Jeopolitik koridorlar ve ittifak sistemlerinin açmazları

  • GİRİŞ30.12.2023 12:22
  • GÜNCELLEME01.01.2024 08:54

KÜRESEL TİCARET YOLLARI VE KORİDORLARI;

Sadece Ukrayna veya Gazze savaşına değil bugünün krizlerine münferit izole edilmiş bir olay olarak bakmama prensibini yinelemek istiyorum. Her krizi öncesi ve sonrasıyla, başka krizlerle ve çeşitli vektörlerin etkileriyle devam eden bir süreçler bütünü olarak görmek gerekir. Bu uzun süreçte hangi güç hangi imkan ve kabiliyetleri ile galip çıkacak, hangi tür beklenmeyen gelişmeler yaşanacak gibi sorulara tam cevap verebilmek mümkün olmayabilir. Bu bağlamda, küresel ticaret yolları ve koridorlarına yazının konseptini gözeterek değinmek istiyorum. Sanırım Nizamülmülk’ün devlet ordu ilişkisi için söylediğini uluslararası ilişkilere ve çatışmalara tatbik edebiliriz. Bilge Vezirin “Hazine ve ordu ilişkisi” uluslararası ticaret ve devletlerin ekonomik çıkarlarıyla orduları ve stratejileri arasında da düşünülmelidir. 

KÜRESEL ANA TICARET GÜZERGAHLARI 

Günümüzde jeopolitik biraz da Küresel ticaret Güzergahları ile ifade edilmektedir.

Özellikle bu güzergahlarda taşınan kargonun kaynak ve erişim ülkesi açısından nicel ve nitel özellikleri jeopolitik değeri etkilemektedir. Bugünün şartlarında dünyada taşınan kargonun % 98'i deniz yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bu kargonun kaynak ve erişim ülkesi açısından değeri ise güzergahı çok daha önemli kılmaktadır. Mesela Masif ve agresif ihracatı ve enerji hammaddesi ihtiyacı yaşamsal nitelik arz eden Çin için Güney Çin Denizi güzergahları çok önemlidir. Dünya deniz taşımacılığının en yüksek oranı burada gerçekleşmektedir. 

Hukukçu Mehmet Ali Bal

Bilindiği gibi ABD'nin Pasifik donanmasının baskısı Çin'i yeni güzergahlar yaratmaya yöneltmiştir. Tek Kuşak Tek Yol Projesini Şi Cinping 2013'te Kazakistan ve Asean ülkeleri toplantısında telaffuz etmiştir. Ancak, bu projenin çok daha öncesinde düşünülmeye başladığı da açıktır: ASEAN (1967), Şangay İşbirliği Örgütü (2001),

BRICS (2006) örgütlerinin kuruluşu gibi. Özellikle masif üretim ancak güvenli masif ihracat ve pazarlama ile bütünleşirse bir anlam ifade edecektir. Kuşak ve yol girişimi: Çin'in yükselen güç stratejisinin temel taşı (Anadolu Ajansı, erişim 28/12/2023) projenin güncel durumunu genel olarak anlatmaktadır. Proje Doğudan Batıya ülkeleri birleştiren bir koridor (Çin Orta ve Batı Asya Koridoru) ile Kuzey ve Güney bileşen hatlarından oluşmaktadır. Özellikle Pasifik’teki kuşatmayı kıracak Çin-Hindiçin ekonomik koridoru ile Çin - Pakistan (Gvadar) Koridoru, ve bu ikisine ilaveten Himalaya Bağlantı Yolu; Kuzeyde ise Moğolistan Transsibirya Koridoru ile Rusya’yı Kuzeyden aşan Yeni Avrasya Koridoru karasal yolu oluşturmaktadır. Karasal bileşenlerden bazıları tek koridor üzerinden Avrupa’ya (Polonya, Almanya) ulaşmaktadır. Bazıları da Deniz yolu ile entegre olarak Yunanistan ve İtalya'ya ulaşmaktadır. 

Kuşak ve Yol Girişimi (BRI), 10 yılda 155 ülkenin katılımı ve 70'ten fazla ülkede yürütülen projelerle dünya nüfusunun 3'te 2'sini, küresel gayrisafi hasılanın yarısından fazlasını içeren etki alanı oluşturmuştur. Bu proje ile Çin Pasifik’te ABD baskısını kurmayı, Hindistan’ı oyun dışı bırakmayı, proje sahasındaki ülkeleri birleştirmeyi, yeni bir Pax China yaratmayı hedeflemektedir. Ayrıca projenin ulaşım yanında telekomünikasyon, dijital, vb altyapıları da tesis edilecektir. Projenin halihazırda yegane finansörü Çin kurumlarıdır. Birimine kadar gerekecek finansmanı da Çin sağlayacaktır. Isaiah Bowman’nın beşeri akıl ile jeopolitik değer yaratma fikrini şaşırtıcı bir şekilde Çin gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Proje yol almaya devam etmekle birlikte (2049 yılında tamamlanması hedeflenmektedir) bazı sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Mesela Çin Hindiçin Koridorunda okyanusa açılan projenin en önemli güney bileşeni olan bazı limanlar ve şehirler ne yazık ki hayalet şehir ve limanlara dönüşmüşlerdir. Diğer yandan çok sayıda farklı ülkeyi bir araya getirmek bazı zorlukları beraberinde getirmektedir. En son Çin arabuluculuğunda gerçekleşen İran - Suudi Arabistan Barış adımları Hamas saldırısı ardından riske edilmiş görünmektedir. Ayrıca güzergah üzerindeki bazı ülkelerle ilgili Çin Devletinin görüşleri netleşmiş değildir. Ülkemiz bu ülkelerden biridir. Bu nedenle hat Türkiye’yi by-pass etmeye matuf kuzey ve güneyden iki hat ile de güvenceye alınmaktadır.

Mesela İtalya bu yıl projeden çekildiğini açıklamıştır. Merhum Karakoç Üstadın ifadesiyle “Çin’in bölgesi dışına çıktığında evrensel olamaması” ayrı bir sorundur. 2010 sonrası Afrika’da söylenen bir tespiti paylaşmak istiyorum: “İngiltere ve Fransa ve türevleri dünün sömürgecileri; Çin (özellikle Çin) ve Hindistan bugünün sömürgecileri”. Günümüzde büyük oranda Çin’e borçlanan veya orantısız ticaret açığı veren ülkelerin sayısı artmaktadır.

Çin’in bir ana ulaşım politikası oluşturmaya çalıştığı Kuzey Kutup güzergahını da zikretmek gerekiyor. Çin’in Dalian Limanından kalkan bir kargo gemisinin Süveyş Kanalından Rotterdam Limanına erişimi süresi 48 gündür. Halbuki Arktik Okyanus güzergahından erişim 35 gündür. Küresel ısınmayla birlikte Arktik Okyanusta seyrüsefer günleri artacaktır. Çin Arktik Okyanustaki menfaatleri itibariyle Rusya ile de uyuşmamaktadır. Arktik Konsey üyesi İzlanda için cömert davranması ilginçtir. Keza ABD’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği için ülkemize yaptığı baskılar daha da anlam kazanmaktadır. Başlangıçta bu iki ülkenin üyeliğine Rusya’ya karşı Avrupa savunması bağlamında gördük. Ancak Kuzey Kutbundaki seyrüsefer güzergahlarının maliyeti, Zira bu iki ülke de Arktik Konsey üyesidirler. Zaman içinde geleneksel ulaşım güzergahlarından daha düşük maliyetli ve daha güvenli bir rota oluşturması, 9 milyon kilometrekaresi kara olan 27 milyon kilometrekarelik devasa alandaki hidro karbon yataklarının keşfi gibi hususlar bu bölgeyi değerli kalmaktadır.

Bu paylaşılması güç olan bölge için bir Arktik Konsey mevcuttur. (Üyeleri Rusya, ABD, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İzlanda, Kanada ve Norveç’ten oluşmaktadır. 1996’da kuruluşundan hemen sonra. Almanya, İngiltere, Polonya (1998); Fransa (2000); İspanya (2006); Çin, Güney Kore, Hindistan, İtalya, Singapur (2013); İsviçre (2017) gözlemci üyeleridir. AB ve Türkiye gözlemci üyelik için onay beklemektedirler. Bu öneminden dolayı ABD 1812’den beri tarafsız olan İsveç ve İkinci Dünya savaşından sonra tarafsızlık statüsü kazanan Finlandiya’nın NATO üyeliklerini sağlamak istemektedir. 

Bugün Kızıldenizde olduğu gibi küresel güzergahlarda başka sıkıntıların be güvenlik sorunlarının yaşanması halinde yeni rotaların ne kadar önemli hale geleceği izahtan varestedir.

2023 Eylül ayında Hindistan’da düzenlenen G-20 Zirvesinde Yeni Delhi'nin ABD'nin desteğiyle ilan ettiği Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) Projesi, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru'na stratejik bir rakip gibi görünse de henüz alt yapısı Çin’in Kuşak Yol Projesi kadar hazırlanmış değildir. Her iki proje de İsrail Hamas savaşı ve bölgedeki etkisinden dolayı hedefler açısından bir revizyon zorunluluğu ile karşılaşacaklardır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği (AB) liderlerinin ortaklaşa duyurduğu bu ekonomik koridor, Hindistan’ı Orta Doğu’ya bağlayacak Avrupa ile Asya, Orta Doğu ve Avrupa’yı kapsamaktadır. Amacı ülkeler arasındaki ticari ilişkileri genişleterek yeni bir ticaret rotası oluşturmaktır. Hamas’a İsrail Savaşı ile İsrail bileşeni zincirden çıkmış ise de bu ilanın bizatihi kendisi önemlidir. Yeni bir küresel havza oluşmaktadır. Üye ülkelerin (BAE gibi) ABD koruması altındaki kara ve denizlerde imtiyaz hakları elde etmesi bu ortaklığın başka bir yan faydasıdır. Biz de Türkiye olarak Basra’dan başlayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya erişen bir Kalkınma Yolu Projesini savunmaktayız. Ancak, halihazırda Irak’taki gelişmeler başta olmak üzere bölgemizdeki diğer krizlerin özellikle de finansal ihtiyacın nasıl karşılanacağı,Avrupalı ülkelerle nasıl bir ortaklığa girişeceği şimdilik tam bilinmemektedir.

Ticari rotaların büyük hamileri devletlerin arasındaki güçler dengesine de bir bakalım. ABD gücünün beklenenden fazla zayıflaması Rusya’yı kendisine karşı aşırı iştahlı Çin’e karşı yalnız bırakacaktır. Keza Rusya’nın zaafa uğraması ABD’yi Çin karşısında dengesiz bırakacaktır. Bu durumda, dünya iki düşman güç ittifakına sahne olabilir. ABD ve Anglo Sakson kampı tarafından beslenen, gözetilen Hindistan ise henüz entegre ve tam bir yeterliliğe sahip değildir. Ne Rusya ne de Çin olması için zamana ihtiyaç vardır. Çin’in de tam tersi Hindistan’ın en uygun momentumu yakalayacağı zamandan önce süpergüç imkanlarına tam erişim sağlamak zorunluluğu vardır.

Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru fiziki ve siyasi anlamda önemlidir. Dolayısıyla ilanının bile kendi başına bir anlamı vardır.

Küresel ticaret güzergahlarını mercek altına aldığımız bu yazı benzerleri gibi dünyanın önemli bir kısmını göz ardı etmektedir. Bu da Kuzey ve Güney Amerika Kıtası ile Japonya’nın içinde olduğu geniş bir bölgedir. Bunun önemli bir nedeni büyük montanlı üretimin Asyaya kaymış olmasıdır. Ancak, yüksek teknolojiyi tekeline almış olan yarım kürenin bu sferi azımsanmayacak bir ticaretin hem üreticisi hem de tüketicisidir. Güney Amerika’yı ayrı bir kategoride değerlendirmek gerekse de Kuzey Amerika, Japonya ve Müttefikleri özellikle nitelikli üretimde iş bölümü yapmış görünmektedirler. Mesela küresel taşımacılığın içine önemli yeri olan petrol ve doğal taşımacılığı için tanker gemilerin üretimi Güney Kore tersanelerinde yapılmaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrası askeri yetenekleri kısıtlanmış Japonya silahlanma izni kazanmış, 341 milyar dolar savunma bütçesi ayırmış ve ABD’ye Patriot satan bir ülkeye dönüşmüştür. Küresel bir savaşın ayak seslerinin arttığı günümüzden itibaren artık Almanya’nın da ciddi silahlanma iznine kavuştuğu görülmektedir. Hatta bazı Baltık ülkelerine Alman askeri konuşlandırma faaliyetlerinin de artacağı açıktır.

Ancak, Rusya’nın askeri faaliyetleri ile Afrika’da ve Güney Amerika’da etkin olduğu bilinmektedir. Ve savunma sanayii kendine yeter ve özgünlük özelliklerine sahiptir. Ulaşım güzergahlarında olamasa da dünyanın kritik bölgelerinde ben de varım demektedir. Afrika’daki darbeler ve yönetim değişiklikleri ciddi bir turnusol kağıdı işlevi görmektedir. Ancak bu ülkelerdeki ticari faaliyetler bakımından Çn Rusya’nın 10 katı bir hacme sahiptir. Bu durum sömürgecilik dönemi İspanya ile İngiltere ve Hollanda ilişkisine benzemektedir. O dönemde İspanyol.bayrağının olduğu ülkelerde en fazla ticaret yapan ülkeler Hollanda ve İngilteredir. Rusya Afrika ve Güney Amerika’da bazı askeri faaliyetler yürütmekte; Çin ise ticaret yapmaktadır. Rusya devrimleri teşvik etmekte, Çin ise stratejik limanları, madenleri, doğal kaynakları satın almaktadır. Rusya’nın Çin’in üretim altyapısının benzeri bir altyapısı bulunmamaktadır. Kapitalist üretim altyapısı yeni ülkelerin ilhakında hayati önem taşımaktadır. Bir anlamda genişlemenin olumlu seyri için siyasi proje ne kadar önemli ise sahip olunan toprakların ve güzergahların maksimum fayda sağlamasında kapitalist üretim altyapısı da o derece önemlidir. Rusya’nın hem devlet kurumları hem de Wagner gibi özelleştirilmiş askeri şirketler aracılığıyla Afrika, G. Amerika gibi kıtalarda bazı ülkelerde elde ettiği siyasi ve askeri güç kapitalist üretim altyapısının yeterli olmamasından dolayı bir açmaz da yaşamaktadır. Ancak şimdilik Wagnerin ele geçirdiği ülkelerin kaynakları yağmalanmaktadır. Bu konuda yerelde Çin ile de örtülü bir mücadele vermektedir.

Bugün yaşadığımız İsrail Filistin Savaşına bir de bu koridorlar ve yol güzergahları açısından bakmakta fayda vardır. Bu savaş nedeniyle İsrail gerek karadan Türkiye üzerinden gerekse denizden Avrupa’ya doğalgaz sevk etme opsiyonunu daraltmıştır. Bu durum Rusya’nın Avrupa’da doğal gaz momopolü açısından çok olumlu bir durumdur. Keza Eylat Aşdot arasında inşa edilecek petrol ve doğal gaz boru hatları projesi de risk altına girmiştir. Ancak, Ortadoğu barışı Çin için de önem taşımaktadır. Ortadoğu’daki en önemli Çin projesi olan Suudi Arabistan- İran barışı da ötelenmek zorunda kalmıştır. Sadece Ortadoğu’da değil küresel ihtilaf sahalarındaki her istikrarsızlığın kaynağında 2000’li yılların başından itibaren başlayan istikrarsızlık eksenli ABD politikasının bulunduğu görülmektedir. Ancak, bu istikrarsızlık sadece Çin’in ticaret rotalarını değil, ABD ve müttefiklerinin de rotalarını vurmaktadır. Küresel güç mücadelesinde dostları öldürmeyen ama sadece düşmanı öldüren bir silah henüz icat edilmemiştir. Küresel bir kriz her gücü vurmakta, küresel silahlar her gücü tahrip yeteneğine sahiptirler. Yukarıda ve daha önceki yazılarımızda sunduğumuz pariteler ve veriler ışığında akıl ve stratejik öngörü ile doğru ve maksimum fayda sağlayacak politikaların mükemmel icra ve inşası ile yol alınabilecektir.

Mehmet Ali Bal / Haber7

Yorumlar6

  • osman 10 ay önce Şikayet Et
    Ya Suriye'deki petrol? ABD boşboşuna mı petrol kuyularını zapt etti? Asıl ordaki petrolu İsrail üzerinden çalmayı planlıyorlar.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • SECRET 10 ay önce Şikayet Et
    mükemmel bir analiz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kamil 10 ay önce Şikayet Et
    Rusya'nın Arktiklerdeki Yamal LNG portundan istifade etmeliyiz . Uzun bir boru hattıyla gazı Novossirk Limanı oradan Türk Akım boru hattıyla Trakya ve İtalya'ya transfer edebiliriz . Kuzey Denizinde zengin hidrokarbon yatakları var . Ayrıca Basra Faw - Kars - Kafkasya - Sibirya demiryolu inşa etmeliyiz .
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Okur 10 ay önce Şikayet Et
    Ne yani kazan kazan stratejisiyle iraka yol yapıp türkiye tüm masrafları karşıladığında: * yol ölü doğmayacak mı . yol yarın kötüye giden ilişkilerde kapanmayacak mı . Yolu biri çıkıp federatif yada ötesi yapıya kavuşturduğunda atabileceğin somut adımın var mı . Ne tahkim ne uluslarası yaptırım sana adil olmayacak . Küresel liberal çin mal getirsin diye kendini pazar yapacak mı batı abd
    Cevapla
  • Gerçek 10 ay önce Şikayet Et
    Suudiler Gazze'ye niye ses çıkarmıyor çünkü İsrail orayı bir liman şehri yapacak doğudan gelen ürünler Suudi Arabistan üzerinden Avrupa'ya geçecek yani çıkarı var Filistin halkı bundan sonra orada barınamaz artık çünkü herkes sırtını döndü Biz hariç bizimde tek başına savaşacak halimiz yok arap dünyası sahip çıkmazsa
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat