Eşitliğin dönüşümü ve rekabetin gerilimi

  • GİRİŞ03.02.2025 08:56
  • GÜNCELLEME03.02.2025 09:37

Amerikan Yüzyılının kilit taşı tarihlerinden biri olan 11 Eylül saldırısından hemen sonra gayri ihtiyari şöyle demiştim: “Bilim ve bilişim teknolojileri alanındaki gelişmeler zengin ile yoksulu, güçlü ile zayıfı eşit kıldı!” Şimdi daha iyi anlıyorum ki, bu sözün ana amili bilişim teknolojileri olsa gerektir. Eşitliğin dönüşümü derken tam bunu kastediyorum. Zamanımızın güçleri bir taraftan çok aşılmaz nitelikli büyük güç donanımları ve araçlarıyla mücehhezdirler. Ama diğer yandan bu denge artık geçmişteki gibi değişmez bir sabote değildir. Hatta bilişim çağının gerçekleri dikkatle incelenir ise rakiplerimiz bizatihi bizim bilişim ağımız ve tabanının üzerinde yuvarlanmakta, tahrip edici operasyonlarını bizim ağlarımızı kullanarak gerçekleştirmektedirler.

Halbuki geleneksel bilgi ve teknoloji hiyerarşisi daha korunaklı bir yerdeydi. Mesela Orta çağın önemli güçlerinden biri olan Venedik şehir devletinde gemi yapımı, kumaş üretimi gibi faaliyetlerin stratejik ve korunması gereken faaliyetler olduğunu görmek mümkündü. Bunu yaparken mühendislerin, ustaların ve işçilerin hatta Venedik Doçunun bile Venedik'i terk etmesi yasaktı. Bugün böyle bir tedbirin gülünçlüğünü düşünebiliyor musunuz?

Hele birçok ülkede gördüğümüz askeri uyarılar; askeri bölge girilmez, askeri bölgede fotoğraf çekmek yasaktır, vb. Daha geçen haftalarda Fransa'nın olağandışı bir savaş ve saldırı durumunda taarruz için denizlerde gizlilikle seyreden nükleer balistik füze fırlatan nükleer denizaltılarının yeri deşifre oldu. Hem de hiç akla gelmeyecek bir şekilde.



Denizaltı mürettebatı Fransa'nın batısındaki Brest'te bulunan Ile Longue donanma tesislerinde bulundukları sıralarda koşularını kaydetmek üzere kullandıkları fitness uygulaması Strava üzerinden paylaşımda bulunmaları nedeniyle denizaltılarının yerini açığa çıkardılar. Bilindiği gibi bu tesis her biri 16 nükleer taşıma kapasitesine sahip dört balistik nükleer füze denizaltısına ev sahipliği yapmaktadır.

Tesiste çalışan 2000’den fazla çalışan ironik bir şekilde tesise girmek için yüz tarayıcılardan geçmekte, belli noktalarda da cep telefonlarını teslim etmektedirler.

Ancak, bilişim temelli akıllı saatler bu süreçte gözden kaçtığı söylenmektedir. Akıllı telefona ya da internete bağlı olmadan veri depolayabilen bu cihazlar üst düzey askeri makamların dikkatinden kaçmıştır. Mürettebatın görev sahasındaki hareketlerinin Strava’ya yüklenmesi sonucu, gerçek isimlerini kullanan personellerin deşifre olduğu, ayrıca bu bilgiler sayesinde de devriye zamanlamaları, eğitim programları, rotaları ile nükleer denizaltı devriyelerinin nasıl yürütüldüğü açığa çıkmıştır.




Konunun detaylarını meraklılarına havale ederek iki konuyu dikkatlere sunmak isterim. Birincisi İkinci Dünya Savaşı sırasında okyanuslarda devriye gezen ve saldırılar yapan Alman denizaltılarının şifreli seyrüsefer ve muhabere sistemi olan Enigma ve bu şifreleri kurmak üzere ilk önce Polonya’daki şifre uzmanları tarafından başlatılan çalışmanın Stalin işgali sonrası önce Fransa’ya sonra da Almanların işgalinden dolayı İngiltere’ye taşındıktan sonra binlerce kişinin çalıştığı bir tesise kavuştuğu Bletchley Park Şifre Kırma Enstitüsü bu büyük savaşın oyun değiştiren iki olgusudur. Bletchley Park için İngiltere genelinde 25.000 kişinin çağrı üzerine buraya başvurduğu söylenir.

Artık bugün böylesi bir faaliyete ve kurumlara ihtiyaç kalmamış görünmektedir. Strava fitness programı bu işi sevimli bir şekilde çözmektedir. Diğer dikkate değer ikinci husus ise Fransızların en güçlü ve hassas olduklarını düşündükleri yerden vurulmasıdır. Dünya genelinde profesyonellik ve prosedürlere uyum açısından Fransız askeri istihbaratının ön sıralarda yer aldığı bilinmektedir, Strava’ya mağlup olmaları manidardır.

Evet, eşitlik olgusu dönüşmektedir, dönüşmüştür. Tıpkı Amerikalı general David Patreus’un kongrede vizyon konuşmasında konvansiyonel Ordu birimleri açısından vurguladığı “Küçük birlik harekatı” ve “Küçük birlik liderliği”nin önem kazanması gibi bilişim teknolojilerinin olağanüstü gelişme hızı da devasa kurumları, devasa devletleri bırakalım kendi eşitlerini çok daha küçük rakipleriyle eşitlemektedir.

DÖNÜŞEN EŞİTLİĞİN REKABETİNDE ÖLÜMCÜL GERİLİM

2000’lerden sonra başlayan yeni bilişim çağında eşitliklerin dönüşümü, kararsızlığı, hızlı el değiştirme riski savaşların niteliğini değiştirdiği gibi ölümcül gerilimi de artırmıştır. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi dünya genelindeki yüksek teknoloji şirketlerinin ABD’ye çekilmesi, dünya genelinde bir bilgi hiyerarşisini uygulanması, özellikle müttefik olmayan güçlere ağır yaptırımlar yeni savaş modelidir kuşkusuz. Uzun zamandır devam eden çip savaşları, yarı iletkenler, işletim sistemlerine konan ambargolar, teknoloji casusluğu, küresel jandarma gücünü yöneten Anglo Sakson kampın gözaltıları, vb bu savaşın göstergeleri. Savaşın şiddetini bizim henüz kavramamız zor görünüyor. Zira yüksek teknoloji şirketlerinin, Y. Varoufakis’in ifadesiyle “Tekno-feodal” güçlerin elde ettikleri karlar tarihin hiçbir döneminde görülmemiş miktarlarda. Bugüne kadarki en yüksek kar bilançosuna sahip şirketlerin piyasa değerleri dünyanın büyük devletlerinin bile ekonomik büyüklüklerini geride bırakmaktaydı.



Ancak, geçen hafta yaşanan ve yeni yüzyılın da kilit taşlarından biri olmaya aday Çin’in yapay zeka asistanı DeepSeek’in 20 Ocak 2025’te duyurulması, ardından Apple’ın App Store’unda hafta sonu en çok indirilen uygulama olması, sektöre ilişkin bazı blog yazarlarının ve AI şirket yöneticilerinin beyanları. Sektörde derin bir dalga yaratmıştır. Teknoloji yatırımları yapan Marc Andreessen DeepSeek’in ortaya çıkışını “Bir Sputnik anı” (SSCB'nin ABD’den önce uzaya Sputnik uydusu göndermesi) diye tanımlamıştır. Nitekim 27 Ocak’ta Nvidia hisselerinde 600 milyar dolara tekabül eden %17’lik bir düşüş yaşanmıştır. Üstelik bu yapay zeka robotu milyar dolarlık Amerikan AI şirketlerinin milyar dolarlık yatırımlarına karşılık 5.6 milyon dolarlık bir start-up projesi olarak deklare edilmiştir.

Gerçi bu maliyet üzerine bazı analistler şüphe duymuşlardır. Şimdilik bilinenler Deep Seek yapay zeka motorunun Amerika’daki benzerlerine kıyasla muhakeme yeteneği açısından üstün bazı özellikler taşıması, çok daha az enerji ile çalışması, diğerlerinin aksine ücretsiz olması gibi hususlardır. Muhtemelen Çin bu hamlesi ile 1990’lı yıllarda ABD’nin SSCB’ye boyun eğdirdiği cep telefonu teknolojisini transfer ederek bireyleri sistem karşısında konsolide etmesi, özgürlüğe yaklaştırmasının benzerini yapmaktadır.

Bu elbette ki kolay ilerlenecek bir yol değildir. Mesela DeepSeek hizmetlerine büyük ve kötü amaçlı saldırılar başlatıldığı şirket tarafından duyurulmuştur. Microsoft’un ana yatırımcısı olduğu OpenAI şirketi de DeepSeek’in sohbet butonu geliştirirken kendi modellerinden yararlandığına, bazı bilgileri izinsiz damıtma yöntemiyle edindiğine dair kanıtlar bulduğunu açıklamıştır.

Bu tür olaylar karşısında Batının geleneksel yaklaşımının sistematik bir şekilde daha hızlı ve güçlüsünü üretme yolunda inisiyatif aldığını bilmekteyiz. Buna dair hızlı bir gözden geçirme ve yeniden yapılanma gerçekleştireceklerini düşünüyorum. ABD’de şirket birleşmeleri görülebilir. Çin ise geleneksel düşük profil ve ihracat ve teknolojide yüksek agresivite politikasını devam ettirmektedir.

Ancak, DeepSeek ve takiben de Alibaba gibi diğer Çinli şirketlerin bu alanda ilerlemeye devam edecekleri görülmektedir. Önümüzdeki dönemde daha agresif bir rekabetin güçleneceği açıktır. Hatta eğer Çin’in yüksek teknoloji ve yeni bilişim teknolojilerindeki oyun değiştirici ürünlerinin önü kesilmezse daha farklı ölümcül tutumlar benimsenebilir. Buna kaba güç (hard power) kullanımı da dahildir. DeepSeek yapay zeka robotunun bu çıkışının artık Çin ve ABD için geri dönülmez bir yola girildiğini gösterdiği açıktır.

Bu sivil teknolojinin diğer bir yüzünü de dikkate almamız gerekmektedir. Bu da askeri nitelikli teknolojinin durumudur. Henüz ABD ordusu dünyadaki en ileri teknolojileri kullanan, büyük bir lojistik kaynaktan beslenen bir ordudur. Ancak, bizler bu büyük güçlerin gerçek askeri kapasitelerini yeterince bildiğimizi iddia edemeyiz. Nitekim Suriye, Ukrayna gibi sahalarda yaşanan ciddi U dönüşlerinin askeri güç, ekonomik güç gerçek bilgisini içermektedir. Ancak, bunun bilgisi büyük ve rakip güçlerde vardır. Bizde de olmalıdır. Zira dönüşen eşitlik ile küresel ölümcül rekabet bizi de ciddi bir şekilde ilgilendirmektedir.


Mehmet Ali BAL - Haber7

Yorumlar1

  • Mustafa 3 saat önce Şikayet Et
    Çanakkale geçildi çanakkale zaferi'n den 23 ay sonra çanakkale geçildi İngiliz donanması dolmabahçe önüne demir attı donanmanın bir bölümü Samsun'a samsun limanını işgal etti oradan başkanlık sistemi ile yönetilen Kars İslâm cumhuriyetini yıktılar. İngiliz masonlar cumhuriyeti biz kuracağız dediler . İstanbul'a döndüler Kars İslâm devletimin başkanını ve Osmanlı padişahı ile beraber Malt
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat