İran kaybettiğini niçin hazmedemiyor?
- GİRİŞ03.01.2025 08:42
- GÜNCELLEME03.01.2025 08:42
İran bütün Orta Doğu’da kaybetti…
Direniş ekseni binbir yerinden kırıldı. Artık ne Suriye’de ne Lübnan’da ne de Filistin’de eski gücü ve itibarı var... Kendi başkentinde bile koruyamadığı Hamas lideri İsmail Haniye’nin kaybı büyük bir trajediydi.
İran eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölümü ise tam bir skandaldı ve İran bu şüpheli ölümün faili olarak doğayı suçladı sadece! Zaten Reisi’nin helikopterinin enkazını da Türk Akıncı İHA’sı bulmuştu…
İran, Gazze için elle tutulur hiçbir girişimde de bulunamadığı gibi İsrail ile horoz dövüşü yapmanın ötesine geçemedi. Kâğıttan kaplan İran ve Mollaları buna rağmen bol keseden umut dağıtmaya devam ettiler lakin bölge halkı anlayacağını anlamıştı çoktan…
Şam’ın düşmesi, kukla Esad’ın devrilmesi ve ülkeden kaçması İran için büyük bir deprem niteliğindedir. Gerek halk gerekse devlet erki derin bir hayal kırıklığı yaşadılar. İran’ın dinî lideri Ali Hamaney, ulusa sesleniş konuşmasında Şam’ın düşüşünden Esad’ın beceriksiz liderliğini sorumlu tuttu. Gelecek tehlikeyi önceden haber verdiklerini ancak Esad’ın bu uyarıları göz ardı ettiğini söyledi. Hamaney, bu konuşmasında Suriye halkının bir kesimini ihanetle suçladı, bir kesimini de kışkırtarak isyana davet etti. Suriye millî lideri Ahmet Şara’yı da “terörist’ olarak yaftaladı!
İran bir türlü durmuyor, durmayacak!
Şimdi Irak’taki güçlerini kışkırtıyor. Ali Hamaney, ABD ve İsrail’in yeni hedeflerinin Irak olacağını iddia ediyor ve bu ülkede direniş ekseninin kırılamayacağını, her türlü desteğin verileceğini söylüyor. Suriye hakkında da şu ilginç sözleri sarf ediyor:
“Suriye kendi gençleri tarafından kurtarılacak!”
İran, Suriye’deki yönetimi tanımıyor ve tanımayacak da… Türkiye’yi, İsrail ve ABD’nin yanında olan bir ülke olarak lanse ediyor! İran tarihi misyonunun gereğini yaparak Orta Doğu’ya yeni nifak tohumlarını enjekte etmeye devam ediyor. Direniş ekseni İran’ın resmî ideolojisini ve rejim doktrinlerini ifade ve temsil eden bir ideolojinin adıdır. İran’a göre, ‘Direniş Ekseni’ ideolojisiyle Orta Doğu’da savaşan gruplar askerî yeteneklerini ve teçhizatlarını geliştirdiler!
İran’ın resmî ideolojisi Türkiye’nin millî bekası ve uluslararası reel politiği ile çelişiyor. Ancak ülkenin bünyesinde 35 milyona yakın Azerbaycan Türkü yaşıyor. Ve bu potansiyel Türkiye’nin elindeki en büyük güç ve koz... İran bu gerçek ve korkuyla Türkiye’nin millî menfaatlerini engellemek için her türlü karanlık emelini arka kapı diplomasisiyle ve dahi karanlık tezgâhlarla yürütmeye devam ediyor.
İran Orta Doğu’da kaybettiğini hazmedemiyor! Direniş ekseni paradigmasının yıkıldığını hazmedemiyor. Suriye’nin Esad’dan kurtuluşunu hazmedemiyor. Türkiye’nin Orta Doğu’nun en büyük oyun kurucusu olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Orta Doğu’daki bütün mazlum halkların parlayan yıldızı, hamisi olduğunu da hazmediyor…
İran ciddiyetini kaybetmiş bir ülkedir!
Kendi cumhurbaşkanına, Hamas liderine dahi sahip çıkamamıştır. İsrail F-35’lerinin Tahran üzerinden kendilerine defalarca operasyon çektiğini dahi sineye çekmiş bir ülkedir! Birer füze göndererek itibarlarını koruduklarını sanan Mollalar her defasında biraz daha itibarlarını kaybettiler… Hem de umut dağıttıkları halkların gözünde!
Hasılı, Suriye halkı, kendine bir yön ve istikamet çiziyor. Ve bunu da İransız yapmak istiyor. İran uyuyan hücreleriyle kaos ve entrika peşinde olsa da Suriye halkı yıllarca yaşadığı sıkıntılardan büyük dersler çıkarmışa benziyor.
İran, bundan böyle artık Suriyesiz ve Esadsız!
Bu gerçeği Mollalar er geç kabul etmek zorunda kalacak...
Türkiye gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol