Öğretmen şamaroğlanı mı?
- GİRİŞ10.05.2024 09:42
- GÜNCELLEME10.05.2024 09:42
Eğitimle ilintili hususlar bu ülkenin en mühim meselesi hâline gelmiştir.
İstanbul Eyüp Sultan’da bir okul müdürü okuldan atılan Iraklı bir öğrenci tarafından katledildi. Diyarbakır’da bir başka okul müdürünü bir öğrenci bıçakladı. Mardin’de bir kız öğrenci elindeki silahla disiplinsizlik nedeniyle atıldığı okulu bastı…
Bu haberler iki gün içinde öğrencinin öğretmene yönelik şiddetinden kaynaklı vukuatlardan sadece birkaçı... Ancak ülkemizdeki okullarda her gün basına yansımayan bu kabil binlerce hadise yaşanıyor! Birbirlerini bıçaklayan, öldüren, döven, suça teşvik eden sözde öğrencilerin çığ gibi çoğaldığından haberiniz var mı?
Aslında öğrenci kaynaklı şiddet hadiseleri göz göre göre bu boyuta geldi. Batı pedagojisinin bizi getireceği nokta burasıydı ve sonunda o son durağa geldik. Sebep olanların gözü aydın!
Yıllar yılı öğrenciye verilen yersiz imtiyazlar, tribünlere yönelik alınan kararlar, velileri mutlu edecek müjdeler eğitim sisteminin içini boşalttı, eğitimcileri çaresiz bırakıp elini kolunu bağladı. Artık öyle bir noktaya gelindi ki sıkıntılı ve problemli sözde bir öğrenci okulda bir disiplin cezası alsa, anında velisi gelip okul basmaya, okul idaresini ve öğretmenleri tehdit etmeye başladı. Cesaretini toplayamayan da CİMER üzerinden iftira, yalan ve sahte ihbarlarla eğitim kurumlarını yıpratmaya çalıştı.
Önceki yazılarımızda söyledik. Müfredat değiştirilmesi tek başına yeterli değildir. Eğitim sistemi sadece müfredat da değildir. Eğitim-öğretim bir bütündür. Bugün okul idareleri ve öğretmenler, sahadan bihaber yapılmış kimi yönetmeliklerin dayatması altında eli kolu bağlı hâlde işini yapmaya çalışmaktadır.
Sınıf ortamında öğretmene hakaret eden, küfreden, alay eden ve hatta tehdit eden bir öğrenci, disiplin kurullarında kendisine verilen basit bir kınama ile okuluna devam edebilmektedir. Dolayısıyla cezasız kalan bu sözde öğrencinin pervasızlığı artmakta ve diğer öğrencileri de cesaretlendirmektedir.
Öte taraftan onuru kırılan, öğrencileri karşısında itibarı sarsılan öğretmenin bundan böyle sınıf disiplinini sağlaması da zorlaşmaktadır. Ama yönetmelikler sadece öğrenci psikolojisini hesaba kattığı için bu sorun yıllar yılı görmezden, duymazdan ve bilmezden gelindi!
Şimdi soruyorum:
Öğretmen sabır taşı mıdır? Öğretmen sinir küpü müdür? Yoksa veli ve öğrencisinin canı sıkıldığında dövdüğü, sövdüğü, tehdit ettiği, yolunu kestiği şamaroğlanı mıdır? Öğretmen kimdir?
Bu yenilenen müfredatın uygulayıcısı öğretmendir oysa. Bu ülkenin geleceğini şekillendiren de. Öğretmen böyle çaresiz, bir başına, savunmasız bırakılırsa bu işin sonu ne olacak biliyor musunuz?
Yine başarısızlık, yine başarısızlık yine başarısızlık!
Artık eğitim ve öğretim sorununa neşter vurulması zamanı gelmiştir. Madem müfredat değişiyor, madem her şey tepeden tırnağa yenileniyor disiplin cezalarının da zamanın şartlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekmez mi?
Zorunlu eğitim artık sorunlu eğitime dönüşmüştür. Okumak istemeyen sözde öğrenci derhâl eğitim kurumları dışına çıkarılmalıdır. Sorumluluk imtihanları dahi kaldırılmalı, tek dersten olsa bile sınıf tekrarı getirilmelidir.
Düz lise mezunu memurlardan sonra en düşük maaşla çalışan öğretmenler bir de bu başıbozuk, ruh hastası, kopuk, aile terbiyesi ve insanlıktan asla nasibini alamamış bu sorunlu öğrenciler tarafından işte böyle bıçaklanıyor, vuruluyor, dövülüyor ve tehdit ediliyorlar.
Güya bunlar çocuk, güya bunlar öğrenci, güya bunlar yarınlarımız!
Sözde öğrenci şiddetiyle hayatını kaybeden öğretmenimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Meryem Aybike Sinan / Türkiye Gazetesi
Yorumlar3