Eğitimde saha karışık mı?
- GİRİŞ25.09.2009 12:13
- GÜNCELLEME25.09.2009 12:13
Artık meslek lisesi öğrencileri ve dahi imam hatip lisesi öğrencileri üniversite sınavlarına genel liselerle, eşit imkanlarla girebilecekler. Müfredat düzeltildi ve bu öğrencilerin 11.ve 12 sınıflarda görmedikleri Türk Edebiyatı, Matematik ve Fen Bilimleri derslerinin ağırlığı artırıldı. Bütün bunlar çok güzel ve sevindirici gelişmeler
MEB’ de bu çalışmalarda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum buradan.
Ancak bütün bu çalışmalar ne yazık ki gecikti veya yetişmedi. Okulların açılmasına neredeyse bir hafta kala bu değişiklikler gerçekleştirildiği için okullarda daha önceden planlanan öğretmen sayısı ve branşların dağılımı ne yazık ki alt üst oldu ve ciddi anlamda öğretmen açığı ortaya çıktı.
Şimdi okul müdürleri, okullarında ortaya çıkan edebiyat ve matematik öğretmeni açığını kapatma derdine düştüler. Tabii bu alanlarda öğretmen bulurlarsa. En vahimi de her iki branşta da ciddi anlamda öğretmen açığının ortaya çıkmış olması. Bakanlığın en kısa zamanda bazı branşlarda yeniden öğretmen ataması yapması gerekiyor. Aksi takdirde yapılan değişikliğin hiç kimseye bir faydası olmayacak.
Dışarıda sayıları yüz binlerle ifade edilen öğretmen adayı gencimiz beklemedeyken derslerin boş geçmesini elbette hiç kimse arzulamaz. Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarının sesinin duyulması ve gerekli çalışmaların yapılıyor olması ayrıca umut verici olsa da bütün bunların bir an önce hayata geçirilmesini diliyoruz. Yaşları otuzları aşan işsiz, eşsiz ve umutsuz gençlerin sesini duyup en azından ihtiyaç duyulan branşlarda öğretmen alımlarının ivedilikle yapılması elzemdir.
Amacımız felaket tellallığı yapmak değildir elbette. Eğitim adına çok güzel çalışmaların yapıldığı, bazılarının tasarı halinde üzerinde çalışıldığı bir dönemde güzel olanı takdir etmenin yanında yanlış olanın da dile getirilmesi taraftarıyım. Her türden Meslek Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, İmam Hatip Liseleri ve Spor Liselerinde bazı derslerde çeşitli düzenlemelere gidilmesi, bazılarında yapılan alan değişikliği öğretmen atamalarından önce yapılmış olsaydı belki de bazı branşlarda öğretmen alımı farklı sayıda gerçekleşecek dolayısıyla böyle sıkıntılar ortaya çıkmayacaktı.
Edebiyat ve matematik derslerinin boş geçtiği bir sınıf düşününüz ki öğrenciyi üniversiteye taşıyacak ana dersleri verecek öğretmen yok
Böyle bir eğitim öğretim yılından ne tür bir başarı bekleyebiliriz? Açıkçası böyle bir gecikmeye bir türlü anlam veremiyorum.
Bendeniz buradan MEB yetkililerine sesleniyorum. Henüz vakit varken kısa zamanda ortaya çıkan öğretmen açığını yeni alımlarla kapatma yoluna gitmek mümkün. Hem işsiz binlerce gencimizin yüzü gülecek, hem de önemli sayılan bu dersler öğretmenlerine kavuşacaklar.
Özellikle Fen Edebiyat Fakültesi mezunu gençlerin hali içler acısı. Ne dershaneler, ne kamu okulları öncelikli olarak tercih etmiyor bu gençleri. Etmedikleri gibi önlerine yığınla engel konmuş. Oysa bu gençlerin mesleki yeterlilik durumu bazen Eğitim Fakültesi mezunu gençlerin mesleki yeterliliğinden daha iyi olabiliyor. Bu gençlerin tek eksikleri zamanında alınamayan formasyon dersleri.Yıllar önce bu dersler birinci sınıftan itibaren alınır ve üniversite bittiğinde böyle bir sorunla karşılaşılmazdı. Sonra bu fakülte mezunlarına bir takım haksızlıklar yapıldı ve eğitim fakültesi mezunlarının gölgelerine terk edildiler. Bu ayrımın ne denli yanlış olduğunu artık herkes biliyor. Umarız bu adaletsiz durum kaldırılarak bu fakültelere ve mezunlarına itibarları iade edilir.
Bu yıl da ücretli öğretmen alımı ne yazık ki devam ediyor. Mevsimlik işçiler dışında sanırım hiçbir meslek gurubunda böylesi bir garabet yok. Siz hiç ücretli doktor, ücretli hemşire, ücretli mühendis tanımlarını duydunuz mu ilgili kurumlarda? Ama eğitim kurumlarında yıllardır “ücretli öğretmen” adı altında geçici bir takım alımlar yapılıyor ve sene sonunda herkes yoluna gidiyor.
Bir öğretmende “aidiyet” duygusunun olmadığını düşününüz, neredeyse askeri ücret kadar bir geliri olan bu öğretmenden nasıl bir sorumluluk ve çalışma aşkı beklersiniz? Bir meslek icra edilirken aidiyet duygusu önemlidir. Geçici olduğunuzu bildiğiniz, aldığınız ücretle kendinizi bile geçindiremediğiniz, diken üstünde olduğunuz bir yerde kesinlikle verimli olamazsınız.
MEB ve Maliye Bakanlığı artık bu uygulamaya bir son verip, bu gençleri acilen kadroya almalı ve eğitimin kalitesini yükseltme yoluna gitmelidir zannımca.
Yeni MEB Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu hanımefendi gerçekten de her anlamda yüreğini ortaya koyuyor, Sayın Müsteşar Muammer Yaşar Özgül Beyefendi bütün bilgisini, sevgisini, tecrübesiyle bakanlığa kan ve can veriyor, bütün bunları görmezden gelemeyiz kendilerini bu iyi niyetli çalışmaları için kutluyoruz ancak yukarıda zikrettiğimiz sorunlar da acilen çözüm bekliyor. Milli Eğitim Bakanlığı bu ülkenin en önemli bakanlığıdır gerçek anlamda. Her anlamda devasa sorunları olan, her yıl giderek katlanan öğrenci potansiyeliyle, derslik ve öğretmen açıklarıyla, diğer yan sorunlarla boğuşmak hiç de kolay değil.
Eleştirmek kolay ama icraat çok zordur bu bakanlıkta. Bunun bilincinde olarak en azından gözümüze çokça batan sorunları dile getirmek muradımız. Yoksa bağcı dövmek değildir maksudumuz. 2009-2010 Eğitim öğretim yılının bütün ülkeye hayırlar getirmesini diliyor, en tepedeki bürokratından en ücra köye düşmüş o gencecik öğretmene, bütün miniklere kolay gelsin diyorum.
Meryem Aybike SİNAN / Haber 7
aybikesinan@gmail.com
Yorumlar11