Yine solcu tayfa ve saz heyeti işlerine gelmeyen, hoşnut olmadıkları bir meseleden dolayı dem vurup ahkâm kesiyorlar. Hem de ne ahkâm kesme! Bu kez sorun şu: Başbakan’ın “Vizyon Belgesini” açıkladığı toplantıya bu adamlar niye giderler? Zira onların tapuları sol zihniyetin elinde!

Sahi bu sanatçılar Başbakan’ın toplantısına niye giderler ki?
Bu sanatçıların ekseriyeti sol zihniyet tarafından parlatılıp cilalanmadı mı, piyasaya takdim edilmedi mi, dünya görüşleri şekillendirilmedi mi? Şimdi bu adamlar nasıl, nasıl, nasıl Başbakan’ın toplantısına giderler? Nasıl kendilerine ihanet ederler?
Eeee kendilerine göre haklı adamlar!
Niye?
Yurdumda sanata, sanatçıya, kültüre ve kültür unsurlarına yıllarca ama yıllarca onlar yatırım yaptı, onlar hiç yoktan adamları parlatıp cilalayıp yıldız yaptılar! Sanat adına ne yaptıkları tartışılır elbette… Bu toprakların suyundan çeşmesinden su içmeyen, milletin temel değerlerinden bihaber, mana boyutu neredeyse sıfır noktasındaki sözde sanat erbabını upuzun yıllar bu millet alkışlamadı mı? Alkışladı! Daha doğrusu alkışlattırıldı!
Bu adamların bazıları şimdi ne yapıyorlar, muhafazakâr bir liderin peşine takılıp onun söylemlerine kulak kesiliyorlar asıl mühim sorun bu. Korkuyorlar, toplumun büyük kesiminden ümitlerini kestikleri için şimdi de ellerindeki bu son zenginliği kaybetmek istemiyorlar, yazık!
Muhafazakâr kesim onların sanatçılarını da ellerinden alıyor! Eyvah!
Bu ülkede hiç kimse inkâr etmesin muhafazakâr kesim maalesef sanata uzun yıllar mesafeli durdu, sanatı ciddiye almadı, müziği ciddiye almadı, sinemayı ciddiye almadı, edebiyatı ciddiye almadı, tiyatroyu ciddiye almadı! Muhafazakar kesim ne yazık ki  otuz kırk sene evvel şiir söylemiş bir iki şair dışında sanatçı bilmedi bilemedi!!! 
Şimdi sanatçı denince elimizde avucumuzda bu isimler var. İki arada bir derede kalmış, rüzgâr hangi tarafa kuvvetli esiyorsa o tarafa eğilen, asla güven vermeyen, yaşantı ve söylemleriyle halkta takdir duygusu uyandırmayan ilginç bir sanatçı topluluğumuz var!(ne yazık ki)
Bir Uğur Işılak kapasitesinde kaç sanatçımız var Allah aşkına?
Bu toplumda yüzlerce Uğur Işılak olmalıydı? Belki potansiyel var, pırıl pırıl gençlerimiz var lakin ellerinden tutan bir medyamız ne yazık ki yok. Bizim medyamız hazır yiyici!
Sıfırdan başlatıp kendisi hiç kimseyi yıldızlaştırmaz!
Tenezzül bile etmez, zira sanat umurunda değildir sağ medyanın! Bir örnek vermek sanırım meseleyi bütün çıplaklığıyla ortaya serecektir: Kürşat Başar’ı bilirsiniz. Yine sol cenahın yetiştirdiği çok yönlü bir sanatkâr. Geçtiğimiz günlerde on yıl aradan sonra yazdığı “Yaz” adında bir romanı çıktı. Neredeyse adamların bütün yayın organlarında bu eser ve yazarı gözümüze gözümüze sokuldu ve eseri hiç yoktan algılarımıza yerleştirdiler! Yaz, Yaz, Yaz!
Allah aşkına soruyorum siz bizim medyada böyle bir güzellik gördünüz mü hiç? Varsa yoksa tartışma programları! TV’de çok izlenen saatlerde bir tane ciddi bir sanat programı gösterin bana? Yok, yok, yok!
Bu hususta öylesine dertliyim ki bir dokun bin ah işit kabilinden bir yazı olduğunu biliyorum. Nasıl dertli olmayayım, sanat o kadar ihmal ettiğimiz bir alan ki adamlar o sahada var olmamızı bile yadırgıyorlar, bunlar ne anlar sanattan, estetikten diye sürekli aşağılıyorlar. Çok, çok, çok!
Kültür Bakanlığında bile hiçbir şeyi değiştiremedik!
Kültür Bakanlığı yaklaşık on yıldır maalesef bir varlık gösteremedi. Ertuğrul Günay gibi sol tandanslı birisi bu upuzun yıllar bu bakanlıkta sadece kendi zihniyetindeki insanları ağırlayıp onure etmekten başka gözle görülür bir şey yapmadı!
Şimdi ise yeni yeni bir kıpırdanma görülen Kültür Bakanlığında umarız ki yılların ihmali kısa zamanda giderilip gerçek sanatkârlar hak ettikleri itibarı görürler. (Lakin İl Müdürlerinin iktisatçı, ziraatçı olduğu bir bakanlıkta kültür işleri nasıl yürüyecek ben de bilmiyorum)
Kendini sanatkâr sanan sözde san/at/çı’ların yerini yarınki “Büyük Türkiye” idealini gerçekleştirirken milli ve manevi bilinçle sanatını ifa eden gerçek sanatkârların alması umudunu taşıyorum.

Meryem Aybike Sinan-Haber7
meryemaybike@gmail.com
Twitter:@aybikesinan