Dershane mi derthane mi?
- GİRİŞ29.11.2013 09:45
- GÜNCELLEME29.11.2013 09:45
Ülke “dershaneciler ve derthaneciler” diye ikiye ayrılmış durumda ve gece gündüz mevzumuz bu!
Dünyanın hiçbir yerinde eğitimle ilgili meseleler bu denli ulu orta yerde konuşulup tartışılmaz mamafih bu işin ehli olan eğitimciler ve uzmanları uzun araştırma ve tartışmalardan sonra ortak paydada buluşup ülkenin ve geleçek nesillerin hayrına en iyi olanda karar kılarlar.
Ne yazık ki bizde her şey de olduğu gibi “ağzı olan konuşuyor!”
Bu meselede kendimi hiçbir yerde konuşlandıramadım zira hangi yana baksam, hangi tarafa dönsem, yani tam bir Nasrettin Hoca durumu var ortada ve her iki tarafın da bir haklılık payı var.
“Dur bakalım ne olacak” diye meseleyi enine boyuna tartarken bir de ne göreyim üsluplar sertleşmiş, mizan kaçmış ve hatır-gönül hak ile yeksan olmuş. Kader birliği etmiş, aynı safı tutmuş insanların aslında çok basit bir meselede böylesine keskinleşmiş olmasından hiç hoşlanmadım!
Yıllardır kendilerine bin türlü kapıyı sonuna kadar açan, üyelerine mevki ve makamları sebil eden ve kendilerini baş tacı yapan, milyonların ve hatta ülkenin yarısının desteklediği bu ülkenin başbakanına yapılan hakaretamiz üslup ve yakıştırmalardan, bu vefasızlıktan hiç hoşlanmadım!
Öte yandan yüz binlerin üzerinde hemfikir oldukları, yıllardır görüşleriyle, fikirleriyle büyük kitleleri etkileyen, peşinden sürükleyen ve çok önemli hizmetlere öncülük eden bir din âlimine edilen hakaret ve iftiralardan da hoşlanmadım!
Mal bulmuş mağribi gibi bu “dershane” meselesinden rant ve menfaat devşirmeye çalışan, yangına körükle giden fitne fücurların pervasız yorumlarından hiç mi hiç hoşlanmadım!
Sonra bu “dershane taslağını” el altından kendisini ilgili makamlara getirenlere servis edenlerin, her tarafa sendenim mesajı verenlerin, koltuk hırsından gözü dönmüşlerin ve ikiyüzlülerin varlığından asla hoşlanmadım!
Atalarımız “iki yüzlü insan pazar tezgahı gibidir” demişler”
Cemaat sevgisinden veya nefretinden dolayı taraf olanların ve bu tarafgirliklerini nefret ve düşmanlık tohumları ekecek kadar ileriye götüren, ülkenin bekasını görmezden gelip dünyevi olana talip olan çıkarcı ve açgözlülerin birdenbire çoğalmış olduğunu görmüş olmaktan hoşlanmadım!
Anlayacağınız durum bu kadar vahim benim cephemde! Gelinen noktadan kesinlikle hoşlanmadım!
Bu dershane bizlere “derthaneye” dönüşmüşse tamam kapatalım gitsin!
Ancak derdimiz bitmeyecek aksine artacak, bölgeler ve okullar arası uçurum dibe vuracak. Bunu söylemek için kahin olmaya gerek yok!
Zira bu iki sistem birbirlerine Leyla ve Mecnun olmuştur! Mesela sadece ilk ve orta öğretime giden insanların tercih ettiği bir kurum değildir Dershane. KPSS, Dil kursu, TUS gibi üniversite mezunlarının da iştirak ettiği dershane kurslarını peki ne yapacağız?
İşte şeytan dürttü ve aklıma geldi. Ortadan konuşan birisi olarak diyorum ki dershane kapanacaksa yeri gelmişken “KPSS” sınavını da kaldıralım! Neden mi? Hemen söyleyeyim:
Madem okul varsa, dershane niye var noktasındayız o halde; mesela üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olan o kadar genç hiçbir şey öğrenmiyor mu, Üniversiteler öğretmiyor mu, Üniversiteye güvenmiyor muyuz ki hem yeterlilik diploması veriliyor hem de güvenmeyip yeniden KPSS sınavına alıyoruz! Onu da kaldıralım gitsin…
Hâsılı kelam bu ülkede söz konusu eğitim ise “tutarlılık” Kafdağı'ndaki Zümrüd-ü Anka'dır!
Ey Ahali! Aynı değerlere inanmış, aynı safta yer almış, aynı mücadelede omuz omuza vermiş, el ele tutuşmuş kardeşlerinizi hangi taraftan olursanız olunuz nasıl da kaldırıp atıyorsunuz kolayından… Bir mevzuda anlaşamadığınızda hemen kaldırıp atmak yazıyor muydu lügatimizde?
Hani empati, hani hoşgörü, hani samimiyet, hani ahde vefa, hani dürüstlük ve hani BİR'lik? Yol ayrımına gelmiş herkes şunu iyi bilsin ki bu ayrılık bizlere ancak ve ancak zulüm- felaket getirir!
Bana göre haftanın en güzel dershane değerlendirmesini Egemen Bağış yaptı:
“Onun için biz diyoruz ki kardeşler arasında asla hesaplaşma olmaz. Kardeşler arasında muhabbet olur. Kardeşler arasında biz ayrımcılığı kabul edemeyiz. Onun için hükümetimiz bu muhabbeti bir hesaplaşmaya dönüştürecek her türlü fitne ve fesattan uzak durmak da kardeşliğin gereğidir diyor. Bu çabalarımıza, bütün bu ağır ithamlara, bütün bu çarpıtmalara rağmen, sadırılara rağmen biz bu ülkede kardeşlik bağımızı güçlendireceğiz diyoruz.”
Biz de inşallah diyoruz.
meryemaybike@gmail.com
Yorumlar19