Mehmet Akif İnan’ı rahmetle anıyoruz…

  • GİRİŞ07.01.2010 17:16
  • GÜNCELLEME07.01.2010 17:16

    (Her eylem yeniden diriltir beni
    Nehirler düşlerim göl kenarında)

Edebiyat eğitimi alan, bir süre edebiyat öğretmenliği görevlerinde bulunan bir eğitimci ve büyük bir gönül adamıydı. Edebiyatın meşakkatli yollarından daha çetin olan toplum sorunlarına da eğilmiş ve sendikal çalışmalarıyla inanan, muhafazakâr kesimin sesi olmuştur.

“Her eylem yeniden diriltir beni/ Nehirler düşlerim göl kenarında” diyerek tepkisiz toplumu harekete ve haklarını aramaya çağırır. Yıllarca sindirilen Memur kesimin sesi olur ve önce 1992 yılında Eğitim Bir- Sen’i, 1995 yılında ise Memur-Sen Konfederasyonunu kurar...

 Şüphesiz bir sendikacı olarak çok başarılı idi Mehmet Akif İnan. Sendikayı sadece hak arayan bir kurum olarak değil aynı zamanda aydınlatan bir kültür hareketi olarak da görüyordu. Özellikle öğretmenlerin bu sendika şubelerinde bir araya gelip düşünen, irdeleyen, eğitimin sorunlarını masaya yatırıp çareler arayan, görüş ve düşüncelerini özgürce ifade eden bir topluluk olma gibi çok erdemli bir projenin inşasına çalışmıştır yıllar yılı...

 1992’de kurduğu Eğitimciler Birliği Sendikası bugün Türkiye’nin en etkili ve en büyük sivil toplum örgütü durumundadır. Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış şubelerinde binlerce üyesiyle bir eğitim seferberliği havasında Türkiye için, yarınlarımız için daha iyi neleri inşa edebiliriz yaklaşımıyla hareket eden çağdaş, demokratik bir sivil toplum örgütü olarak çalışmalarına devam etmektedir.

 Mehmet Akif İnan, sadece bir sendikacı değil aynı zamanda büyük bir şairdir. Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil gibi önemli şair ve yazarların yakın çevresinde bulunmuş, onlardan feyiz almış ve kendi şiir dokusunu kendi dünyasının derinleri içinde ortaya koymuştur.

 Şiirlerinde divan edebiyatının derinliğinin yanı sıra toplumun kanayan sorunlarının yansımasını buluruz. Sözcükleri yeni baştan dillendiren, her birine ayrı düşünceler giydiren, kelimelerin simyacısı durumundadır. Tasavvufu en ince, en zarif bir ipek ferace gibi şiirlerine örter. Onun aşkı çöllerde yolunu yitiren Mecnunun aşkıdır. Bütün yolları O’na çıkar.
 
“Diyorum ki gider oldum giderim
Yağmur beni ağlar şimdiden sonra,
Seni kuşatmayan bu özel sevda 
Yalnız beni dağlar şimdiden sonra”

 
Şiirinde lirik bir tad ve güzelliğin yanında derin bir şiir yeteneği de söz konusudur. Sıradan bir şair değildir Akif İnan. Onun şiirlerinde asırların imbiğinden süzülmüş bir geleneğin yanı sıra, çağdaş sanatın da yansımalarını görürüz.

 Alâeddin Özdenören, Akif İnan’ın şiirleri için şunları söyler:” Akif İnan,  ülkü ile aşkı birbiri içinde eritmiştir. Aşk onun şiirlerinde, Divan şiirinin geleneksel özelliklerini taşır. Ancak Divan şiirinden fazla olarak, aşk’la birlikte günün sıkıntısını da vermek ister.”

 Kıymetli Şairlerimizden Mehmet Atilla Maraş da Akif İnan şiirleri ve şairliği için şunları söylüyor:
 
“Akif İnan’ın şiirleri, divan geleneğine yaslanmış ses ve musikinin, yeni bir söylemle ölçülü ve ahenkli, beyit düzeni içinde, zaman zaman mistik ve metafizik bir ürpertiye dönüşmüştür. Zaman zaman da hayal ufkunun ve rüya âleminin derinliklerinde soyut gerçeküstü olağan dışılıklara kadar varan ve aynı duyarlılıkla inancın “helal ve haram” sınırlarını kollayarak inşa etmiştir.”

 Evet, Mehmet Akif İnan, hem sosyal bilinci diri tutacak örgütlendirmeleri hayata geçirmiş, hem de divan şiiri üzerinde çağdaş bir üslup ve şekil bina etmiştir.  Halkının diliyle söylemiş, halkının eliyle tutmuştur sosyal hayatı. Hem hece hem de aruzla söylemiştir şiirlerini. Onun davası insanlık davasıdır. Onun aşkı ilahi aşktır.

Onun sanat anlayışı da tıpkı sendikacılık anlayışı gibidir. İnsanları yormayan, baskılamayan, hoşgörü sınırları içinde yaşama alanları açan bir anlayış egemendir onun şiirlerinde. O düşünce olarak demokrattır alabildiğine... “Her eylem yeniden diriltir beni/ Nehirler düşlerim göl kenarında” dizeleri onun düşünme ve tasavvur etme yetisinin söze düşmüş belgeleridir aslında.

 Akif İnan şiirleri ölgün ve mahfuz insan düşüncelerini hareketlendiren ve onlara ivme kazandıran şiirlerdir. O gâh Yunus’tur Tabduk dergâhında, gâh Mehmet Akif’tir er meydanında.

 Onu kısa bir gazete yazısında yâd etmek, yeterli değildir elbette. Akif İnan’ı rahmetle ve saygıyla anıyoruz ve onun bir şiirinin dörtlüğüyle sizleri baş başa bırakıyoruz:

  “Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
  Götür müslümana selam diyordu.
  Dayanamıyorum bu ayrılığa
  Kucaklasın beni İslam diyordu.”

Meryem Aybike SİNAN / Haber 7
aybikesinan@gmail.com

Yorumlar6

  • fikret subaşı 14 yıl önce Şikayet Et
    dava adamı. Rahmetli Akif İNAN hocam gerçek bir dava adamı idi. Kendisi aynı zamanda çok değerli bir yazar ve fikir adamı olarak sadece yamakla kalmaz, yazdıklarını da hayata geçirmeye çalışan bir aksiyon adamı idi. Memeursen ve eğitim bir seni kurarak bunun en güzel misalini gösterdi ve geride güzel eserler bırakarak ebedi aleme göçtü. Kendisini rahmetle anıyoruz.
    Cevapla
  • Bab-ı esrar 14 yıl önce Şikayet Et
    Ziyaretçi efendi Mehmet Akif İnan aksine muhafazar memuru ayıklamıştır inanmamış adamların içinden. Bugün sorarsanız ülkücü de, dpli de hepsi sağcıyım der ama bana göre bu böyle değil. sağ muhafazakarlık demektir. bugünün ülkücülerinin neresi muhafazakar Allah aşkına. sonra yazar gerçekten realist sadece doğruları söylüyor. Bravo sayın yazar.
    Cevapla
  • ömer faruk çelebi 14 yıl önce Şikayet Et
    dava ve mehmet akif inan.... meryem hanım teşekkür ediyorum. mehmet akif inanı haturlatmanız güzel. eğitim-bir-seni ve memur-seni o zor şartlar altında kurarken ne fedakarlıklarda bulunduğunu söylemeye bile gerek yok. allah rahmet eylesin ey güzel insan, mekanın cennet, yoldaşın peygamber olsun. "sanmayın her şeyin bitişi ölüm, destanlar yayılır mezarımızdan."
    Cevapla
  • Yakup Sabrı 14 yıl önce Şikayet Et
    Tasavvufu en ince, en zarif bir ipek ferace gibi şiirlerine örter.. yukarıdaki ifade Meryem Aybike hanımın ifadeleri. İşte bendeniz bu yüzden bu yazarı çok seviyorum. Kelimeleri yıldızlaştıran yazar olarak algıma yerleştiniz. Güzel söz, güzel ifade dendi mi artık siz aklıma geliyorsunuz. çünkü artık köşe yazarları o kadar sıradan yazıyorlar ki... böyle şiirsel makale yazan sizin gibi bir kaç yazar ancak kaldı. İşte Zamandan Ali çolak,Y Şafaktan Harun TOKAK, bu siteden Yaşar İliksiz vs. Kısacası yazının içerğinden çok ben kelimelerinizi hissetmek için okuyorum.
    Cevapla
  • Ahmet Ar 14 yıl önce Şikayet Et
    TEŞEKKÜRLER MERYEM HANIM. Daha önce de N. Fazıl için bir anma yazısı yazmıştınız. Enfesti. Ben sizin "biz" olduğunuzu ilk o yazıdan anlamıştım. Şimdi bu yazı da güzel oldu. Arada bir böyle yazılar yazıp değerlerimizi hatırlatmak çok mühim. Mesela A. Nihat Asya hakkında da bir yazı bekleriz. 5 Ocak vefat yıldönümüydü. Akif İnan hakkında bir yazı okumuştum. Yüzüne dikkat çekiyordu yazar. "İslam âleminin bütün dertleri, sıkıntıları toplanıp gelmiş ve ona yüz olmuştur." Aşağı yukarı böyleydi. Bir katkı.. Selamlar.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat