Söylemleriyle, vakur duruşuyla, ülkenin gördüğü en sıra dışı Cumhurbaşkanı… Peki, ülke genelinde olsun, Ak Parti içinde olsun, bürokraside olsun kendisini gerçekten anlayan, söylemlerinin satır aralarını doğru okuyan kaç kişi var?

Muhalefeti saymıyorum bile zira kendileri önyargılı oldukları için onlardan akl-i selim bir tespit ve yorum beklemek namümkün! Ümidim tükendi onlardan yana!

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı Belediye Başkanlığı yıllarından bu yana bilirim ve severim lakin varlığının bu ülke için ne kadar önemli olduğunu 7 Haziran gecesi ve sonrasında bütün yalınlığıyla gördüm ve şahit oldum…

Ülkenin düştüğü o puslu günlerde, o ne olacağını kestiremediğimiz belirsiz zamanlarda bir hafta boyunca eşime ve çevreme ısrarla bir şeyi sık sık tekrarladığımı hatırlıyorum…

“Endişeliyim ve korkuyorum! Cumhurbaşkanımızın konuşmalarına ihtiyacım var! Şöyle çıkıp bir konuşsa ve yine dobra dobra konuşsa ve bizlere ümit muştulasa” demiştim…

O üç dört gün bir asır gibi geçmişti benim için…

Bunları neden anlatıyorum? Çünkü Cumhurbaşkanımız bu ülkenin geleceği ve cesaret timsali! Söylemleri ve işaret ettiği hususlar çok ciddi mevzular. Yerli ve milli bir düşüncenin Cumhurbaşkanımızın çıkışlarıyla yeniden hayata geçiriliyor oluşuna şahit oluyoruz farkında mısınız? Kendimiz oluyoruz…

Mamafih bazı belediyelerin, vekillerin ve devlet kademelerinde görev yapan bazı üst düzey bürokratların, Cumhurbaşkanımızın söylemlerinin satır aralarını doğru okuyamadıklarını, bu söylemleri hayata geçirme noktasında hassasiyetle durmadıklarını görmek de çok üzücü ve kahredici!

Paralel yapı olsun, HDPKK’ya bağlı unsurlar olsun neden kurum ve kuruluşlarımızda hakkıyla izole edilemiyor acaba? Neden iki adım ileri bir adım geri kabilinden bir durum yaşanıyor? Birçok kurumda hala üst düzeyde takkiye yapan unsurların varlığı bilinmiyor mu?

Oysa dünyada herkes bilir ki bir hükümet kendi bürokratlarıyla çalışırsa başarılı olur! Yani devlet içinde sinir noktalarda muhalif kimseler varsa şayet bunlar kasıtlı olarak işleri aksatır ve yavaşlatır!

Ayrıca…

Başkanlık sisteminin ne olduğu hala Türk toplumunun büyük çoğunluğu tarafından bilmiyor. İnsanların bu hususta bir fikri yok! Başkanlık modelini sanki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi sorunuymuş gibi algılayanlar da azımsanmayacak çoğunlukta.

Neden peki?

Bu hususta ciddi bir gündem oluşturulamıyor mu? Bunun birçok sebebi olduğu bir vakıa zira tırmanışa geçen terör sorunu bu meselenin daha çok tartışılması zeminini engelliyor…

Bir de bu hususu tartışan kimseler hep aynı gazeteci ve yazarlar! Oysa bu mesele daha çok akademik düzlemde tartışılmalıdır.  Bu hususta çalışmalar yapan akademisyenlerimiz mevcut mesela;

MEB Müsteşarı DOÇ. Dr. Yusuf Tekin Beyefendinin “Başkanlık Sistemi ve Kuvvetler Ayrılığı Tartışmaları” kitabı bu hususta üzerinde çalışılmış en ciddi çalışma…

Bu kitap aslında meseleyi çok güzel irdelemiş ve geçmişten günümüze Türk tipi Başkanlık modelini tarihteki Türk devletleri bağlamında kıyaslamış ve Başkanlık modelinin Parlamenter sisteme göre bünyeye daha uygun olduğunu somut bir şekilde göstermiş…

Bu eseri dahi tanıdığım partililerin elinde göremedim daha!

Bütün bunlar tespit ettiğim üç beş eksik sadece… Daha neler var neler!

Sahiden bütün samimiyetimle ve açık yürekliliğimle soruyorum;

“ Cumhurbaşkanımızın konuşmalarını dinleyip ders çıkarmak ve bu konuşmaların satır aralarını doğru anlayabilmek için bazılarının Türkçesi bu kadar zayıf mı? Veya kasten anlamazlıktan gelenler mi var?”

Gerçekten de çok merak ediyorum…

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter:@aybikesinan