“Vatanımız ve milletimiz dört bir yandan ayrı renk ve biçimde gelişen kültür emperyalizmine maruz kalmaktadır. Kapitalist ve komünist oyunlara ilaveten Arap ve Fars kültürünün ülkemizdeki tahribatı çok büyük olmaktadır.”
Seyyid Ahmet Arvasi
 
Türk milleti vatanseverdir.
Bu millet vatan, bayrak, din ve millet için gözünü kırpmadan canını veren gözü pek bir millettir. Canını kolayca verebildiği için de söz konusu vatan olunca hassastır çünkü vatan gözünün nurudur…
Orman yangınları, sel baskınları, can kayıpları, düzensiz göç sorunu, aydın ihanetleri, fonlanan medya kuruluşları, zikzak çizen, patinaj yapan siyasiler, terör olayları ve nihayet Afganistan’ın Taliban’a tek kurşun atılmadan teslim edilmesi…
En son döne döne ABD tarafından “fonlanan medya” kuruluşlarını konuşuyorduk. Lakin bana kalırsa o medya kuruluşlarına haksızlık edildi. Çünkü anladık ki bu ülke aydınının büyük bir kısmı ya burslanarak ya beslenerek ya da fonlanarak teslim alınmıştır!
Devekuşları gibi kendilerini gizlediklerini zanneden bazıları bilmiyorlar ki bu millet her şeyin farkında. Kimi Rusya’dan kimi Çin’den, kimi Maçin’den, kimi Suudlardan, kimi İran’dan, kimi İsrail’den, kimi İngiltere ve Almanya’dan ilham alıyor! Öyle ya parasını veren düdüğünü de çaldırıyor.
Geçtiğimiz gün, Vehhabi mi Selefi mi olduğunu bir türlü kestiremediğim bir medya kuruluşunun vatan, millet, bayrak, milliyet kavramından nasibini almamış bir yazarı(!) bir yazısında Türk milletine en ağır hakaretleri yağdırıyordu. Bu millet ne kadar da ırkçı, faşist ve anlayışsız bir millet imiş!
Tam 10 yıl milyonlarca Suriyeli düzensiz göçmene kucak açmış bu vefalı, merhametli, kadirşinas millete salyalarını akıtarak kendince hakaretler ediyordu! Millî birlik ve beraberlik ruhundan, millî ahlaktan nasibini alamamış bu şuursuz, kendince bu büyük millete ayar veriyordu sahipleri halefince…
Beri taraftan Rusya’dan, Çin’den nemalanan bazıları da birdenbire “Kardeş Taliban” yırlarıyla yeri göğü inletmeye başladılar. Zaten ne Rusya’ya ne de Çin’e bu zatların yanında hiç kimse laf edemez! Doğu Türkistan ise bu adamların nezdinde terörist bir coğrafyadır…
Türk milleti, zihinleri başka kültür ve medeniyet tasavvurlarıyla kirlenmiş aydın modelinden bu ülkeye hayır gelmeyeceğinin artık farkındadır. Her düşünceden siyasilerin memnuniyet kriterine göre düşünce tadilatı yapan, nevi şahsına münhasır bir görüşü ve duruşu olmayan adama münevver denir mi?
Eski siyasiler yazarların görüşlerine atıfta bulunup konuşurken, şimdilerde yazarlar siyasilerin iki dudağına bakarak yazı kaleme alıyorlar! Doğruya doğru, eğriye eğri, yanlışa yanlış diyemeyen aydın olabilir mi? Siyasileri temize çıkarmak ise yazarların işi değildir, hukukçuların görevidir.
Bu millet, sağın da solun da aydın geçinen tiplerinden bıkıp usanmıştır ve kendilerini ciddiye almamaktadır. Millete hakaretler edip ayrıştıran, koğuculuk yapan, insanları ötekileştiren, sade polemik yazıları yazan insanların devri kapanmak üzeredir.
Zor bir coğrafyadayız. Bu ülke, bedeli çok ağır ödenmiş, çok ölümcül badireler atlatmış bir devlettir. Bu ülkenin daima uyanık olması, millî varlığını koruması için kılı kırk yarması gerekmektedir. Bilim insanlarının, hukukçuların, hamiyet sahibi vatandaşların iyi niyetli kaygı ve endişelerini anında bastırmak için onları “Irkçı, Faşist, Dazlak” diyerek suçlamak art niyetli bir yaklaşımdır.
Herkes bilsin ki bu ülkenin yegâne sahibi Büyük Türk Milletidir.
Ve yine herkes bilsin ki bu millet ne ırkçıdır ne de faşist!

Türkiye