın fiziki özellikleri nasıldı acaba diye merak mı ediyorsunuz?

Konya’ya gidince soluğu burada alabilirsiniz.

Gördükleriniz yüzde 90 oranda dönemin Selçuklu Sultanlarının fiziki özellikleriyle örtüşüyor.

800, 900, 1000 sene öncesine gidip, dönemin Selçuklu Sultanlarıyla göz göze gelmek.

Onlar sizin gözünüzün içine bakıyor, siz onların…

Böyle bir duygu ile baş başa kalıyorsunuz.

GEZ KONYA’YI GÖR ÇATALHÖYÜK’Ü…

Konya’da bir güne sıkıştırılmış olan programımızda şehir merkezine 40 kilometre mesafede bulunan Çumra İlçesi sınırlarında bulunan Çatalhöyük’e de gittik.

1958 yılında ilk keşfin yapılmasından sonra bugüne kadar yürütülen çalışmalarda, 8500 yıl önce burada nasıl bir hayat olduğuna dair çok kapsamlı bilgilere, bulgulara ulaşılmış.

Konya Büyükşehir Belediyesi’de ziyarete gelenlerin ilgisini daha da artıracak türden incelikli çalışmalar yapmış.

Tarih öncesine yapılan bu yolculukta o dönem insanlar ne tür evlerde yaşamışlar, evlerin pencereleri niçin yokmuş, niçin damdan merdivenle evlerin içine giriliyormuş (yırtıcı hayvanların tehditlerinden korunmak için), niçin bitişik nizam evlerde yaşamışlar, nelerle uğraşmışlar, nasıl geçimlerini sağlamışlar vs. her türlü bilgiyi zengin görsel materyaller üzerinden elde edebiliyorsunuz.

Gez Dünya’yı, Gör Konya’yı diyorsak, buna bir de Gez Konya’yı Gör Çatalhöyük’ü eklemesinde bulunabiliriz.

UĞUR İBRAHİM ALTAY… VİZYONER BİR BELEDİYE BAŞKANI…

Konya siyasetine gelince…

AK Parti’nin 31 Mart seçimlerinden sonra yönetimi altında tuttuğu nüfusu en kalabalık şehir Konya.

Uğur İbrahim Altay öyle çakarlı arabalar, korumalarla falan dolaşmıyor Konya’da. 

Nitekim, Bedesten Çarşısı’nın bulunduğu bölgede biz gazeteciler olarak yanımızda tek başına o da dolaştı.

Selamlaştığı esnaf, kendisine saygılı ve muhabbetli bir şekilde karşılıklar verdi.

Daha önceki bir sohbetimizden hatırlıyorum kendisinin dediklerini.

Ziyaretlerde, kendi başına gittiği programlarda insanlar, “Kimlerle geldin” diye sorular yöneltiyormuş. 

“Kimse yok, kendim geldim”, ya da “Hanımla geldim” şeklinde cevaplar veriyormuş. Mesela…

Belediyecilik işinde sıkı sıkıya bağlı kaldığı kuralları varmış Uğur İbrahim Başkan’ın.

Mesela…

Belediyeye personel alımı yapılırken mevcut personelin birinci derece akrabası olanlardan bir kişinin bile işe alınmasına izin vermiyor. 

Kendi koyduğu bu kuralı tavizsiz bir şekilde uyguluyor. 

Belediyede üst düzey görevi bulunan bir yetkili, böyle bir girişimde bulununca kendisine “istifa etsin” diye haber gönderiyor. 

SGK BORCU OLAN BELEDİYELER KONYA’YI ÖRNEK ALMALI

İki ay kadar önce Konya’da Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Uğur İbrahim Altay’la bir program yapmıştık.

Kanal 7’de yayınlanan Başkent Kulise programına Başkent Ankara’dan da epeyce geri dönüşler almıştım.

Belediyelerin SGK borçlarının tartışıldığı bir ortamda yaptığımız o programda Konya Belediyesi’nin SGK borcunun 0 (yazıyla sıfır) olduğunu da o programda öğrenmiştim.

Uğur İbrahim Bey o programda değerli bir şey daha söylemişti.

SGK’ye sıfır borç uygulamasının kendisinden önceki belediye başkanı (Tahir Akyürek) döneminden devraldığını, kendilerinin de “O zaman bu geleneği bozmayalım” diyerek bu kuralı işletmeye devam ettiklerini söylemişti.

Ben bu başarının arkasındaki temel gerekçeyi dikkatli personel yönetimi ile ilişkili buluyorum doğrusu.

Konya Belediyesi’nde 10 bin kişi çalışıyormuş.

Ama bu sayının artmasına, şişirilmesine hiçbir zaman izin vermemiş Uğur İbrahim Bey.

Çoğunlukla emekli olanların sayısı kadar alımlar yapmış belediyeye.

Ucunu kaçırmadığınız zaman, borçlu belediyelerin şimdi yaşadıkları gibi başınızı ağrıtan bir durumla da karşılaşmıyorsunuz.

Bir yönüyle mesele bu kadar da basit aslında.