Trump’ın ‘sürgün’ politikası Stalin’i hatırlattı!

  • GİRİŞ07.02.2025 09:46
  • GÜNCELLEME07.02.2025 09:46

ABD Başkanı Donald Trump, ikircikli konuşup ikircikli oynuyor.

Son konuşmasındaki “Gazze Planı” rezil, kirli ve korkunç ötesiydi! Kendisine ait olmayan toprakları "ulufe" dağıtır gibi düşüncesiz bir tüccar gibi İsrail Başbakanı’na “Gazze’yi verdim gitti” dedi.

"Mısır ve Ürdün bana hayır diyemez" derken dünyaya başka bir mesaj da verdi aslında. "Ben istediğimi alır, istediğimi satar ve istediğimi yok ederim" mesajıydı bu. Seçim konuşmalarındaki vurguların tam tersini yapacağının da bir sinyali gibiydi aslında...

Donald Trump’ın konuşmasındaki satır aralarını okuduğunuzda hem göçmen karşıtlığı hem Latin karşıtlığı hem de İslam karşıtlığını görebiliyoruz. Trump, Gazze topraklarını homojen bir yapıya kavuşturmaktan söz ederken aslında bir ırk dizaynından da söz ediyor. Gazze halkını Arap asıllı ülkelere gönderip coğrafyayı tamamen musevileştirmek istiyor. Asıl hedef ‘Büyük İsrail Devleti’ veya "Arz-ı mev’ud" (Vadedilmiş Topraklar) ütopyasını hayata geçirmek!

Peki Başkan Trump, gerçekten Gazze’ye müdahale eder mi?

Açıkçası İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile anlaştıklarını değerlendiriyorum. Gazze halkının ülkeyi bırakıp gitme potansiyeli var zira uzun zaman abluka altında kalmış ve artık nefes alamayacak hâle getirilmiş bölgede insani şartlar ortadan kalkmış durumda.

Mısır ve Ürdün bu kirli teklifi asla kabul etmemelidir. Trump, bu iki ülke dışında Suriye ve Türkiye’ye de bu anlamda teklif getirebilir. Bu kirli ve alçak teklif kesinlikle kabul edilemez, edilmemelidir. Bu, bir halkın yok edilmesi ve yok sayılması projesidir, bu sürgündür, bu cebren ve hile ile bir milleti zorla ülkesinden çıkarmadır…

Dünya bu kabil sürgünleri daha önce de yaşadı. Bunların içinde en vahşisi Kırım sürgünüdür. SSCB Lideri J. Stalin bir gecede Kırım Tatarlarını yurtlarından çıkarmış ve dağınık bir şekilde Orta Asya steplerine göndermişti. Sürgüne gidenlerin yarısı yolda hastalıktan, soğuktan hayatını kaybetmişti. Bugün kanlı Kırım Sürgünü Rusya’nın yakasına ilişmiş bir kara leke olarak yerli yerinde duruyor. Ukrayna-Rusya savaşının en büyük nedeni yine Kırım!

Şimdi ABD Başkanı Trump ve SSCB Lideri Stalin arasında ne fark var? Her ikisi de aklına geleni hiç sorgulamadan hayata geçiren, insani değerleri yok sayan, ben yaptım oldu diyen bir mantığın liderliğini yapan kimseler değil mi?

Netanyahu ve Trump’ın birlikte karar verdikleri bu projenin katliamlarla, savaşla ve zoraki sürgünle hayata geçirilmesi mümkün olabilir ancak bölge "lanetli" bir coğrafya olmaktan kurtulamaz!

Ağzını yaya yaya “İsrail’i çok seviyorum” diyen ABD Başkanı’na bir teklifimiz var:

-Mademki İsrail’i ve halkını çok seviyorsunuz, mademki homojen bir coğrafyadan söz ediyorsunuz, buyurunuz onları siz alın, bütün Museviler sizin ülkenize gelsinler, bir eyaletinizi onlara verin, Netanyahu da eyalet valiniz olsun! Eyaletinizi homojen bir yapıya kavuşturun ama! Siz kimin toprağını kime veriyorsunuz Bay Trump! Bu çağın Stalin’i mi ve Hitler’i mi olmaya karar verdiniz? Yoksa Mussolini'si mi?!.

Arap liginden ses seda yok!

Bir mutasavvıfımızın dediği gibi "Düşman cahil ve cüretkâr, dostlar gafil ve ahmak!" ne yazık ki… Koskoca İslam âlemi bu densizliğe tek yumruk olamıyor, olmuyor! Bugün Gazze ve Filistin yarın Suriye ve diğer ülkeler… ‘Vadedilmiş Topraklar’ için her şeyi yapacaklar bu süreçte.

Gazze’den sonra Lübnan kuşatılacak, ardından Suriye… İkircikli politikaların lideri Bay Trump YPG meselesine henüz girmedi lakin yakındır, o bombayı da patlatacak!

Hasılı dünya yeni bir eşikten geçiyor. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak.

Meryem Aybike Sinan / Türkiye Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat