Büyük Türkiye cemresi düştü!

  • GİRİŞ29.09.2014 09:03
  • GÜNCELLEME29.09.2014 09:03

Bu ülkeyi sevenlerin biricik ideolojisi haline geldi.

Önceki gün Kırşehir’de konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu ve dün akşam da Dünya Ekonomi Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını dinlerken farklı bir iklimin tezahürlerinin oluşmaya başladığını gördüm. 

Bu konuşmaları dinlerken bir yandan büyük mütefekkir Nurettin Topçu’nun “Yarınki Türkiye” kitabını ve bu çerçevedeki fikirlerini hatırladım nedense. Nev-i Şahsına mahsus bir bilim adamı olan Topçu’nun da bu “Yeni ve Büyük Türkiye” ilintili fikirlerinin atıldığı topraktan filizlendiği ve artık hayata geçmekte olduğu izlenimi uyandı bende. 

Mesela şu anekdota bakınız:

“1934 yılıdır. Nurettin topçu Strazburg Üniversitesinde hazırlayıp kabul ettirdiği doktora tezini ("Conformisme et révolte/ İsyan ahlakı”) Paris’te Sorbon Üniversitesi’ne verir. Sorbon Üniversitesi Felsefe Jürisi tarafından birinci seçilir. Sorbon Üniversitesi tarihinde ki derece yapıp Felsefe Doktorası veren ilk Türk öğrenci Nurettin Topçu olmuştur. Üniversitenin geleneklerine göre en iyi derece alanlar mutlaka ödüllendirilmektedir. İşte başarısı üzerine de yetkili Profesör kendisine sorar:

-Tebrik ediyoruz! Alacağınız ödülün tercih hakkını da size bırakıyoruz.

-Nasıl yani?

-Efendim bir altın saat mi? Amerika veya kuzey Avrupa’ya mavi bir yolculuk mu? Hangisini tercih ederdiniz?

İşte bu haysiyetli ve hassasiyetli insan kendinden emin ve kararlı olarak cevap verir.

-Hiçbiri değil!

-O zaman ne istiyorsunuz?

-Sorbon üniversitesinin giriş ve çıkış kulelerinde yirmi dört saat ay yıldızlı Türk bayrağının dalgalanmasını istiyorum!

-Derhal bu isteğiniz yerine getirilecektir.( (http://www.milligorusforum.biz/archive/index.php/t-368.html)

Nurettin Topçu’nun eğitimden, ekonomiye, kültüre, dine, sanata, bilime, tarihe ve felsefeye dair düşünceleri orijinaldir, taklit ürünü değildir, yerlidir ve yarınki Türkiye’nen inşasında mutlaka dikkate alınası fikirlerdir.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçmiş ve gelecek arasında öylesine güzel ve anlamlı bağlar kurdu ki gerçekten de gözlerimin dolduğunu ve heyecanlandığımı söyleyebilirim.

Başbakan, Ahi Evran’ın esnaf ahlakından söz ederken, aslında Yeni Türkiye’nin en hayati konusuna da parmak basıyordu. Esnafı ahlaklı olmayan bir milletin tarih yazması mümkün değildir. Kaide şudur ki “ekmeğin mayası bozulmayacak!” Zira ekmek bozulursa her şey bozulacaktır.

Anadolu’dan Balkanlara uzanan konuşmasında milli duyuş, görüş ve düşüncenin bütün icraatlarda temel ilke olageleceğini hissettim. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun her cümlesinin içi mazi ve ati ile kaynaşmış yerli ve bizden fikirlerle doluydu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Dünya Ekonomi Forumunda yaptığı konuşmasında o özlediğimiz Osmanlı’nın asil duruşu hâkimdi. Bir konuşma ki içerik olarak Yeni Türkiye’nin yol haritası çerçevesinde yapılıyordu ve içeride müşfik, dışarıda vakur bir siyasetin ve icraatın da ipuçları vardı.

Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın konuşmaları Nurettin Topçu’nun fikirlerini hatırlattığı gibi şair Yavuz Bülent Bakiler’in de şu dizelerini düşürdü dilime:

“Yeniden cemre gibi düşmek toprağa

Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu

Yunus Emre gibi atsız pusatsız

Yeniden fethetmek Anadolu”yu”

Anadolu her anlamda yeni baştan bir fetih sürecinde… Allah niyeti hayırlı olan bu yürüyüşün akıbetini de hayırlı ve mübarek kılsın inşallah.

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter: @aybikesinan

meryemaybike.sinan@facebook.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat