Murat Kurum'a 'İstanbul için nasıl bir yol haritanız var' diye sordum, bakın neler anlattı

  • GİRİŞ26.04.2025 08:45
  • GÜNCELLEME26.04.2025 18:33

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, son yıllarda afetler karşısında milletin umudu haline geldi.

Yeni bir tarz getirdi bu anlamda.

Bir yerde bir deprem olduğunda, bir sel felaketi yaşandığında olay yerine gidiyor ve yaralar sarılana kadar olay yerinden ayrılmıyor Murat Kurum.

2020’de Elazığ/Malatya depremlerinde, İzmir depreminde, Manavgat yangınında, Kastamonu selinde ve 6 Şubat depremlerinde böyle davrandı.

Gittiği yerlerde aylarca sahadan ayrılmadı.

Şehirlerin yeniden inşa edilmesi, deprem yaralarının sarılması, depremzedelerin yuvalarına yeniden kavuşması anlamında hem çok gayret gösterdi, hem de pratik ve sonuç odaklı tarzıyla başarılı işler yürüttü.

Şunu hatırlatalım:

6 Şubat depremleri tarihin en büyük kara depremleri arasında yerini almıştı. Şimdiye kadar 200 binden fazla konut hak sahiplerine teslim edildiği gibi, bu yılın sonunda yani depremin 3’üncü yılı bile dolmadan, 11 şehirde kalıcı konutların hemen hemen tamamı hak sahiplerine teslim edilmiş olacak.

Murat Kurum Haber 7'ye konuştu.

“İSTANBUL’DA MEVCUT BİNALARIN %60’I 2000 YILINDAN SONRA İNŞA EDİLDİ.”

Bakan Kurum’la dün telefonla konuştuk.
Kendisi 6,2 büyüklüğündeki depremden sonra Çarşamba gününden beri mesaisini İstanbul’da sürdürüyor.

“İstanbul için nasıl bir yol haritanız var” diye sorduğumda, söze şöyle bir giriş yaptı:

“Tabii bu gelen ihbarları, yapı ihbarlarını aslında biraz da bizim çalışmalarla örtüştürecek hale getiriyoruz.

Yani baktığınızda da en fazla talep gelen ilçeler yine Avcılar, Küçükçekmece, Esenler, Bağcılar gibi aslında bizim çalışmayla da örtüşen ilçeler.”

2011 yılında Van’da, devam eden yıllarda Elazığ/Malatya, İzmir ve Düzce’de yaşanan depremlerde, en son 6 Şubat depremlerinde 2000 yılında çıkarılan deprem yönetmeliğine göre inşa edilen binaların güçlü bir mukavemet sergilediği görüldü.

Murat Kurum, Maraş depremlerinde de yıkılan binaların %98’inin 2000 yılı öncesine ait eski binalar olduğu bilgisinden yola çıkarak, sözü İstanbul’a getirip bazı bilgiler verdi:

“İstanbul’da toplam 8 milyon 70 bin bağımsız bölüm var. (Konut, ticari alan vs M.A) 2000 yılı öncesinde yapılan bağımsız bölüm 3.393.000. Yani, yaklaşık olarak İstanbul’daki yapıların %60’ı, 2000 yılı sonrasında inşa edilmiş durumda.”

Kurum’un 2000 yılını burada referans almasının nedeni, o yıl çıkarılan deprem yönetmeliği ile öncesine göre çok daha güvenli yapıların inşa edilebilir hale gelmesiyle alakalı.

Kurum diyor ki:

“2000 yılı öncesinde İstanbul'daki baktığınızda bütün yapılar riskliydi. Yönetmelik öncesinde yapılmıştı. Ama bugün baktığınızda bunun %60'ini güvenli hale getirmişiz.”

“BU İŞ MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ, BAĞIMSIZLIK MESELESİ, ÖZGÜRLÜK MESELESİ…”

İstanbul ve Marmara bölgesi, Türkiye’nin kalp atışlarını temsil eden bölgeler. Özellikle ekonomik anlamda…

“Hep söylüyoruz işte bu milli güvenlik meselesi.” Diyor Murat Kurum ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
 
“Bağımsızlık meselesi, özgürlük meselesi. Dolayısıyla bu işin ciddiye alınması gerekir. Top yekûn mücadele edilmesi gerekir. Bak bir taraftan yani Millet Bahçeleri ne kadar önemli. İnsanlar buralarda toplandı, buralarda güvenli hissetti kendilerini. Yani şu an İstanbul'da 34 tane millet bahçesi yaptık biz.”

“YARISI BİZDEN KAMPANYASI BAŞLADI. 21 BİN KONUT İNŞAATI SÜRÜYOR, 41 BİN KONUTUN DÖNÜŞÜM SÜRECİ BAŞLADI”

“Başta 2000 öncesi yapılar olmak üzere, 2000 öncesinde riskli gözüken yapılar olmak üzere bu dönüşümü hep birlikte yapmak zorundayız.” Diyor Bakan Kurum.
 
“Yani biz o kararlılığı her geçen günde arttırıyoruz.” İfadelerini kullandıktan sonra sözü İstanbul için başlatılan “Yarısı Bizden” kampanyasına getiriyor, hem bu proje bağlamında, hem de İstanbul’da yürütülen diğer dönüşüm çalışmalarıyla alakalı rakamlar veriyor:
 
“Bak yarısı bizden kampanyasında şu an inşaatı başlatılan 21 bini geçti. 41 bin konutun dönüşüm süreci başladı. Bir taraftan işte TOKİ ile sosyal konutlarımızı yapıyoruz ki bugün İstanbul genelinde baktığınızda, 2012'den bu yana 923.000 bağımsız bölüm dönüştürüldü. Yani bu önemli bir rakam. 39 ilçemizde yaklaşık 209.000 bağımsız bölümde çalışmalar şu an devam ediyor.”

Murat Kurum’a “Depreme karşı inşaat standartlarını güvenli hale getirebildik mi ülke olarak” diye sordum.

Önce “Evet” dedi, sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yani bizim 2000 sonrası çıkan yönetmelikler, düzenlemeler ki her geçen gün üstüne de koya koya gidiyoruz. O yüzden sağlam zeminde bu yönetmelikler çerçevesinde denetim hizmetleri de almış binalarda herhangi bir risk, bu manada söz konusu değil. O yönde de gerçekten mevzuatımız iyi.”

Mehmet Acet - Haber7

Yorumlar13

  • Ddd 5 saat önce Şikayet Et
    Genel olarak gördüğümüz kadarıyla geçtekten de 2000 sonrası binaların yıkılma oranı çok düşük. Bu yeni yönetmeliğin yeterli oluğunu gösteriyor
    Cevapla
  • Yorukl 6 saat önce Şikayet Et
    Reis'imiz sayın Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetleri İstanbul'a medeniyeti getirdi , gecekondular'dan Rezidans'a geçildi . Yol, metro, yeşil alan, havaalanı ve daha nice güzellikleri getirdi. Gel gelelim insanımız soğanı, patatesi bahane edip oylarını Hırsız güruhuna feda etti, yazık.
    Cevapla
  • Mehmet kara 7 saat önce Şikayet Et
    CHP ye ömrümde bir kere oy vermedim, bin sene yaşasam da herhalde vermem. şimdi bakan konuşuyor, parti konuşuyor, cumhurbaşkanı konuşuyor, sahi İstanbulu on yılardır kim yönetiyor? -güya- dindar kesimlerin yönettiği illerde depreme karşı ne yapıldı? artık seçmen daha geniş düşünmeli. sormalı: "gelirsen ne yapacaksın?" sürenin sonunda da "ne yaptın?" demeli.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Fehmi 8 saat önce Şikayet Et
    Ozaman Yüzde 40i eski bina yani İstanbul nufusunun 8 milyonu eski binalarda ikamet ediyor 8 milyon kişi risk altında anlamida tasiyabilir
    Cevapla
  • Reisx 8 saat önce Şikayet Et
    Kentsel dönüşüm için yapılması gereken tek bir şey var. Çevre ve şehircilik bakanlığı olarak daire sahipleriyle, müteahhitleri karşı karşıya getirmeyecek. Tüm sorumluluğu bakanlık üstlenerek dönüşümleri kendisi ihaleye çıkartarak yapacak. Başka türlüsü kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm oluyor. Hiçbir müteahhit en az yüzde yüz kar etmeyeceği projeye teklif dahi vermiyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat