Asıl mesele şimdi başlıyor.

Öncelikle YPG unsurlarının Suriye topraklarından kazınması şart. YPG unsurlarını ve ABD’yi bölgeden çıkardıktan sonra iğnenin deliğinden geçecek ince hesaplarla devletin şekillenmesi aşaması var.
 

Suriye’deki muhaliflerin ki artık muhalif denmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkenin gerçek sahipleri demekte yarar var. Geçici hükûmeti kuracak olan Koalisyon, bir an önce bir Anayasa üzerinde çalışmalıdır.  Ardından Türkiye’nin gözetiminde hiç vakit kaybetmeden seçimlere gidilmelidir. Resmî hükûmet kurulduktan sonra yeni baştan imar ve inşa hareketi faaliyetleri başlayacaktır.  
 

Devlet kurma ve görev dağılımı aşamasının sancılı olma ihtimali var. HTŞ ve ÖSO arasında güven ve istikrarın sağlanması esası öncelikli amaç olursa her mesele çözülebilir.
 

Hemen söyleyelim ki ÖSO düzenli eğitimden geçmiş, rejim okullarında okumuş kurmaylık yeteneği olan ve Türkiye’ye yakın kimseler. HTŞ hakkında daha çok teröre bulaştıkları, radikal oldukları, takiye yapma ihtimali üzerinde duruluyor. Bu gerçek de zihinlerde bir soru işareti!  
 

Ancak ülkeyi Esad zulmünden kurtaran bu iki önemli unsurun bir denge politikasıyla istikrarı sağlama eğiliminin daha yüksek olduğunu iddia eden kimi stratejistler Türkiye’nin muhalifler üzerinde çok etkili olduğunu herhangi bir savrulmaya engel olabileceğini savunuyorlar.
 

Rusya’nın da arka kapı diplomasisiyle muhaliflerle sıkı görüşmeler içinde olduğunu söyleyelim. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Suriye muhalefetinin tüm grupları ile Moskova'nın temas hâlinde olduğunu belirtti.
 

Burada Rusya’yı bekleyen muhtemel bir sorun var. O da Suriye’de meşru iktidar kurulduktan sonraki bir ileri aşamada Esad ve Rusların Suriye’deki Lazkiye ve Tartus üsleri hakkında Rusya ile tatsız bir müzakere yapılması gerçeği… Rusya bir ikilem ile karşı karşıya kalabilir!
 

Esad her halükârda yargılanmalıdır.
 

Suriye zindanları Beşar Esad zulmünün tanıklarıdır. Tek hücrelik zindanlarda ismini hatırlamayan, konuşmayı unutmuş, kim olduğunu bilmeyen insanlar çıkarıldıkça dünya şok geçiriyor. Bir kadının şu sözleri asla unutulmamalı:
 

"19 yaşında bekârken tutuklandım, 32 yaşında çıktım ve çocuklarım var, ancak babalarını bilmiyorum!.."
 

Bu nasıl oluyor diye sormasın kimse! Doğu Türkistan’da, Gazze’de, Irak’ta kadınlara yapılan mezalim Suriye’de de binlerce kadına yapılmış. Kadın bekâr girdiği hapishanede kucağında sayısını vermediği çocuklarla çıkıyor ve çocuklarının babalarını tanımıyor!
 

Sadece bu kadın için bile Beşar Esad yargılanmalıdır. Sürekli ahlaktan, insanlıktan, aileden bahseden Rusya Devlet Başkanı V. Putin, eğer bu sözlerinde samimi ise bu alçağı Suriye halkına teslim etmelidir.
 

Tabii bir de İsrail gerçeği ve sorunsalı var!
 

Suriye sınırında teyakkuzda bekleyen bu ülke dikkatle takip edilmelidir. En ufak bir kıvılcımda Suriye’ye girme ihtimalini hiç kimse göz ardı etmesin.
 

İsrail Başbakanı Netanyahu, Suriye sınırında yaptığı konuşmada, Şam’daki iktidar değişikliğinin İsrail'in İran ve Hizbullah'a yönelik saldırıları sonucu gerçekleştiğini söyledi. Netanyahu’ya göre bu, Yahudi devleti için "yeni, çok önemli fırsatların önünü açacak/mış!"
 

Golan Tepeleri Suriye’nindir. Suriye’de güçlü bir hükûmet kurulduktan sonra Golan Tepelerinin Suriye’ye ait olduğu gerçeği uluslararası diplomasi yoluyla gündeme getirilmelidir. İsrail Filistin’de olduğu gibi burada da işgalcidir.
 

Hasılı komşumuz Suriye’de bayram havası var. "Arap Baharı" demiyoruz zira bu kelimenin tam anlamıyla "çetin kış" olduğunu bütün Araplar tecrübe etti. Biz bayram diyelim. Kurtuluş Bayramı diyelim hem de.
 

Hayırlı uğurlu olsun...

Türkiye gazetesi