Çevre geleceğimizdir…

  • GİRİŞ05.06.2024 10:06
  • GÜNCELLEME05.06.2024 10:06

Bugün “Dünya Çevre Günü”…

Ancak bizim insanımızı çok da ilgilendiren bir mesele değil çevre mevzusu! Bizim insanımız çevre sözcüğünden kendi yakın etrafını kasteder. Çevresi ne kadar geniş ve etkiliyse o denli itibar kazanacağını düşünür zira ona göre itibar caridir…
5 Haziran Dünya Çevre Günü, 2022'de Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle Türkiye’de “Çevre Haftası” olarak yeniden düzenlendi. Bu çok önemli bir karar nitekim ülkemizde çevre bilincinin oluşturulması hiç kolay olmayacak! Çevre bilincinin ilkokuldan itibaren kazandırılması gerekir. Bütün değer ve zenginliklerimizin paraya tahvil edildiği bir absürt ve çarpık zamanın içindeyiz ne yazık ki…

Merhum Abdurrahim Karakoç üstat, bu çağı vakti zamanında ne güzel anlatmış:

“İnsanın kâğıda, demire, taşa/Secdeye vardığı çağda yaşadık.”

Bu çağ insanı, güzel olan her şeyi yok etmek üzerine, bütün çevreye hasmane bir tutum içinde ne yazık ki… Çevremizi güzelleştirip yaşanabilir bir ortama dönüştürsün diye seçtiğimiz belediye başkanlarının ezici çoğunluğunun çevre diye bir derdinin bulunmuyor oluşu da ayrı bir üzüntü kaynağımız…

Kentlerimiz zaten betona gömüldü. Yapılan projelerin çevre yönü neredeyse hiç düşünülmüyor. Irmak kenarına, göl kenarına hiç çekinmeden bir sanayi kurumunu yerleştiriveriyorlar mesela.

Neredeyse bütün belediyelerimizin hâli pürmelali aynı! Hatır-gönül, hısım-akraba, parti-pırtı ve finansal kazanç derken bir bakıyoruz ki imar izni, çevre hiç hesaba katılmadan, hiç düşünülmeden verilmiş ve üzeri örtülüvermiş!
 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı istisnasız bütün belediyeleri mercek altına almalıdır. Birçok belediyede çevre katliamının yapıldığına hepimiz şahidiz, lakin belediye başkanlarının çoğunun belediyedeki kimi uygulamalardan haberleri dahi yok! Mesela;

Zaman zaman içme suyu olarak da kullanılan bir gölün kenarına lojistik tesisi kurulur mu? Mesela göle çok yakın mesafelere fabrika kurulmasına izin verilir mi? Göl kıyılarından otoyol geçirilir mi? Deniz kıyıları fabrikalarla doldurulur mu? Ormana yakın alanlarda çok katlı imar uygun mu? Yerleşim yerlerine kimyasal tesis kurulması sağlıklı mı? Sorular sorular…

Türkiye’de çevre konusunda belki de en duyarlı isim hiç şüphesiz Emine Erdoğan Hanımefendi. Yaptığı çalışmalarla, özellikle “Sıfır Atık” projesiyle dünya ölçeğinde ses getiren, Birleşmiş Milletler tarafından da taltif edilen Hanımefendi’nin çabası her türlü takdire şayan.

Ve Hanımefendi'nin bu çabalarını dünya gördü. 15 Mayıs'ta Portekiz'in Braga şehrinde gerçekleştirilen ödül töreninde Emine Erdoğan’a, Akdeniz Parlamenter Asamblesinin (AKDENİZ-PA) ödülü verildi. Bu ödülü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki aldı ve geçtiğimiz hafta bu önemli ödül Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Devlet Konukevi'nde de Hanımefendi’ye takdim edildi. Kendilerini kutluyoruz…

Çevre bilincinin devletin en tepesinde bu kadar özenli ve dikkatle takip edilmesi, projeler üretilmesi, farkındalık oluşturulması, dünyada dahi takip edilmesi ülkemiz adına sevindirici ve gurur verici.

Bu çalışmaların belediyelerimiz tarafından da hayata geçirilmesi ve dikkatle takip edilmesi gerekir. Belediye Başkanlarının ve bağlı birimlerin çevrenin sadece eş ve dosttan ibaret olmadığı, içinde yaşanılan iğneden ipliğe her şey olduğunu kavramaları çok mu zordur?

Belediyelerimizden “Çevre Haftası” münasebetiyle, yaptıkları her faaliyette çevreyi koruma bilinciyle hareket etmelerini diliyoruz. 'Çevre’nin, yakın eş-dost, hısım-akraba gibi çevrelerin(!) tasallutundan korumalarını bir de...

Hasılı;

Sağlıklı çevre, yarınımızdır...

Meryem Aybike Sinan / Türkiye Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat