İki cihan güneşi, eşref-i mahlûkatın en şereflisi ve yücesi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) doğduğu günleri yâd ettiğimiz “Kutlu doğum” haftasındayız. Bu baharın en güzel günlerinde, bu gül mevsiminde, binbir çiçeğin buhuru içinde en sevgilinin kutlu hatıralarını ruhumuz erbabına iliştirmek, yeni baştan onun iklimine revan olmak, onun ruh ikliminden nasiplenmek umuduyla herkes ve cümle mevcudat ona doğru yürüyor…

Bu yürüyüş kutlu bir yürüyüş En sevgiliye doğru akan…

Kutlu Doğum gül mevsiminde gül kokulu bir yürüyüştür.

Bu iklimin hatırına herkes yüreğinden kopanı seslendiriyor, kalbinden geçeni konuşuyor, ruhuna nüksedeni hissediyor hiç kuşkusuz. Şair- Yazar Musa Tektaş da bu isimlerden birisi. Nasihat Yayınlarından çıkan “Peygamber Efendimizin 40 İsm-i Şerifi” adlı eseriyle bizleri iki cihan güneşinin birbirinden güzel ve özel olan isimlerinin mana iklimine götürüyor.

 Darende'nin gül ikliminde Hulusi Efendi Dergâhında feyz almış ve Halen Somuncu Baba Dergisinin yayın editörlüğünü yapan ve şair yanı da olan Musa Tektaş aynı zamanda her bir ismi şiir şiir, nakış nakış, desen desen yüreğimize gül kokularıyla sunmuş!

Yazar neden sadece kırk isim üzerinde durduğunu şöyle anlatıyor:

“Bilindiği gibi Hz. Peygamber (s.a.v.)'in çeşitli siyer kitaplarında 301 veya 312 isminin varlığından bahsedilir. Fakat çoğunlukla Esmaü'l-Hüsna gibi Esma-i Nebi'nin de 99 tanesi çok bilinmektedir. Sevgili Peygamberimizin isimlerinden 40 tanesinin anlamı ve o anlamlara uygun hayatından kesitleri sunmaya çalıştım, ancak kalan diğer Esma-ı Nebileri de zaman içerisinde kaleme alacağız inşallah!

Birbirinden anlamlı ve birbirinden özel tam kırk güzel isim!

Yazar Muhammed ismini ve anlamını ve bağlı olarak mim harfinin hususiyetini şöyle ifade ediyor:

“Kişi çok övüldüğünde "Mahmûddur" denir. Övülen güzel hasletleri çok olunca "Muhammed" denir. Muhammed; inançları, amelleri, sözleri ve ahlâkı övülmüş olmakta ileri giden demektir.

Senin muhabbetinle halkoldu yerler gökler

Bil cümle mükevvenât, insanlar ve melekler

İsminin hürmetine herkes şefaat bekler

Salât ve selam sana “Ya Hazret-i Muhammed”

Bu aciz ümmetine ne olur eyle meded!

Muhammed kelimesindeki mim harfi, O'nun son peygamber olduğuna işaret etmektedir. Çünkü mim harfinin mahreci, mahreçlerin sonuncusudur. Yine mim harfi O'nun kırk yaşında peygamber ola-rak gönderileceğine işarettir. Mim harfinin ebced hesabıyla sayı değeri kırktır.

Mim'i ha'ya, ha'yı mim'e ekledim

Dal misali boyun büküp bekledim

İsmin nakış nakış kalpte sakladım

Ahmed'im, Mahmud'um can Muhammed'im

Hamid'im, Mustafa'm bâbına bendim!”

Yazar isimleri anlamlarıyla ifade ederken her ismi şiirselleştirerek Allah'ın güzel isimleri gibi Esma-i Nebi diye adlandırabileceğimiz bir isimler güzellemesini gönül bağından gül mevsimine düşürmüş olmanın bahtiyarlığı içindedir adeta.

Herkesin zamanın ruhuna yenilip kesrete bütün varlığıyla bulaştığı bir zamanda yüreğini ve ruhunu kutlu meselelere vakfeden insan sayısı bu kadar az iken yazarın bu uğraşısı az şey midir bilene?

Az şey midir En Sevgilinin kutlu isimleriyle gül mevsimine gül kokulu bir eser düşürmek? Hiç şüphesiz kaderinde ve hayatında hep güzeli ve doğruyu arayan, onlar için nefes alıp veren insan sayısı umudumuzun da ötesinde fazladır, zira bu hususta Allah'tan ümidimizi kesmiyoruz!

En çok övülen en çok sevilen Ahmet ism-i şerifi için Yazar Musa Tektaş hem değişik yazar ve şairlerden şiir ve yorumlara yer verip, bu güzel ismin özellikleri üzerinde duruyor:

“Hamde en layık olan Yüce Rabbimiz, hiç kimse-ye nasip olmayan hamd makamına Ahmed-i Muhtar (s.a.v.)'ı ulaştırdı. İlahî nurdan yaratılan Peygamberimizin nuru çeşitli şekillerde binlerce yıl hamdetti. Vücut âlemine gelinceye kadar zikir ve tesbihe devam etti. Melekler O'nun için adını “Ahmed” olarak dillen-dirdi.

Yeryüzünde Muhammed, gökyüzünde Ahmed ismiyle bilindi. O oldu yaratılmışların ferdi. Bu isim daha önce hiç kimseye verilmedi, sadece O'na verildi.  

Bil cümle mahlûkattan daha fazla hamd eden

Tevrat'ta ve İncil'de Hak isminden bahseden

Elhamdülillâh deyip ilk secde eden beden

Salât ve selam sana olsun “Hazret-i Ahmed”

İsminin hürmetine bizlere eyle meded!”

Yine gönüller sultanı Osman Hulusi Efendi de bir beytinde peygamber sevgisini şu şekilde dile getirmiş;

Firkat oduna yakma bu cânımı efendim

Ol vâris-i yektâ Ahmed-i Muhtâr'a ulaştır

Sevgili peygamberimizin güzel isimleri açıklamalı yorumlarla anlatılmanın yanında bir de hem yazarın kendi yazdığı şiirler hem de geçmişten günümüze Türk Edebiyatının önemli şair ve yazarlarının yorum ve şiirleriyle taçlandırılıyor. Mesela Aziz Mahmut Hüdai, Mahmud ism-i şerifi için şöyle demiş:

Ey menba-ı lutf u cûd

Yerin Makam-ı Mahmûd

Yaratılmıştan maksûd

Sensin Yâ Rasûlallah!

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Muhammed/ Mehmet, Mustafa, Ahmet, Hamit,  Mahmut isimleri ülkemizde en çok görülen erkek isimleri. Bu da Sevgili Peygamberimizin ism-i şeriflerinin Müslüman halk arasında nasıl da sahiplenilip bir hatırlatma, feyz alma ve hoşnut kılma gibi duygulara vesile olduğunun apaçık ispatı gibidir.

Şair-Yazar Musa Tektaş'ın bu güzel eserinin bu kutlu günlerde hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Güzel isimlerle, güzel yorumlara ve hissiyata düşmeniz dileğiyle…

Muhabbetle Kalınız!

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

https://twitter.com/maybikesinan