“Askerdeki kocasını bırakıp çocuğu yaşındaki biriyle evlenen Pınar Atacan (Altuğ)gibi tipler bizi fena rahatsız ediyor.”

İnsanlar evlenmişler.

Bir de çocukları var ve görünüşte mutlular da… Lakin canı sıkılan birileri bu insanların evliliğinden irrite olmuş! Neymiş efendim kadın kocasından büyükmüş! Bir kadın çocuğu yaşında birisiyle nasıl evlenirmiş? Pes doğrusu!

Pınar Altuğ'u tanımam, beğenmem ve oldum olası yapmacık bulmuşumdur. Dünya görüşü de bana uymaz. Manken midir, oyuncu mudur, sunucu mudur onu da bilmem zira bu ülkede nasıl olsa herkes her işi yapıyor. O da yapsın sorun değil. Ancak evliliği üzerinden kendisine yapılan hakareti görmezden gelemeyiz, gelmemeliyiz! Geçmişi, yaptığı evlilikler ve özel hayatı da sadece ve sadece kendisini ve kocasını ilgilendirir.

RTÜK'ten uzman arkadaşın birisi görevinin dışına çıkıp bu hanımefendinin özel hayatını masaya yatırmış ve çocuğu yaşındaki birisiyle evlendiği için bu hanımın kendisini fena halde rahatsız ettiğini yazmış. Artık başımıza taş yağması kaçınılmazdır! Öyle ya kadın kocasından büyük!

Bendeniz bu kurum uzmanlarının radyo ve televizyonları denetlediğini sanıyordum meğer artık insanların kaç yaşında evlendiğini, kadının kocasından büyük olup olmadığını araştırmaya başlamışlar! Bu beyefendi kusura bakmasın ama gerçekten de bu tavrı ve ifadesiyle çizmeyi aşmış görünüyor!

Yazık gerçekten de yazık!

TV ekranlarında nikâhsız birlikteliklerin dizilerde cirit attığı, aldatma ve kandırmacanın olağan hale getirildiği, insanların algılarının bilinçli bir şekilde kirletildiği, evlilik programları adı altında insanların ekranda madara edildiği, izzet ve şereflerinin zedelendiği bu ülkede tek meselemiz Pınar Altuğ'un kocasından ne kadar yaşlı olduğu mudur? Bu “yaş üzerinden” evli ve çocuklu bir kadının evliliğinin sorgulanması ve aşağılanması değil de nedir?

Bu ülkede yaşı başı geçkin ihtiyar erkeklerin yanında kızı zannettiğimiz eşleriyle! Sağda solda görünmeleri normal karşılanırken neden kadının yaşı ile uğraşılır bunu da anlamak mümkün değil! Bu yaşlı amcalar mevzu bahis edilmez nedense, onlara her şey mubahtır nasıl olsa.

Kadınları böyle değerlendirenler bu zihniyetlerine bir de İslami bir kılıf bulup öyle konuşmazlar mı? Ama bunca kılıf bulurlar da Peygamber Efendimizin evlilik anlayışını, kadına olan nezaket ve şefkatini hep görmezden gelirler. Bu samimiyetsiz insanların hem kadına hem İslam dinine verdiği zarar anlatılır gibi değil.

Hz Hatice validemiz kırk küsur yaşında iken peygamber Efendimizin yirmi beş yaşında olduğunu ve bu evliliğin bütün evliliklerin en güzeli ve en özeli olduğunu, Anadolu köylerinde de bu kabilden bir çok evlilik yapıldığını, dinen de hiçbir sakıncası olmadığını hiç hatıra getirmez mi bu insanlar?

Peygamber Efendimizin sünnetini görmezden gelen, keyfine göre teamüller oluşturan böylesi erkek zihniyeti artık bıkkınlık ve kabak tadı vermeye başlamıştır bu ülkede. Kardeşim işiniz yok mu uğraşacak? Durmadan kadının üzerinden kendinize vazife çıkarıyorsunuz? Kadının yaşı, başı, evliliği, esvabı, eğitimi, neyi yapıp yapmayacağı bilumum hayatı erkeğin iki dudağı arasından düşmüyor her nedense!

Kadının erkekten çektiği yetmiştir gayri!

 Erkekler oldum olası yaşı geçkince kadını kadından saymazlar! Kadın dediğin her daim onların deyimiyle çıtır çıtır ve pıtır pıtır olacak!!! Erkeklerin kadın dedikodusu bir başka oluyormuş bu ülkede… Bu meğerse uzun upuzun yıllardır böyleymiş ama üzerinde durmuyormuşuz… Mesela şu örneğe bakalım:

Neyzen Tevfik'e kadın sana göre nedir diye sorulur. Neyzen şu cevabı verir:

“Kadın gazeteye benzer. Ağzına kadar laf yığını olan, ama ömrü kısa olan ve bir işe yaramayan. Hele yaşı geçkin olanı günü geçmiş gazeteye benzer ki beş para etmez!”

 Allah sizin müstehakını versin emi!

Kadının yaşlanmaya, yaş almaya hakkı yok zaten. Hep genç, zinde, güzel, alımlı, çalımlı ve bakımlı olacak. Niye? Çünkü o bu zihniyete göre erkekleri hep mutlu ve mesut etmek için var edilmiş bir mahlûk da ondan! Bu zihniyetten tiksiniyorum… Bu kapitalist ve hedonist anlayış hiçbir zaman bir mümin tavrı ve tarzı olamaz. İnsani de değildir.

Bir de kadını cinsel anlamda sömüren hazcılar var! Sayelerinde ne çikolata, ne dondurma yiyesimiz kaldı zira her nesneye “cinsellik” bulaştırdılar. TV reklamlarında “ne alaka” dedirten cinsten yığınla cinsel içerikli reklam figürü olan kadın baş köşededir ve yine gençtir, güzeldir, alımlıdır, çalımlıdır! Öyle ya kadın dediğin böyle olur!

Hangi görüş ve düşüncede olurlarsa olsunlar kadını böyle cinselliğiyle,  görünüşüyle, yaşıyla değerlendiren zihniyet her anlamda kokuşmuş bir zihniyettir.

Böyle düşünen beylere şunları söylemek isterim:

Unutmayınız ki kız kardeşiniz, kızınız ve eşiniz de başka bir erkeğin gözünde farklı yorumlar altında böylesi değerlendirmelere tabii tutulabilir, maruz kalabilir ve kalacaktır da! Zira insan konuştuğunu mutlaka yaşarmış!

Geliniz kadını kendisine bırakınız!

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com