Bir başbakan niçin sevilir?
- GİRİŞ19.09.2009 14:49
- GÜNCELLEME19.09.2009 14:49
Dün akşam ATV’de Fatih Çıtlak’ın sunduğu “Başbakan ile Özel” adlı programı seyrettim.
Uzun zamandır benzerine rastlamadığım siyaset dışı formatıyla özlem duyduğum nefis bir programdı.
Başbakanımızın o kendisini sevdiren, yakınlaştıran insani taraflarını daha bir öne çıkardığı için midir bilmiyorum dikkatle seyrettim. Sanattan hoşlanan ve hatta dinlediği şarkının besteci ve söz yazarını bilecek kadar sanatın içinde olan bir başbakan vardı ekranlarımızda.
Bir başbakan böyle sanatın ve tefekkürün ta içindeyse sevilmez mi?
Bendeniz şahsen böyle asaletli bir başbakanı severim
Neşet Ertaş’ın “gönül dağı” adlı türküsünü isteyecek kadar türkülerin içinde ve türkü coğrafyasını bilen bir başbakan gördüm. Sanatçısına hürmet eden, onu onure eden ve yakınlığını hissettiren bir başbakan. Öyle ki bu güzel türküyü bilmek bir yana sevmek başlı başına bir hissiyatı gerektirir.
Çoktan beri alışık değildik bizden olan başbakanlara. Belki de o bilinçaltımızdaki hislerimize tercüman olduğu için böylesine etkilendik. Böylesine hislendik. Bu başbakan başka, içimizden biri, bizim türkümüzü söylüyor! Bizim çeşmelerimizden su içmiş, bizim patikalarımızdan geçmiş.
Gönlünün ağlarını ülkesi ve insanı için dağlayan bir başbakan sevilmez mi?
İşte bendeniz böyle faziletli bir başbakanı severim
Bir başbakan ki edebiyatın tozlu yapraklarını sayfa sayfa biliyor.
Rahmetli üstadımız Erdem Beyazıt’ın “sana, bana, yurdumun insanlarına dair” adlı şiiri dokunuyor ruhumuza ansızın. Ürperiyoruz.Başbakanımızın yıllar önce sanırım 1999 yılında çıkardığı “Bu Şarkı Burada Bitmez” kasedine okuduğu şiir kasetinden bu şiiri veriyorlar ekrana.
Sözler ruhumuzun bam teline dokunuyor. Kendi seslendirdiği şiirin ruhunu öylesine benliğine kazımış ki yeni baştan yaşıyor sanıyorsunuz ve gözleri doluyor Ağlayan bir başbakan, hisli bir başbakan doluyor göz bebeklerimize.Bir kalbimiz olduğunu hatırlatıyor bizlere. Ansızın savruluyoruz bizler de ağlıyoruz. Yüreğimiz kanatlanıyor, sevgimiz katlanıyor, çarpılıyor binlerle.
Bu başbakan sevilmez mi diye soruyorum kendime
Anlıyorum ki bendeniz en çok ağlayan, ağlayabilen şefkatli bir başbakanı seviyorum.
Hayli zaman olmuş insani taraflarımızı unutalı.
Başbakan da olsa bir insan olduğunu unutuyoruz belki
Siyaseti hiç konuşmasak keşke, birbirimizi siyasetin dışında tutsak, insani taraflarımızı öne çıkarsak. Haber bültenlerimiz, köşe yazarlarımız keşke daha çok gönül taraflarımıza eğilse, insani taraflarımız dile getirilse. Televizyon programları keşke böylesine samimi olsalar, büyüklerimizin yüreklerini konuştursalar
Ne güzel olurdu, öyle değil mi?
Sayın başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sevgi, şefkat, merhamet hususlarında örnek teşkil ettiğini biliyoruz ama bu akşam çok daha farklı bir Başbakan ve merhametle aşkla dolu dolu bir gönül gördük. Bizler de kendileriyle o efsunlu yolculukta yürüdük, hislendik, hüzünlendik.
Sanırım biz en çok merhametli bir başbakanı seviyoruz.
Bir başbakan niçin sevilir?
Bir başbakan;
Merhametliyse,
Şefkatliyse,
Vicdanlıysa,
Hisliyse,
Mütevaziyse,
Adaletliyse,
Vefalıysa,
Asaletliyse,
Faziletliyse,
O Başbakan işte böyle gönülden, katıksız sevilir
Hem de çok sevilir.
Meryem Aybike SİNAN / Haber 7
aybikesinan@gmail.com
Yorumlar22