Çölaşan Kur'an Kursları'ndan neden rahatsız?
- GİRİŞ12.07.2013 09:24
- GÜNCELLEME12.07.2013 09:24
Sonra birileri bu yaz aylarının mahremiyetini elledi. Kimi tatil dedi, kimi deniz dedi, kimi turizm dedi ve yaz ayları birçok insan için başıboş geçirilen aylar hüviyetine büründü. Zaten eskisi gibi çocukları gönderdiğimiz Kur'an kursları mevcut değil. Bizim çocukluğumuzda her cami birer kurs idi aynı zamanda.
Geçen gün solun markalı ismi Emin Çölaşan Kur'an Kurslarından duyduğu rahatsızlığı açık açık belli etti.
Bunca mesele dert arasında kafası hala nelerle uğraşıyormuş onu da görmüş olduk.
Öyle ya kendisi yaz tatiline çıkacakken aklı Kur'an Kurslarına gidip dinini, Kur'anını ve ahlaki değerlerini öğrenecek olan memleketin çocuklarında kalacak. Çölaşan'ın dünyasında bunların bir anlamı, önemi olmasa da İslam Dini'ne göre her anne ve baba çocuğuna, kendisine lazım olacak kadar dini ve ahlaki bilgileri öğretmek zorundadır. Kendisi öğretemiyorsa bir şekilde öğrenmesini temin etmesi gerekmektedir.
Bu mevzu, İslam Dini'nin bir evladın anne- baba üzerindeki en önemli haklarından birisidir. Başka bir deyişle anne ve babalar ergenlik çağına kadar evlatlarına, İslam Dini'nin kurallarını, dinimizin temel esaslarını, Kur'an-ı Kerim'i ve Kur'an ahlakını öğretmekle yükümlüdür.
Doğruluk nedir? Dürüstlük nedir? Büyüklere saygı duymak, iyilik yapmak, ilim öğrenmek, dinimizin yasakladığı kötülüklerden uzak durmak ve benzeri gibi dini ve ahlaki düsturları çocuğuna öğretmeyen anne ve baba dinen onların yaptığı yanlış davranışlardan sorumludur ve mahşer gününde bütün bunlardan hesaba çekilecektir.
Bireysel ve toplumsal mutluluğu hedef alan İslam Dini, ahlak kurallarından bihaber bireylerin “aşağıların en aşağısına” düşecek bir insani çöküş yaşayabileceği noktasında bizleri uyarırken bütün bu erdemlere sahip bireylerin ise “eşref-i mahlûkat” seviyesine yükseleceği konusunda ise bizleri müjdeler.
Aynı şekilde doğruluk, dürüstlük, iman, ibadet, ihlâs, saygı, kul hakkı, güven ve bilumum dini ve ahlaki değerlerin ötelendiği bir toplumun karanlık bir toplum olduğu ve böyle toplumların saadete ulaşamayacağı İslam Dini tarafından bizlere sıkça hatırlatılır.
Şimdi sormak lazım! Çölaşan, çocuklarımızın dini ve ahlaki değerleri öğrenmesinden neden bu kadar rahatsızlık duymaktadır?
Yazısında dile getirdiği “Okullar yaz tatiline girince minik çocuklar mahalle ve imam baskısıyla doğrudan Kuran kurslarına sevk ediliyor” cümlesinden anlıyoruz ki Çölaşan, yaz Kur'an Kursları'na çocuklarımızın mahalle ve imam baskısı nedeniyle zorla gönderildiğini iddia ederek yavrularımızın dini ve ahlaki değerlerini öğrenmesine karşı duyduğu ontolojik rahatsızlığını kamufle etmeye çalışıyor.
Çölaşan, ağababalarının uyguladığı dini baskıları çok özlemiş olacak ki dün olduğu gibi bu gün, o baskıların neden yapılamadığıyla ilgili müthiş bir hasret sancısı çekmektedir.
Bu ülke, bırakın Kur'an Kursu açmayı Kur'an-ı Kerim okumayı, evinde Kur'an dâhil dini- ahlaki kitapları bulundurmayı en büyük suç unsuru olarak gören dönemlerden geçip bu günlere gelmiştir. İnsanlar, eziyet görmemek için Kur'an-ı Kerim'leri saklayacak delik arıyordu bir zamanlar bu ülkede.
Çölaşan, her halde o günlerin özlemini çekiyor olmalı!
Ancak Allah bir daha öyle karanlık günleri bu ülkeye nasip etmesin. Bir zamanlar bu ülkenin halkına yapılan bütün bu baskıları ve hatta ezanın Türkçe okunması için yapılan zulümleri bilmeyen gençlerimiz için Çölaşan'ın yaz Kur'an Kurslarına baskıyla çocuk sevk edildiği safsataları belki bir anlam ifade edebilir.
Zira on yıllardan bu yana tarihini, dinini ve kendi öz değerlerini bilmeyen bir nesil yetiştirmek için her türlü entrikaya başvurulan ve her çeşit yolun, yöntemin mubah görüldüğü bir yaklaşımı hayretler içinde görüp geçirmiş bir milletiz biz. Cilalanmış yazarlarıyla, toplumunu aşağılayan sözde sanatçılarıyla ve millete yabancılaşmış aydınlarıyla bunu kısmen başardılar da…
Ama artık Çölaşan'a bir tavsiyem var;
Benim kendi çocuğumu nasıl yetiştireceğime, onu nereye göndereceğime lütfen karışma! Değerlerini, bin yıllık tarihini ve hafızasını sıfırlamış bir nesil türetmeye kalktın ve başarılı olamadın. Yavrularımıza karıştığın, yönlendirdiğin, baskı yaptığın o zamanlardaki mutlu günlerinle avunmaya ve avucunu yalamaya devam et!
Bu milletin gözyaşlarıyla ıslattığın ellerini bu milletin çocuklarının üzerinden çek…
Kur'an Kursu'na, camiye giden, dinini öğrenen ve namaz kılan çocuklardan neden rahatsız oluyorsun ki?
İslam Dini esaslarını, doğruluğu, dürüstlüğü, yardımseverliği, namazı, orucu, zekâtı ve diğer erdemleri öğrenmek isteyen bir gençlikten niçin korkuyorsun?
Korkmana hiç gerek yok. Zira onlar, zulme uğrasa da zulmedene zulmetmemeyi de öğreniyorlar Kur'an Kurslarında… Artık anla bunu ve gerçekten içindeki çölü aş!
Muhabbetle Kalınız.
Meryem Aybike Sinan- Haber7
Yorumlar24