Korkuyorum!
- GİRİŞ17.02.2014 08:03
- GÜNCELLEME17.02.2014 08:03
“Biz her şeyi sudan yarattık” (Enbiya 30)
Gerçekten de çok korkuyorum. Su hayattır. Su insanlığın geleceğidir. Su medeniyettir. Su berekettir. Su servettir. Su sağlıktır. Su güzelliktir. Su her şeydir!
Ülkemiz önümüzdeki aylarda ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Meteoroloji uzmanları yer altı sularını besleyen kar yağışının olmaması, beklenen yağmurların gelmemesi halinde hazırdaki barajlarla yaz mevsimini çıkaramayacağımızı söylüyorlar.
Gündelik siyasi çekişmelerin getirdiği gerginlik bir yana bir de bu su meselesi çıkmaz mı? Gerçi hiç kimselerin bunu dert ettiğini sanmıyorum nitekim toplum olarak öylesine sekerat halindeyiz.
Artık ülke olarak su tasarrufuna başlamamız elzem görünüyor. Bu hususta hiç kimse kimseyi suçlamasın zira doğal hususlara müdahale edecek bir teknolojik donanımımız olmadığı gibi doğaüstü güçlerimiz de yok! Topluca halisane dua edeceğiz.
Bizim bundan böyle kuraklık ile mücadele hususunda bir program dâhilinde projeler üretmemiz ve bir takım çalışmalar yapmamız gerekiyor hem de acilen!
Artık doğal mahalle çeşmelerimiz yok!
Kadınlarımızın ellerine testilerini alıp gürül gürül çeşmelerden su doldurdukları günleri bile aramamız mukadder görünüyor. Zira temiz içme suyu temin etmede dünya yoksulu olmaya adayız!
Geçen akşam düşündüm, düşündüm, su konusunda bu yaz acilen neler yapılabilir kabilinden bir yığın fikir yürüttüm ama büyük bir hayal kırıklığına uğradım zira mevcut barajlarımızı doldurmak hiç de kolay görünmüyor…
Ancak bazı önlemlerin belediyelerimiz tarafından kısa zamanda hayata geçirilmesinin zaruri olduğunu belirtmeliyim. İşte kendimce akıl yürüttüğüm bazı önlemler:
-Evlere ikinci bir su hattı verilmeli. Irmaklarımız boşu boşuna denizlere akıp gidiyor! Bu nehir suları arıtılarak temizlik için banyo ve tuvaletlerde kullanılmalıdır.
-Temiz sular sanayide, bitki sulamada, cadde temizliğinde kesinlikle kullanılmamalıdır.
-Bu yılın meteorolojik yağış ve barajlardaki su eğrisi ortaya çıkmışken derhal su sıkıntısı beklenen kentlerde tasarruf tedbirleri alınmalıdır zira yarın çok geç olabilir. Su bittikten sonra tasarruf yapsanız ne olur yapmasanız ne olur!
-Gençlerimize ve çocuklarımıza su ile alakalı eğitici bilgiler verilmeli ve tasarruf konusunda dikkatleri çekilmelidir zira onlar susuzluğun ne olduğunu, kentlerde olası su sıkıntısının ne gibi facialara yol açabileceği noktasında tecrübesizler! Hele basit bir diş fırçalama seansının açık bırakılan musluktan ötürü kaç litre suya tekabül ettiğini bir bilseler ve öğrenseler yeterli olacak!
-Kadınların her an bulaşık ve çamaşır yıkama alışkanlıklarını en aza indirmeleri, biriktirmeleri ve suyu israf etmeden temizlik yapmaları hususunda dikkatleri çekilmelidir. Çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi kullanılması teşvik edilmelidir.
-Gerekirse gerekli hesaplar yapılmalı ve yaz ayları dikkate alınarak su kesintilerine gidilmelidir.
-Herkes fedakârlık yapmalı ve “Canım benim harcayacağım sudan ne olur” kabilinden bahanelerin ardına sığınmamamız gerekir.
-Civarında nehirler geçen kentlerin bu nehir sularını gerekirse barajlara yönlendirme çalışmaları yapmaları gerekir. Sakarya Nehri ıslah edilerek en azından nehrin bir kolu hızla kurumakta olan Sapanca gölünü besleyebilir!
-Gerekirse yapay kanallarla büyük nehirler taşınabilir. Osmanlı böyle projeler yapabildiyse torunları bu zamanda neler yapmaz ki!
Ve en kötü ihtimal…
Deniz suyunu arıtma yöntemine de hazır olmalıyız diye düşünüyorum.
Gerçekten de çok korkuyorum!
Allah bizi bu güzel rahmetten mahrum etmesin!
meryemaybike@gmail.com
Yorumlar3