Neden mi Efkan Ala?

  • GİRİŞ06.01.2014 09:35
  • GÜNCELLEME06.01.2014 09:35

Devlet adamı olmanın ezelden beri belli kriterleri var ve kriterler zamanın ruhuna göre değişim gösterse de özü itibarıyla devlet adamının duruşu ve tavrı hiç değişmiyor. 

Bir devlet adamında görmek istediğimiz değişmez unsurların başında hiç şüphesiz dürüstlük ve liyakat gelir. Bunların dışında ağırbaşlılık, ciddiyet, vakar, vefakarlık, değergamlık, fedakarlık, dil ve üslup, muketum olma gibi özellikleri de görmek istiyoruz.

Bugüne kadar devlet kademelerinde sayısız devlet adamı gelip geçti. Siyaset arenası kimi hiçbir iz bırakmadan, kimi bulunduğu makama mührünü vurarak, kimi de vezir olarak geldiği yerden daha sonra  rezil olarak gelip geçmiş insanlarla doludur. Bütün bunları hep birlikte gördük şahit  olduk.

İç İşleri Bakanı Efkan Ala, liyakat ve vakarıyla Başbakanın gözde kurmayları arasında yıldızı parlayan bir isim olarak bir anda  öne çıktı. Ciddi, ağırbaşlı, vakur ve irfan sahibi bu bakanın meclis dışından oluşu gerçeği üzerinde çok şey söylendi, söylenecek.

Efkan Ala benzeri devlet adamlarının kıtlığını çektiğimiz şu günlerde Başbakanın bu tercihini doğru okumak lazım. Maalesef ülkemizde başarılı ve eğitimli insanların çoğu devlet memuru olarak görev yapıyor ve siyasete girme, siyaset yapma imkanından malum sebeplerden dolayı mahrum kalıyor. Ve bu siyasetteki insan açığı dışarıdan esnaf, iş adamı ve serbest meslek erbabı vasıtasıyla  kapatılıyor.

Bu hükümette dışarıdan bakan olan Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İç İşleri Bakanı Efkan Ala  ki her ikisi de çok önemli ve liyakat sahibi devlet adamları  ve meclis dışından bakan olma gibi ortak bir kaderi paylaşan iki güzel isim.

Efkan Ala'nın hayat hikayesine baktığımızda çok önemli ve güvenli pınarlardan su içtiğini görüyoruz. Mesela Sultanahmetteki Türk Edebiyatı Vakfındaki sohbetlerde bulunma, vakfın çıkardığı Türk Edebiyatı Dergisini takip etme gibi fikri ve düşünce yapısını şekillendirdiği bir sürecin içinde görüyoruz.  Ahmet Kabaklı Hocanın Türk Edebiyatı Vakfı bir okul vazifesi görmüştür yıllar yılı. Çarşamba sohbetleri yaklaşık kırk  senedir aksamadan devam eden ve toplumun gerçek münevverlerinin sohbet ettikleri bir “muhabbet pınarı” olarak hala akmaya, etrafına feyz vermeye devam ediyor.

Ahmet Kabaklı'nın 'Milli-İslami-Muasır' fikriyatı ve birleştirici şahsiyeti etrafında 20. yüzyıl Türk ilim, fikir, sanat ve edebiyat hareketlerinin yıldız isimleri toplanmışlardır.

 

Bu vakfın ana menbaıında Ahmet Kabaklı, Fethi Gemuhluoğlu,  Ayhan Songar, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Mümtaz Turhan, Mehmet Kaplan,  Necip Fazıl Kısakürek, Ergun Göze, Yavuz Bülent Bakiler, Ömer Lütfi Mete gibi bir çok önemli isim, dönem gençlerinin üzerine  gürül gürül akıyordu o yıllarda.

Yine Kubbealtı Vakfı, Samiha Ayverdi ve Fetih Cemiyeti etkinliklerini takip etmiş, Sezai Karakoç sohbetlerine katılmış, musiki kültürünü edinmiş, edebi ve fikri cephesini üst seviyede  geliştirmiş sıradışı bir münevver  görüyoruz karşımızda.

Bu ülkede bu anlamda kendini geliştirmiş, yetişmiş insan modeli artık tehlike sinyali veriyor. Eskilerin “kaht-ı rical” dedikleri bu fetret dönemini yukarıda da zikrettiğimiz gibi devlet memurlarına uygulanan siyaset yasağının kaldırılmasıyla aşacağımıza inanıyorum.

Öye ki devlet kademelerinde  daha nice ÂLÂ'lar vardır!

Yıldızı parlayacak böyle insanları siyaset dışında tutmak ülkeye kaybettirir. Memurların siyasete girişini yasaklamak, engellemek  artık şu çağda mümkün değildir. Hemen herkesin sosyal medyada dünya görüşünü  meydan okurcasına söylediği, söylem ve tavırlarıyla gösterdiği bir zamanda bu yasağın bir an önce kaldırılması gerekir.

Bu ülkeyi siyasetin ticaretini yapanlardan kurtarmak gerekir.

Düşünen, ülke meseleleri hakkında birikim sahibi, meselesi olan insanların önü açılmalıdır. Başbakanlık müsteşarının İç İşleri Bakanı olduğu şu günlerde şimdi başbakanlık müsteşarı kim olacak diye  fısıltılar var. Bu fısıltıların arttığı bir dönemde benim de aklıma hemen  çok güçlü ve Efkan Ala benzeri bir isim geliyor!

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Doç. Dr. M. Ulvi Saran…

Sayın Ulvi Saran da  Sayın Ala gibi liyakat sahibi, ciddi, dürüst ve güvenilir bir devlet adamıdır. Elinin değdiği her yere bilgi ve irfanıyla mührünü vuran M. Ulvi Saran gibi “Bilge” bürokratlara ve siyasetçilere ihtiyacımız vardır. Hem de acilen!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın geçtiğimiz gün twitlerinden dolayı eleştirisini yaptığı, aklına geleni sorumsuzca sosyal medyada paylaşan isimlerden sonra bu ihtiyacın ne kadar elzem olduğunu  bir kez daha görmüş olduk.

Şan  ve şöhret için değil, memleket meselesi olan, derdi olan  devlet adamlarının yüzü suyu hürmetine bu ülke ayakta duruyor. Allah yollarını açık eylesin ve sayısını arttırsın…

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

Yorumlar4

  • Y Z SARAL 10 yıl önce Şikayet Et
    Ala lar bulunmaz bu 657 yasa olduğu sürece. Sn: Meryem Hanım, Siyasi partiler yasası Ala ları bulmamızı engelliyor. Zira Bir il veya ilçe yönetiminde görev yapabilmek için devlet memuru olamazsınız. Ozsaman ya işçi , amele , esnaf, işsiz veya tüccar , serbest çalışan olacaksınız. Sanki devlet memurları parti yönetimlerinde aktif görev alırlarsa işlerini yapamazlar. 657 memur yasasında işini yapmayan bir memuru işiten atamaz sınız. Aktif iş yapan bir devlet memuru imza atınca sorumlu olup her imzasından teftiş geçirip hakkında suç isnat edilebilinen bir sistem mevcuttur. En iyi yönetici hiç imza atmayan iş yapmayandır, zira hiç soruşturma geçirmez. Acilen 657 sayılı yasa ve memur teftiş sistemi değiştirilmelidir.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Kaan karaca 10 yıl önce Şikayet Et
    Efganlar Çok da . Meryem Hanım yüzde yüz haklısınız. Türkiyede iyi beyinler genelde devleti tercih ediyor. Özellikle 1994 ve 2001 krizlerinden sonra bu ODTÜ, Boğaziçi gibi devlete değil özel sektöre insan yetiştiren üniversitelerin mezunları dahi devleti tercih etmeye başladılar. Bu sebeple özel sektördeki insan kalitesi düşerken devlette kalite yükseldi. Belirttiğiniz gibi devlet memurlarının siyasete girmesi çok zor ve istisnai bir durum. Bu sebeple siyaset kurumu genelde avukat, müteaahhit, doktor, eğitimci gibi halkla irtibatlı serbest mesleklerden besleniyor. Oysa bu meslekler devletin yapısı ve işleyişinden bihaber gruplar. O yüzden de bürokrasi üzerinden etkili olamıyorlar. Ayrıca devlet terbiyesi dediğimiz düsturdan da malesef nasipsiz oluyorlar. Çarpıcı bir tespitle bitireyim: Eğer Efgan Ala bu makamlara gelmeden önce siyaset yolunu seçse idi, aday bile olamayabilirdi. Sözün özü bürokraside Efgan ala'lar çok ama keşfetmek lazım.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • ekgelir1 .tk 10 yıl önce Şikayet Et
    Yazı güzel olmuş, elinize sağlık.. Allah Efkan Ala'ların sayısını arttırsın.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • demokrat 10 yıl önce Şikayet Et
    Güzel ve yerinde tespitler. Doğru ve güzel tespitleriniz için çok teşekkürler Meryem Kardeş. Efkan Ala gibi dirayetli adamlara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır. Yüreğinize sağlık.
    Cevapla Toplam 14 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat