Erdoğan-Trump görüşmesinde gündeme gelen 6 madde

  • GİRİŞ17.03.2025 09:00
  • GÜNCELLEME17.03.2025 09:00

ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminden (2016/2020) bir anekdot paylaşımıyla yazıya başlamak istiyorum.

14 Aralık 2018’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Trump arasında yapılan görüşmenin ana gündem konusu Suriye ve ülkenin Kuzeydoğusu’ndaki PKK/YPG yapılanmasıdır.

Erdoğan görüşmenin bir yerine Trump’a yekten şu soruyu sorar:

“Sayın başkan Suriye’de bulunmanızın tek gerekçesi DEAŞ idi. DEAŞ yüzde 99 oranında yenildiği halde neden hala oradasınız?”

Trump soruyu aldıktan sonra Erdoğan’a hemen bir cevap vermez.

Yanında bulunan kurmaylarına, (Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Dışişleri Bakanı Pompeo, Savunma Bakanı Mattis, Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey) dönerek, “Erdoğan’ın dediklerini teyit ediyor musunuz” diye sorar.  

-Reel durumun zorunlu teyidi gelince, Trump şaşkın bakışlar arasında kararını ilan eder:

Suriye’den çekiliyoruz!

TRUMP YİNE AYNI NOKTADA AMA…

Trump’ın o gün aldığı bu kararın ardından, o dönem CENTCOM komutanlığı yapan Joseph Votel’in “Mideme yumruk yemiş gibi hissediyorum” dediği Amerikan basınına yansımıştı.

Filmin devamını o dönem yaşadık gördük.

Trump’ın Suriye’den çekilme kararına rağmen Amerikan Kurumları direnç gösterip, bu emri uygulamaya koymamayı başardılar.

Aradan bunca sene geçti, Suriye’deki Amerikan askeri varlığı hala, hem de Trump’ın duruşu değişmemiş olmasına rağmen sürüyor.

Şimdi aklıma geldi, yine Erdoğan/Trump görüşmelerine dair bir anekdot da, Barış Pınarı Harekatı’nın eli kulağında olduğu Ekim 2019’dan aktarayım.

Ankara, Suriye’nin Kuzeydoğusunda, bir başka deyişle Fırat’ın Doğusunda operasyon yapmaya geri dönüşü olmayacak bir şekilde karar verdiğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonun diğer ucundaki ABD Başkanına şöyle seslenir:

“Sayın Başkan, siz iyi niyetle bir öneride bulundunuz. Biz de işbirliğine hazır olduğumuzu beyan ettik. Ancak bürokratlarınız, verilen sözleri tutmadı. Ayak sürüdüler. YPG’nin geri çekilmesi, tahkimatların yıkılması, ağır silahların çekilmesi gibi hususlarda verilen sözler tutulmadı. Biz de bu durumu dikkate alarak tek taraflı harekete geçme kararı aldık.”

Trump, Erdoğan’ı dinledikten sonra bu defa, PYD kontrolündeki bölgelerde yer alan hapishanelerde tutulan DEAŞ’lıların durumunu gündeme getirdi.

Görüldüğü üzere, DEAŞ meselesi ve DEAŞ tutukluları meselesi, esasen Amerikan makamlarının o gün de bugün de bir numaralı gündem konusu olmaya devam ediyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan birkaç ay önce verdiği bir mülakatta, DEAŞ tutuklularıyla alakalı soruna bir çözüm bulunduğu an, Suriye’deki Amerikan varlığının bir anlamının kalmadığını Trump’ın da bildiğini dile getiren açıklamalar yapmıştı.

İKİNCİ TRUMP DÖNEMİNİN İLK KAPSAMLI GÖRÜŞMESİ…

Dün Türkiye’de öğleden sonra ABD’de sabah saatlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında yeni dönemin ilk kapsamlı görüşmesi gerçekleşti.

İki lider yakın zamanda birincisi Trump’ın kampanya döneminde suikast girişiminden kurtulması, diğeri de başkan olarak seçilmesinden kısa süre sonra telefon görüşmeleri gerçekleştirmişti.

Ancak her iki görüşmede geçmiş olsun ve hayırlı olsun kabilinden yapılan görüşmelerdi.

İki ülke arasındaki konuların müzakere edildiği ilk kapsamlı görüşme, dün gerçekleşti.

Görüşme sonrası İletişim Başkanlığınca yapılan açıklama, Türk/Amerikan ilişkilerini alakadar eden en temel meselelerin tamamına bu görüşmede yer verildiğini gösteriyor.

İletişim Başkanlığı’nın açıklamasına göre Erdoğan Trump’a şu başlıklar üzerinden Türkiye’nin yaklaşımını ve ABD yönetiminden beklentilerini aktarmış oldu:

-Suriye’de istikrarın yeniden sağlanması, yeni yönetimin işlevsel kılınması ve normalleşmesi için yaptırımların kaldırılmasına inancım tam.

-Terörle mücadelede ABD’den Türkiye’nin çıkarlarını gözeten adımlar bekliyoruz.

-CAATSA yaptırımları bitirilmeli.

-Türkiye’nin f-35 programına yeniden katılımı konusu sonuçlandırılmalı, F-16 tedarik süreci neticelendirilmeli.

-Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi için atılan adımları destekliyoruz.

Trurmp’ın ilk döneminde bir uçak seyahatinde dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan şöyle bir şey duymuştum:

“Trump, Türkiye ile ilişkilerin bozulmasını istemiyor. “Bu ilişkiler niye böyle” diye yer yer sesini yükselttiğini biliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’la görüşmesinde “ABD ile ilişkilerin yeni dönemde samimi ve sonuç odaklı ilerleyeceğine inancım tam.” Şeklinde bir cümle kullandığını da yine aynı açıklamadan öğreniyoruz.

Bu ifadelerden ne anlaşılması gerektiğine gelince:

Türk/Amerikan ilişkilerinde en fazla aciliyet ve önem kesp eden meselenin Suriye olduğunu vurgulamalıyım.

Bunu, daha önce Trump döneminden beklentilerini sorduğum birden fazla yetkili isimden işittiklerime binaen burada ifade ediyorum.

Suriye bahsinde de, Erdoğan’ın Trump’tan yeni yönetimi Suriye’yi istikrara kavuşturma anlamında desteklemesi, yaptırımları kaldırması ve doğrudan Türkiye’yi ilgilendiren bir mesele olarak terörle mücadelede Türkiye’nin çıkarlarını gözeten adımlar beklediğini ifade etmiş.

Bu ifadelerin anlamı açık.

Türkiye’nin yürüttüğü terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge projesine, Amerikan tarafının, yeni yönetimin destek olmasını, bu projeye müzahir bir çerçeve içinde hareket etmesini istemiş oluyor.

8 Aralık devrimi sonrası hem ülkesinin Suriye’deki gelişmelere karışmayacağını, hem de Yeni Suriye’nin anahtarının Türkiye’de olduğunu söylemişti Trump.

Ancak bu sözlerin, Amerikan askerlerini Suriye’den çekme anlamında Türkiye’nin istediği gibi mi hareket edeceği sorusu net bir cevap bulmamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi bu sorunun cevabını Ankara’nın arzu ettiği biçimde almak istediği için bu konuyu bu şekilde gündeme getirmiş oldu.

İletişim Başkanlığı’nın açıklamasında yer bulan F-35 meselesinin de dikkate değer yeni bir duruma işaret ettiği Türk/Amerikan ilişkilerinin seyrini yakından takip edenlerin malumu olmalı.

Zira, bu programdan çıkarıldıktan sonra Türkiye’nin yeniden F-35 programına üzerinde anlaşma sağlanması halinde dönülebileceğinin açık bir işareti var bu mesajda.

Trump’ın bu meseleye, önceki yönetimin kuruntulu yaklaşımının aksine, daha pragmatik ve ticari bir kapsamda yaklaşması mümkün olabilir.

S-400 şartının Ankara’nın karşısına eskisi gibi çıkmayacağı bir formülle de bu mümkün olabilir.

Neden derseniz, 2019 Temmuz ayında Trump Japonya’da Erdoğan ve heyetiyle yaptığı görüşme sonrası, Türkiye’nin S-400 tezlerine açık destek veren beyanlarda bulunmuştu.

Şimdi önümüzdeki süreçte Erdoğan’ın Trump’a aktardığı konularla alakalı ne türden gelişmelerin karşımıza çıkacağını izleyeceğiz.

Yorumlar13

  • taceddin 2 saat önce Şikayet Et
    yemen ve gazze konuşulmamış,
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kaan 6 saat önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla
  • İSA 9 saat önce Şikayet Et
    Erdoğan'ın Trump ile arası iyi..
    Cevapla
  • Gültepeli,BjK 9 saat önce Şikayet Et
    Sorular nett tavezzsiz ise israittee müseamaa gösterilmiycekse tamamdırr REİS bide Türkiye'deki israittliler kovulacağınıda söyleseydin bak nasıl herşeyi kabul ediyorlarr hepsini casusluk ajan potansiyel Türkiye düşmanı olararak defedelimm REİSS bu korkubile yeter bu katilllere
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • der Mehdi 10 saat önce Şikayet Et
    Deccalin yaptığı binaları yıkın. Şeytanlık etmeyi şeytanın adımlarına uymayı bırakın.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat