Başbakanım, iş başarmayanı gönderdiğiniz için teşekkürler!
- GİRİŞ02.01.2010 00:14
- GÜNCELLEME02.01.2010 00:14
Ben polisimizi de çok severim.
Ne zaman onları görsem fedakârlığın, cefanın, hüznün bin türlüsü gelip ruhuma çöreklenir. Gözlerim buğulanır, hislenirim, gururlanırım, içimden dua ederim onlara. Onlara güvenirim, onlara inanırım ben.
Çünkü onlar bu ülkenin en vefalı memurlarıdır.
Çünkü geceleri rahat uykularımızın bekçileridir onlar.
Gün gelir şehrin en zengininden, gün gelir askerinden, gün gelir vekilinden, gün gelir önemli bir bürokratın şımarık çocuğundan zılgıtı yer, haklıyken bir de üstüne sürgünleri, kızağa çekilmeleri sineye çeker bizim polisimiz.
İşte bu yüzden benim polisimize içim titrer.
İşte bu yüzden ne zaman bu tür vakalara şahit olsam onların nezdinde incinirim.
Polis bu ülkenin en fedakâr ve en güvenilir memurlarıdır.
Ama artık polisimiz de “yeter” demiştir.
Çok da iyi etmiştir bana göre.
O Vekil Efendi,
O kendini çok şey sanan, kıymeti vekilliğiyle menkul o zat-ı muhterem ve boş meydanın güreşçisi ve dahi onun gibilerin bu vakayla sınırlı olmadığını biliyoruz. Gidip şehrin en pahalı restoran ve otellerinde gününü gün ettikten sonra, yanlarındaki kadınlara ne önemli adamlar olduklarını göstermek için, hava atmak için, kalkıp bu kez gecenin ayazında bıçak gibi kesen soğuğa aldırmadan huzurumuz için görevini ifa eden, tek suçu görevini yapmak olan masum polisimize maddi- manevi saldırırlar.
Vekil milletten aldığı yetkiyi, yine aynı millete tahakküm kurarak gösterecekse yanmışız biz Mecliste susup uyuyanlar, sokakta canavar kesilince böyle durumlar ortaya çıkıyor işte.
Ankara’nın soğuk ayazında gecenin buza kestiği bir demde gecenin en karasında herkes evinde dinlenmeye çekilirken, bizim polisimiz iş başındadır. Ama aymazca ve dahi utanmazca, ağzından köpükler saçarak, bütün bunları göz ardı edip devletin memuruna hakaret edecek, ben Vekilim diye dayılanacak! Hadi oradan demezler mi adama? Senin diğer vatandaştan ne farkın var ki polise efeleniyorsun!
Sayın başbakanımızın bu olayda tutunduğu tavrı alkışlıyorum ve:
“Böyle adamlara kırmızı ışık yaktığınız için, polisimizi vekilinize tercih ettiğiniz için, yine hakkaniyetinizi mertçe ortaya koyduğunuz için, yüreğinizle konuştuğunuz için;
Sevgili başbakanım size çok teşekkürler
”
Biz başbakanımızı işte bu yüzden çok severiz
Biz polisimizi de çok severiz.
En sevimsiz işlerin, en acımasız olayların, çirkinliklerin ve her yüreğin kaldıramadığı şeylerin ortasında işte bu polistir huzuru ve güveni tanzim eden. Sokakların huzuru, evlerin süruru onun ellerindedir.
Sokaklar ona sorulur, asayiş ona.
Nerede işler tersine gitse hesabı ona kesilir!
O Polisimiz ki bunca güçlüğün üstesinden gelip olmadık başarılara imza atarken, canını dişine takıp kendini türlü tehlikelere atıp, ailesini ihmal ederken, hiçbir İŞ BAŞARMAYAN! Birileri, bizim vergilerimizle aldığı parayla şarkıcı ve türkücülerle iyice eğlendikten sonra, yiyip içtikten sonra, karnını iyice tıka basa doldurduktan sonra BAŞAMADIĞI türlü İŞ/lerin hırsını polisten çıkarır olur. Çünkü gerçek başarının hakka uygun düşüp, yaşamak olduğunu bilmez böyleleri!
Polisimize bütün kalbimizle şükranlarımızı iletmemiz gerekirken, ona minnet borcumuzu en üst perdeden ödememiz gerekirken bu hiç bir İŞ BAŞARMAYANLAR! Böylesi iş! lere imza atarlar
Böylesine yanlış işlere imza atanları artık istemiyoruz.
Kim olursanız olunuz
İster vekil, ister müsteşar, ister genel müdür! Hiç fark etmez, geldiğiniz gibi geri gönderirler ait olduğunuz yere.
İşte böyle gidersiniz, gelişiniz muhteşem olmuştur belki ama gidişinizi kimselerin görmesini bilmek bile istemezsiniz.
Mevki ve makamlar geçicidir, kalıcı olan sadece insanlıktır, erdemdir, hak ve hukuktur.
“Başarı Hakk’a uygun düşmektir!”
Benim nazarımda hakk ile taçlanmayan hiçbir başarı, gerçek başarı değildir. Hak ve adalet terazinin şakülü bozuksa oradan hayırlı işler çıkmaz. Şükürler olsun ki bu ülke artık hak ve adalet ile idare ediliyor.
Bundan hiç kuşkum yok.
Meryem Aybike SİNAN / Haber 7
aybikesinan@gmail.com
Yorumlar36