Gerek kelime hazinesi, meselelere hâkimiyeti ve gerekse dil ve üslubu nev-i şahsına münhasır bir devlet adamı. Her şeyden önce açık ve net konuşuyor. Eğmiyor, bükmüyor, sağa sola çevirmeden direk kalbinden geçenleri söylüyor.

Fikir ve dil hâkimiyeti o kadar sağlam ki kürsüde saatlerce kalıp tek bir kere takılmadan, sıkmadan, dinleyenin dikkatini her dem canlı tutarak konuşmasını yapıyor.

Hal böyleyken bazı partililer hala kendisini anlamıyor!

Halk anlıyor, Fatma Teyze, Mehmet Amca, Minik Merve anlıyor ama bizim kelli felli parti yöneticilerinin bir kısmı anlamıyor veya anlamazdan geliyor. Öylesine şark kurnazına yatıp, kulak tıkıyor.

Bu şark kurnazı bazı kimseler, yaşadığı şehirde, ilçede veya kasabada kendi yasasını kurmuş, çevresini oluşturmuş, atını sağlam kazığa bağlayıp saf tutmuş bekliyor! Kimi bekliyor? Menfaatinin gereklerine göre tavır belirleyeceği politikaları ve yakınlarını! Gerçekte, ne “Başkanlık Sistemi” umurunda, ne “Yarın ki Türkiye”, ne “Dava”, ne de “Ak Parti” umurunda!

Bulunduğu yeri, oturduğu koltuğu, sahip olduğu nüfuzu, Cumhurbaşkanımıza borçlu olduğunu unutarak, sahip olduğu gücü kendinden menkul sayarak tıkıyor kulaklarını… Yukarıda fırtınalar koparken, aşağıda her şey süt liman sanki. Malum Yapının adamlarıyla iş tutup, kol kola girenler, onlara koltuk çıkanlar, onları destekleyen partililer gördük biz!

Bu menfaat ehli dün de vardı bugün de var ve yarın da olacak!

İşte seçimlere şurada üç ay kaldı. Aday adayları büyük bir heyecan içinde akıbetlerini merak ediyorlar. Lakin birçok ilde, bu aday adayları içinde malum örgüte mensup olduğu halde takkiye yapıp, aday adayı olan ve temayül yoklamasında (nasıl oluyorsa artık) öne çıkan birtakım kimselerin varlığına şahit olmaktan dolayı gerçekten içim sızlıyor!

Buradan yer ve isim belirtmek hadsizliğine düşmeyeceğim lakin bizzat soran olursa o yeri ve o kimselerin ismini vermekten beis görmüyorum. Açıkçası şaşkınım! Ya bizler Cumhurbaşkanının söylediklerini hiç anlamıyoruz, ya da sözünü ettiğim menfaat tayfası bu bağlayıcı söylemleri hiç umursamıyor!

Bu partinin içine önümüzdeki seçimlerde asla sızma olmamalıdır!

Önümüzdeki seçimlere çok iyi hazırlanmak ve gerekli önlemleri almaya mecbur oldukları halde Cumhurbaşkanımızın başarısının altında, hiçbir şey yapmadan atalet içinde, bulundukları konumun keyfini çıkaran bu zat-ı muhteremler acilen araştırılmalıdır.

AK Parti bir dava partisi midir yoksa bir nüfuz sahibi olma partisi midir konusunu bazı kimselerin kafalarında çözmesi de zaruridir.

Parti yöneticilerine lütfen dikkat diyorum.

Çile çekilerek gelinen bu yolun içine kendi ellerimizle mayın döşemeyelim! Partiye uzun yıllar emek vermiş insanları görmezden gelmeyelim ve elimizdeki insan kaynaklarını doğru değerlendirelim. Müktesebatı yerlerde sürünen bir takım kimseleri, insanları, bu partinin savunucuları diye sağa sola salmayalım!

Halis muhlis Ak Partili olan insanların önünü açalım.

Bakınız on iki yıl boyunca bu partiden gözüküp de daha sonra ilk fırsatta ihanet eden kimleri gördük,  tanıdık! Ne çok gazetecisi, yazarı, vekili, iş adamı geçti ihanet pazarından!

Yeni Türkiye’ye yeni çehreler, yeni bakış açıları lazım. Vekil adayları seçilirken şöhretinden, çevresinden, tanıdıklarından ziyade müktesebatına, geçmişine, dürüstlüğüne, güvenirliliğine, sadakatine ve dava adamı olma kapasitesine bakılmalıdır.

Temayül yoklamaları yanıltıcıdır bazı durumlarda. Hatta güçlü tanıdıkları olması da! Ve hatta uzun yıllar partide tanınması da!

Bizden söylemesi!

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twetter:@aybikesinan