Kayınvalide de bir
- GİRİŞ01.07.2015 08:27
- GÜNCELLEME02.07.2015 15:14
Birkaç yıldır Aile Bakanlığı talimatıyla kadını korumaya dönük çalışmalar başlatıldı. Yapılan çalışmaların iyi niyetli olduğunu düşünsem de, değişikliklerin korumaktan çok zarar verici nitelikte olaylara gebe olduğunu hissettim. Konu hakkında yazılar yazdım.
Yapılan pek çok yasal düzenlemenin, kadını mağdur etmeyeceğiz diye erkeği mağdur etmeye dönük olduğunu söyledim.
Yanıldım mı?
Günlük pratiğim ve yaptığım aile ve çift terapilerindeki paylaşımlara bakılırsa hayır. Çünkü psikopat ruhlu, kadını döven, hakaret eden, insan yerine koymayan, hizmetçisi gibi davranan, kadına eziyet eden pek çok erkeğin ortalıkta salına salına gezmeye devam ettiğini gördüm.
Tam tersine medeni, Allah'tan korkan kuldan utanan efendi adamların, arkasına yeni yasaları alan ve evlilik ilişkilerini ticari ahlaksızlığa çeviren kadınlar tarafından sömürüldüğünü de gördüm.
İki ucu keskin bıçak bir durum anlayacağınız!
İki gün önce haberlere yansıdı. Ayrılmak üzere mahkemeye başvuran bir çift, boşanma sürecini yaşarken adam evi terk ediyor. Annesinin evine yerleşiyor. Karısı, kocaya olan öfkesini yenemediği için kayınvalidesine hakaretler dolu mesaj atıyor.
Bu mesajlar mahkemeye veriliyor. Sonuçta kayınvalideye ağır hakaretin boşanma nedeni olacağına karar veriliyor ve mahkeme çifti boşuyor. Hatta kayınvalideye hakaret nedeniyle, gelinin karşı tarafa tazminat ödemesi kararı çıkıyor.
Ohhh bee!
Nihayet vicdanlı bir adalet mensubu, kayınvalidelerin de KADIN olduğunu hatırlamış!
Baştan beri aynı şeyi söyleyip duruyorum.
Adam, evini ve eşyalarını karısına bırakarak evden ayrıldığında annesinin yanına yerleşiyor. Ayrıldığı karısına verdiği tazminat için kredi çekiyor, her ay düzenli olarak nafaka nedeniyle maddi sıkıntıya giriyor.
Peki...
Bu adamın evine sığındığı ve bakmakla yükümlü olduğu annesi de bir "kadın" değil mi?
Hayali bir kurgu yapalım. Düşünün, ben bir abla olayım. Ve kardeşim boşanıyor olsun. Ona dayatılan tazminat ve nafaka ödemelerinin altından kalkamadığında ne yapacağız. Oturup kenarda izleyecek miyiz? Mecburen kardeşimize yardım etmek zorundayız. Böylece onun yaşadığı sıkıntıya destek olmaya çalışırken bir "kadın" olarak ben de mağduriyet yaşıyor olmayacak mıyım!
Danışanlarımdan duyduğum öyle saçma sapan boşanma kararları var ki! Boşanan çoğu kadın ciddi rakamlarla tazminat ve nafaka istiyor. Çalışan bir kişi olduğum halde onların talep ettiği rakamları ben bile bir arada görmedim üstelik.
Ve kanun koyucular fark etmemek veya anlamamakta direne dursunlar, mağduriyet yaşayan kocaya hep ailesi destek olmaya çalışıyor.
O aile de anne var, o bir kadın!
O ailede abla var, o bir kadın!
O ailede bir kız kardeş var, o bir kadın!
O ailede bir erkek kardeş var, o erkek kardeşin evinde bakmakla yükümlü olduğu eşi var, o bir kadın!
O evde bir ağabey var, onun evlenmesi gerekli, boşanan kardeşine maddi olarak yardım ederken, kendi evlilik tarihini geciktirmek zorunda kalıyor, o tarihi beklemek zorunda olan müstakbel gelin adayımız var, o bir kadın!
Elimde olmadan soruyorum ben de;
Sevgili Aile Bakanlığı! Kimi kimden koruyorsunuz Allah aşkına!
Bir kadını korurken, başka birçok kadının korunmaya muhtaç hale geldiğini anlamıyor musunuz?
Yüksek rakamlarla kapı açan kadınların niyetinin kaçıp kurtulmak değil, boşandığı adamdan kopardığıyla refah içinde yaşamak olduğunu ne zaman anlayacaksınız?
Siz bu ilginç yanlışınızı anlayıncaya kadar kaç adamın annesi, kardeşi mağduriyet yaşamaya devam edecek?
Gönlü güzel, niyeti iyi, kalbi cici bir sürü kadını bunun dışında tutuyorum. Evliliğini ve boşanmasını ticarete çeviren fırsatçı kadınlara Allah fırsat vermesin diyorum.
Ve adalet sisteminde böylesi kararlar alınmasını faydalı görüyorum.
Bir kayınvalide düşmanlığı almış başını gidiyor. İlginç şekilde neredeyse çoğu gelin kayınvalide düşmanı gibi davranıyor. Üstelik kucaklarında erkek evlatları var ve ilerde kendisi gibi bir geline denk gelirse, halinin ne olacağını düşünmüyor.
Evlilik bazı kadınlar için ticarete döndü, bu duygunun yaygınlaşması ise kanunlar sayesinde oldu. Sıkıntı çeken, kocadan zarar gören melek kadınlar, kocalarının korkusundan mahkemeye veya polise başvuramıyor maalesef. Evinde eziyet görmeye devam ediyor. Kanunlardan en fazla niyeti kötü olan kişiler istifade ediyor.
Sevgili Aile Bakanlığı! Bence işin bu kısmını çözün! Çözmeyi bilmiyorsanız da lütfen bizlerden yardım alın! Bildiklerimize ve yaptığımız çalışmalara bir danışın!
Sevgiler...
Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu
Bunu yapan kanun kanun olamaz! Bunların yaşanmasına vesile olan eş "kadın" olamaz!
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yapılan hukuki düzenlemeler çeşitli eleştirilere vesile oldu. Kimimiz beğendik, kimimiz abartılı bulduk, kimimiz yetmeyeceğini düşündük.
Yorumlar7