Dünya hızlı bir değişim içinde.

Bütün denklemler yerle bir olmuş durumda. Okullarda okutulan akademik bilgiler bile birçok alanda gerçeği yansıtmayacak derece arkaik hâle geldi. Daha birkaç ay önce Suriye hakkında oldukça kötümser duygular içinde idik toplum olarak. Bugün ise özgür ve huzurlu bir Suriye’den bahsediyoruz.

Bugün bütün bildiklerimizi yeni baştan yenilediğimiz bir noktadayız.

Tüm bunlar yaşanırken Cumhur İttifakı, sanayiden ekonomiye, eğitimden savunmaya ve sağlıktan tarıma hemen her alanda dev atılımlarını sürdürüyor. Türkiye bugün dünyada büyük devletlerle boy ölçüşen bir noktada ve her geçen gün yıldızı parlayan bir ülke. Öyle ki âdeta Orta Asya’nın da Orta Doğu’nun da anahtarı Türkiye’nin elinde…

Gelinen aşamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha Cumhurbaşkanı seçilmesi konuşuluyor. Aslında bu görüşü ilk kez ortaya atan MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli olmuştu. Sayın Bahçeli asla laf olsun diye konuşmaz.

Ben açıkçası bunun ülkenin hayrına olacağını düşünenlerdenim. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hem Orta Doğu’da hem Balkanlarda hem Orta Asya’da hem de Afrika’da en çok umut beslenen ve güvenilen lider konumundadır. Elbette bu Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir iftihar kaynağıdır.

Türkiye böyle tarihî bir süreçten geçerken son dönemde Türk siyasetinde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Partilerin genel başkanları değişiyor, gruplar dağılıyor, milletvekilleri istifa ediyor. 

Her şeye rağmen AK Parti yine sorunların çözümü için en önemli adres olacak gibi gözüküyor. Yaklaşan Büyük Kongresi ise AK Parti açısından yeni bir milat olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu açıkça dile getiriyor.

Bu kapsamda dikkatimi çeken bir gelişmeyi dikkatle ve heyecanla takip ettim. Ankara milletvekili Prof. Dr. Kürşad Zorlu partisinden istifa ettiğini açıkladı ve bir süre sonra da AK Parti’ye katıldı. Gündemin yoğunluğu ile gözden kaçmış olabilir ancak farklı bir katılım töreni ile AK Parti’ye dâhil oldu. Her milletvekili değerlidir lakin Kürşad Hoca toplumda özgül ağırlığı olan bir isimdir. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı törende binlerce kişiye yaptığı konuşmasında Zorlu’nun mesajları çok önemliydi. Ülkenin içinde bulunduğu tehditlerden bahsederek, M. Kemal Atatürk’e ve Bilge Kağan’a vurgu yapması AK Parti’nin merkez partisi olma iddiası açısından ciddi bir çıkıştı. Salondaki coşku ve ilgi de bunun bir göstergesiydi. 

Açıkça söylemem gerekir ki, Kürşad Zorlu’nun katılımı AK Parti ve hatta Cumhur İttifakı için çok önemli bir kazanımdır. Türk Dünyasını çok iyi bilen ve o coğrafyada oldukça saygı duyulan bir isim... Merhum babaları Bahri Zorlu da Yozgat Belediye Başkanlığı yapmış merhum Alparslan Türkeş’in yakın dostu ve dava arkadaşıdır.

Kürşad Zorlu gibi bir ismin Cumhur İttifakı seçmeniyle çok yakın bağ kurabileceği gibi çok farklı bir seçmen kitlesinin de dikkatini buraya çekebileceğini düşünüyorum. Küçük çaplı bir araştırma yaptığımda hem gençlerin hem de 'ağır abi’ diyebileceğim kendini milliyetçi ve muhafazakâr addeden hemen herkesin Zorlu’nun katılımına müspet baktığını söyleyebilirim.

Hasılı şubat ayı yaklaşıyor.

Gazetemiz Türkiye’nin de haftalar önce haber yaptığı gibi bir kabine revizyonu kapıda. İsimler havada uçuşurken elbette son sözü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan söyleyecek. Ancak bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü ve yeni bir MYK ve başarılı bir kabine istiyor. Bu kabine belki de seçime götüren bir kabine olacak.

Ne diyelim…

Niyet hayır, akıbet de hayır ola inşallah...