İsrail'le Suriye gerilimi: Ankara nerede, Tel Aviv nerede duruyor?
- GİRİŞ11.04.2025 08:52
- GÜNCELLEME11.04.2025 09:29
Türkiye ile İsrail arasında Suriye üzerinden gelişen gerilim ve çatışma riski, geride kalan hafta içerisinde Beyaz Saray’a kadar taşındı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Washington’a gidiş sebeplerinden birinin de bu mesele olduğu, yapılan basın toplantısında kendini belli etti.
Basın karşısında Netanyahu, Türkiye ile arabuluculuk talebini ABD Başkanı Donald Trump’a ilettiğini söyledi.
Trump’da Türkiye ile İsrail arasındaki bu ihtilafı çözebileceğini söyledikten sonra Netanyahu’yu “Makul olmaya” davet etti.
Sonrasında Türk ve İsrailli güvenlik yetkililerinin Suriye’de bir çatışma ihtimaline karşı ‘senkronize’ hareket etme hedefiyle Bakü’de bir araya geldiği bilgisi yayıldı.
Önceki akşam katıldığı televizyon programında bunu doğrulayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Türkiye ile İsrail arasında, Suriye’de muharip unsurların birbirlerini yanlış anlamasını önleyici teknik temasların olduğunu söyleyebilirim.” Dedi.
Fidan sözlerinin devamında da bunun nasıl bir mekanizma olduğuna dair biraz daha detay verdi:
“Suriye'de de biz birtakım operasyonları yaparken gerek havadan gerek başka türlü, burada o bölgede uçak uçuran İsrail'le belli bir noktada çatışmasızlık mekanizması tıpkı Amerikanlarla yaptığımız gibi, Ruslarla yaptığımız gibi olması gerekiyor.”
ÇATIŞMA RİSKİ DÜŞTÜ AMA BİR ANLAŞMA YOK
Bakü’deki temas sonrası taraflar arasında Suriye sahasında bir çatışma ortamına sürüklenme riski taşıyan hareketlerden uzak durma anlamında bir zeminin yakalandığı anlaşılıyor.
Dün İsrail Başbakanlık Ofisi adına yapılan açıklamada, “İsrail ve Türkiye heyetleri iki ülkenin çıkarlarını gözden geçirdi ve diyaloğu sürdürme konusunda mutabakata vardı. “ Denildi.
Diyaloğun sürdürme konusunda mutabakata varılmış olması, Suriye sahasında Türkiye ile İsrail arasında bir anlaşmaya varıldığı anlamına gelmiyor tabi
İsrail uçakları, geçen hafta, Türkiye’nin askeri üs kuracağını düşündüğü bölgeleri bombaladığı gibi
Tel Aviv makamlarından, Türkiye’yi tehdit olarak gördüklerini beyan eden (Netanyahu dahil) çok sayıda açıklama geldi.
Tel Aviv’den gelen son haberlere göre, İsrail Başbakanı Kabine toplantısında bakanlara hitaben, “İsrail, Türkiye ile yüzleşmek istemiyor, ancak kendini savunmak için gerekirse harekete geçmekten çekinmeyecek.” Şeklinde içeriğinde yine tehdit ifadeleri bulunan sözler sarf etti.
İSRAİL SURİYE’DE NE İSTİYOR? TÜRKİYE YAPMAK İSTEDİKLERİNDEN VAZGEÇTİ Mİ?
İsrail’in Suriye’de ne istediğine dair İsrail basınından bir haber yansıdı.
Maariv’deki habere göre “İsrail, Türkiye ile çatışmasızlık mekanizması kapsamında Suriye’nin güneyinin tamamen silahsızlandırılması ve Suriye ile Lübnan üzerinde hava faaliyeti özgürlüğünün sağlanması şartlarını öne sürüyor.”
Peki Ankara yeni gelişmeler muvacehesinde, İsrail’in Suriye topraklarındaki saldırganlığına karşı yeni bir tutum belirledi mi?
Dışişleri Bakanı Fidan, CNN’deki yayında Hande Fırat’ın “Türkiye Suriye’ye Askeri Üs Kuracak Mı?” Şeklindeki sorusuna cevap verirken, “Bizim deklare ettiğimiz bir üs yeri yok. Sayı da yok.” dedikten sonra şöyle devam etti: “Ama şunu deklare ediyoruz: Biz askeri iş birliği ve terörle mücadele başta olmak üzere buna bizim bir hazırlığımız var.”
Sonra bir eklemede daha bulundu Hakan Fidan, şu sözlerle:
“Sadece Türkiye, Suriye değil bölge ülkeleriyle beraber ama Suriye bağımsız bir ülke olarak bizimle beraber askeri bir anlaşmaya girdiği zaman buna vereceğimiz tabii ki bir destek olayı varsa ona da girmeye biz hazırız.”
Ankara’nın şöyle bir kırmızı çizgisi var:
Suriye topraklarından Türkiye’ye, bir güvenlik yetkilisinin tabiriyle ‘Fatal/hayati’ nitelikte yeterince tehdit yöneldi.
Bütün yaşanmışlıklar ve ödenen bedeller karşısında aynı türden tehditlerin yeniden ufukta belirmesine izin verilemez.
Bu bağlamda önce yine Hakan Fidan’ın sözlerine, devamında da Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından yansıyan görüşlere başvuracağız.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan:
“Suriye'nin tekrar Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek bir iç karışıklığa, bir operasyona, bir provokasyona maruz kalmasını izleyemeyiz.
Sadece bakmakla yetinmeyiz.”
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları:
“Türkiye olarak, Suriye’deki yeni hükümetin talepleri doğrultusunda, savunma kapasitelerinin artırılması ve başta DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütleri ile mücadelelerine destek sağlıyoruz. Bu kapsamda eğitim maksatlı üs kurulmasına yönelik değerlendirmeler devam etmektedir. Türkiye’nin yegâne amacı Suriye’nin toprak bütünlüğünün, istikrar ve güvenliğinin sağlanması ile terörden temizlenmesine yardımcı olmaktır. Türkiye’nin bunu yapmaya niyeti, kapasitesi ve vizyonu vardır. Bu amaçla yapılan ve yapılacak tüm faaliyetler iki devlet arasında varılan mutabakat kapsamında, uluslararası hukuka uygun ve üçüncü ülkeleri hedef almadan icra edilmekte ve edilecektir.”
MSB kaynaklarından yansıyan görüşler arasında İsrail’in Türkiye’ye dönük hasmane yaklaşımına tepkiler de var.
O sözleri de aktaralım:
“Türk Silahlı Kuvvetleri gittiği her yere istikrar ve barış götürmektedir ve kendisine tehdit olmayan kimse için tehdit değildir. Buna karşın İsrail, çatışmacı dış politika anlayışı ile hareket ederek Türkiye’yi haksız ithamlarla hedef göstermektedir. Provokatif açıklamalarla da iki ülke arasında sözde bir tansiyon/gerilim varmış gibi uluslararası kamuoyunda algı oluşturmaya, kafa karışıklığı yaratmaya çalışmaktadır.
İsrail’in hukuksuz eylemlerini örtbas etmek amacıyla seçtiği bu yolu daha fazla sürdürebilmesi mümkün değildir.”
Mehmet Acet - Haber7
Yorumlar27