Türk Dünyası “Ortak Türk Alfabesi” dedi
- GİRİŞ13.09.2024 09:28
- GÜNCELLEME13.09.2024 09:28
Nihayet beklenen oldu.
Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleri tarafından oluşturulan ‘Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu’ Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de toplanarak çok önemli bir karara imza attı. Bu karar hiç şüphesiz Türk devletlerinin geleceği adına önemli ve dev bir adım.
Uluslararası Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumunun iş birliği çerçevesinde toplanan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu 9-11 Eylül tarihlerinde 3. kez toplanarak 1991 yılında dil bilimciler ve Türkologlar tarafından önerilen ve altyapısı hazırlanmış Latin tabanlı ortak Türk Alfabesi üzerinde uzlaştı.
Türkiye Cumhuriyeti’nde 29 harften oluşan alfabe, kimi Türk Cumhuriyetlerinde ihtiyacı tam olarak karşılayamıyordu nitekim kimi şive ve lehçelerin ihtiyaç duyduğu sesler gerekiyordu. Türkiye’de de kimi zaman ihtiyaç duyulan hırıltı 'h' sesi gibi…
Türk Akademisinin ve Türk Dil Kurumunun birlikte hazırlayacağı kılavuz kitaplarla Ortak Türk Alfabesinin en kısa zamanda yepyeni bir zemine kavuşacağını umuyoruz.
Dil ve alfabe en önemli kültürel miras olup millî kültürün en hayati ayaklarıdır. Alfabe ve dil birliği olmadan Millet olarak büyük hikâyeler yazmak zor. Bugünün çocukları, kabul edilen bu ortak alfabeyi bir ortak dil ile buluşturacak talihe, olumlu şartlara ve zemine sahiptir.
Peki bu uzlaşıyla mesele tamamlanmış mıdır? Tabii ki hayır!
Şimdi Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinin liderlerinin, ilk liderler zirvesinde bu karara imza atıp onay vermesiyle bu uzlaşının ilgili kurumlarda mevzuata uygun yasalaşması ve gerekli şartların sağlanması aşaması var.
“Ortak Türk Edebiyatı” konulu yazımızda da değinmiştik. Üzerinde uzlaşı sağlanmış bir karar olması ilgili ülkelerde ciddiyetle uygulanacağı anlamına gelmez ne yazık ki!
Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan Latin alfabesine geçiş için uzun zamandır birtakım çalışmalar yürütüyor. Türk Cumhuriyetleri arasında Latin alfabesine ilk geçen ülke Azerbaycan. Ancak hemen belirtelim ki Azerbaycan’ın kabul ettiği Latin tabanlı alfabe, Türkiye’de kullanılan Türk alfabesi ile bire bir aynı değil.
Bu hayırlı gelişme birtakım siyasi ve bürokratik engellerle karşılaşıp inkıtaya da uğrayabilir! Sovyetlerden gelen düşünce akışı, ilgili ülkelerde kesintiye uğrasa da hâlâ geçmişin etkisinde kalan ve kalmakta direnen bürokratlar mevcut. Kaldı ki Rusya Federasyonu da bu uzlaşıya sıcak bakmamakta ve zaman zaman ilgili ülkelere bu konuda diplomatik uyarılarda bulunmaktadır. Öyle ki Kırgızistan’da bunu açık açık yapmıştır! Son iki yılda bu ülkede Rusça eğitim yapan onlarca okul açılmıştır! Kiminin inşaatı da sürmektedir.
Bu bürokratik ve siyasi inkıta sadece bu ülkelerde değil, ülkemiz için de söz konusudur. Bu davaya yürekten inanan, asırlık hasretini büyük özveri ve çabaya dönüştüren gerçek "dava" adamlarına ihtiyacımız var. "Hava" adamlarına değil!..
Türk Cumhuriyetlerine giden bürokrat, diplomat, akademisyen ve iş insanları bu ülkeleri iyi tanımadan bölgeye gitmekte ve orada çok sayıda hata yapmaktadırlar. Ve yapılan hatalar Türkiye Cumhuriyeti’nin hanesine yazılmaktadır. Dolayısıyla özellikle insan kaynakları noktasında daha hassas olunması elzemdir.
Hasılı bizim kaybedecek bir dakikamız yok! Bu davaya inanmış insanlarla bu yolu aşmamız lazımdır. Beş bin yıllık tarihî yürüyüşümüzü bilmeyenlerle bu yol yürünmez! Türkistan’ın ana vatanımız olduğu gerçeğine inanmayanlarla var olan sorunlarımız bitmez! "Yesevi Ocağı"na tabi olmayanla bu kutlu ateş tütmez!
34 harf deyip geçmeyelim…
O seslerin, bir mazisi ve hatırası vardır zira…
Hayırlı uğurlu olsun…
Meryem Aybike Sinan / Türkiye Gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol