Sivrilttiğimiz kazıklar meselesidir bu!

  • GİRİŞ21.06.2013 08:59
  • GÜNCELLEME21.06.2013 08:59

Son “ gezi” olayları bize birçok şeyi öğretti öğretmesine ancak bazı hususların özellikle konuşulmasında ve tartışılmasında yarar görüyorum. Bu olayların başında ve merkezinde görülen güya “sanatçı-yazar- gazeteci” kesimlerinin zamanında maddi ve manevi desteklerle nasıl şımartılarak semiz kılındığının ve şişirildiğinin altını çizmek istiyorum.

Lübnanlı Halil Cibran, “Dünyanın her neresinde bir olumsuz şey vuku buluyorsa bil ki o senin suçundur” der! Bu kimselerin meydana çıkışı da, böyle başımıza hain kesilmeleri de gerçekten de “bizim, sizin, hepimizin” suçudur!

Bu suçlarımızı burada alenen yazmak ve ifşa etmek artık boynumuzun borcudur!

Çok uzak değil, yaklaşık bir bir buçuk ay önce Kocaeli Kitap Fuarında yaşadığımız bir şey vardı. Bu “gezide” ne kadar öne çıkan isyancı yazar- çizer varsa bu fuarda da öne çıkarılmış, resimleri şehrin her yanına ısrarla, defaeten asılmış ve isimlerinin altı hususan çizilmişti sanırdınız! Bu tabloya baktığınızda Ece Temekuran, İhsan Eliaçık, Ayşe Kulin, Canan Tan ve daha niceleri Türkiye'nin biricik yazarları olarak lanse edilmişti!

Bunun yanlış olduğunu geçen yıl Sinan Yağmur basın toplantısı yaparak ifade etmiş, akabinde bizler de ilgili bürokratları ısrarla uyardığımızda da hiçbir sonuç alamadık! Mantalite meseleyi bir türlü kavrayamadı!

TRT hususu… Yine bu olaylarda TRT'ye programlar çeken ve belgeselleriyle öne çıkan bir şahıs da bu olayların baş aktörlerinden birisiydi. Hem yalan beyanlarda bulunuyor, hem de fiilen işin içindeydi! TRT programlarının da kimlere teslim edildiği ve kimlerin ısrarla oralarda tutulduğu iyice araştırılmalıdır artık!

MEB… Bu gezi hadisesinden az önce Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir organizasyonunda konser verecekler listesindeydi. Ancak olay patlak verip de bu kadın ifşa olunca Başkan Gökçek'ın ferasetiyle konseri iptal edildi. Mamafih aynı kadının MEB'in bir birimiyle anlaşmalı olup bir takım programlarda “Dinçer zamanı” özellikle öne çıkarıldığını da hatırlıyorum bu “böyük” sanatçının!

Buna benzer yüzlerce yüzlerce örnek verebilirim…

Muhafazakâr kesimin yazar ve çizerlerini, sanatçılarını sürekli olarak ikinci tercih olarak gören bu zihniyetin bizlere neler kaybettirdiği ortadır! Bu alanda ne zaman muktedir olacağız? Bu kompleksi ne zaman terk edeceğiz?

Kulakları çınlasın Yavuz Bahadıroğlu bu hazin tablo için “Komşu kızı sümüklü olur” tabirini kullanır ki gerçekten de bu meseleye bizim bürokratların da aynen böyle yaklaştığını düşünüyorum artık!

Yani biz böyle komplekli ve gözü sürekli dışarıda olan böyle bürokratları da  iyice gözden geçirmemiz elzem olmuştur! Devlete karşı, millete karşı, en ufak bir zaafı olmayan böyle kimseleri şah şöhret ve paraya boğan ve asla hak etmedikleri iltifatlarla şımartan, bunu da  devletin parasıyla yapan böyle adamları da artık görmek zorundayız!!!

Kendi ellerimizle kendimize düşman üretiyoruz!

Özellikle TRT kadrolarının yeni baştan gözden geçirilmesi elzemdir! Devletin kurumunda yuvalanan ve yeri geldi mi devlete sırtını dönen ve elinden geleni yapan insanların yeri TRT değildir, olmamalıdır!

Hele bizden görünüp bu dönemde “yan çizen!” bir grup vardır ki hayal kırıklığımızın tamirini bile imkânsız kılmışlardır! Müslüman kişi net olur, doğrudan, huzurdan ve güvenden yana olur. Menfaatine göre duruş belirleyen insanın “riya” ile beslenen insanın artık hayrından da, şerrinden de uzak durmalıyız…

Hasil-ı kelam kendimize bir dokunduk, bin ah işittik en derininden!

Şeyh Edebali'nin deyişiyle “İşlerini ehil kişilere danışarak tutasın, danışırsan yol alırsın, danışmasan yolda takılıp kalırsın oğul.” Bizim asıl büyük meselemiz ehil insanların hak ettikleri yerde durup durmamaları meselesidir zira.

Biz ne zaman kültürde, sanatta, medyada öne çıkarsak asıl başarıyı o zaman yakalama şansını bulacağız! Çünkü kalıcı zaferlerin kendini gösterdiği alanlar bunlardır…

“Sivrilttiğimiz kazıklar, gelir bizi kazıklar” diye özetleyelim meramımızı!

Muhabbetle kalınız.

 

Meryem Aybike Sinan-Haber7
meryemaybike@gmail.com

Yorumlar13

  • EYLÜL SONBAHAR 11 yıl önce Şikayet Et
    her kim olursa olsun...önce insan olsun.... net , dosdoğru...sünnete uygun...şuna buna,oraya buraya göre eğilip bükülen değil, dimdik!" müslüman kişi net olur, doğrudan, huzurdan ve güvenden yana olur. Menfaatine göre duruş belirleyen insanın “riya” ile beslenen insanın artık hayrından da, şerrinden de uzak durmalıyız"…potansiyel tehlikeye bir numaralı örnek olan bu cümle,bu yazının en sevdiğim cümlesi...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • mermus 11 yıl önce Şikayet Et
    Sivrilttiğimiz kazıklar meselesidir bu!. bıldır yetiştirdiğin hurmalar diyon yani.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • siyahnur 11 yıl önce Şikayet Et
    turgut hocam. biz ilmelyakin bilelim yeter hakkalyakin bilenler biliyor zaten. :) Saygılar...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    sayın siyah nur sorunuza içtenlikle cevap veremem zira. o soyunanlardan biri değilim...faka kanaatim odur ki dünya hayatını sonu gelmez,ölümsüz bir yer sanıyorlar..bu soyunanların analarıda gençti şimdi yerinde yeller esiyor..biraz şimaracaklar,eğlenecekler,eğlenceden hastalıkları kapacaklar ve sonu halkın vicdanını ajite etme...öyle birini gösterin ki en cesur soyunmuş olsun ve bilimum hastalıklardan beri hayat yaşamış olsun...
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • siyahnur 11 yıl önce Şikayet Et
    turgut hocam. Benim anlamadığım sanat için soyunanlar, gösteri için soyunanlar, kadın hakları için soyunanlar denize girmek için soyunanalar, yani her fırsatta soyunanlar, neden Allah için giyinmezler anlam veremedim gitti...
    Cevapla Toplam 12 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat