Seni arıyorum Allah’ım, çıkmazlardayım!
- GİRİŞ22.03.2010 06:57
- GÜNCELLEME22.03.2010 06:57
“Çatallı yol ağzında şaşırıp kaldım Derviş!
Söyle hangi patika gül dağına gidermiş?”
(O.Olcay Yazıcı)
Bismihi,
Allah’ım,
En sevgilim,
Seni arıyorum Allah’ım çıkmazlardayım… Mevsim güze sarmış, zaman daralmış, bütün sevdiklerim gitmiş. Ben bütün yolları aşmış şimdi yokuşlardayım. Seherin serin rüzgârı üşütüyor ruhumu, ürperiyorum. Uzak sandığım yollar bir bir ayaklarımın altından geçmiş, yakalayamamışım zamanı, varamamışım senin dergâhına. Şimdi uzak dağlara kar yağıyordur, geçit vermez olmuştur bentler. Kirpiklerimin ucundan leyli renklere bağlanmışım, görmemişim senin ülkenden gelen ışıkları, zamanın içine düşmüşüm, kaybetmişim bütün iyi bildiklerimi. Bütün sözlerimi unutmuş, bütün iyiliklerimi yitirmişim. Küsmüşüm, üzülmüşüm, yıkılmışım, kendimi senin ırmaklarına bırakmışım sonra. Yüreğimin coğrafyasını kaybetmişim, bütün dağlarıma kar yağmış, hudutlarına sığmaz olmuş yüreğim.
Gece gündüz demeden ben seni arıyorum, ruhuma kar yağıyor, ellerime kar yağıyor... Düşünüyorum, ne çok yanılmışım, kendimi ne çok yaralamış, benliğimi ne çok karalamışım. Yok saymışım kendimi, bırakmışım nefsimin dizginlerini ansızın. Sonra içimi yakan kor ateşin düşürmüş beni yollara.
Düşmüşüm yollara Rabbim!
Seni arıyorum.
***
Seni arıyorum!
Bu çöl cehenneminden serin bir yürüyüşe çıkmalıyım diyorum. Ellerimde gül kokusu, gözlerimde bengisu pınarları, ruhumda pişmanlıklar sana gelmeliyim. Kendimden kaçmalı, nefsimin yumuşak ellerinden uzak durmalıyım. Beni yağmalayan nefsim çörekotu misali küçülmeli, düğümlenmeli, bir elif, bir lam, bir he olup, gelip konmalı yüreğimin avuçlarına. Sürüklemeli beni sel misali, götürmeli tanımadığım, unuttuğum, bilmediğim Ummanlara. Yepyeni seferlere revan olmalıyım son soluk. Bütün gerçekler istifhamları savmalı bir bir. Bütün süvarilerim ellerinde cevşenlerle, dualarla dirilmeli ruhumun koynaklarında. Dudaklarım alevlenmeli seni anarken, büyük sonsuzluğun adını dillendirmeli. Çaresizliğim kesik ritimli türkülere kalmamalı, senin yıldızların yağmalı inceden inceye üzerime. Bütün perdeler inmeli karanlığın üzerine. Yeni baştan yeşermeliyim, yeni baştan öğrenmeliyim, yeni baştan bilmeliyim.
Düşmüşüm yollara Allah’ım, yüreğimde bin bir umut, telaşla…
Ve yüreğimde bin bir âh’la!
Seni arıyorum!
***
Seni arıyorum Allah’ım,
Kalabalıkların orta yerinde, el değmemiş kadim yalnızlıkların en ucunda, dudak değmemiş dualarla geliyorum kapına. Yüreğimde beni savuran bir ah var, kimselerin bilmediği, görmediği, duymadığı… İplik iplik ruhuma kırkikindiler yağmakta, ıslanmaktayım seraser. Hani diyor içim hani kimsen, göz göz kanayan yaraların neden sarmaz kimseler? Bir çalıkuşu gibi yalnızım dikenlerin arasında, hangi dala konsam yaralarım kanamakta, ruhum çekilmekte, felaketim olmakta hayat. Dalgalı bir deniz gibi gözyaşlarım, yollarıma dökülmektedir. Belli artık iflas etmişim, yitirmişim kendimi, bitirmişim. Son gemileri kaçırmak üzereyim şimdi rıhtımlarda. Son gemiyi kaçırmadan, soluğum kesilmeden yokuşlarda, düşmeden azmin sırçasından sana gelmeliyim, uzaklara, çok uzaklara gitmeliyim ansızın. Bir telaş var yüreğimde, beni ürperten bir telaş var yüreğimin basamaklarında. Hüzünleri soluyan nefesim kısılmadan, senin dergâhına gelmeliyim vakit çok geç olmadan.
Çaresizim Allah’ım, yalnızım,
Bitmişim, artık çok azım,
Seni arıyorum!
***
Seni arıyorum!
Seni arıyorum Allah’ım, kanatları kırılan kuşlar gibi uçamasam da, oylum oylum akan sular gibi akamasam da, sabır denen kaleyi Yakup misali çıkamasam da, nefis denen o dağı yıkamasam da seni arıyorum… Buhur-u Meryem kokan ellerim olsa diyorum. Hüsn-ü kâinatı anlatan dillerim olsa, gülzarı bezeyen hû hû! diye katmer katmer açan güllerim olsa diyorum, hepsini senin yollarına dizsem, seni söylesem bin bir kereler… Bütün desenlerin içindesin Rabbim, bütün cümle mahlûkat seni anmakta her dem. Vakit seheri gösterirken, senin huzurunda el açmış yalvarıyorum. Bütün renkler ayağa kalkıyor yeni baştan, gecenin yüzü soluyor, gün can kesiliyor… Oysa ben hala ölgünüm, solgunum, kederlerdeyim. Ruhumun vadilerine kar yağıyor, işgal altındayım. Bütün yollar kapanmış, geçit vermiyor içine düştüğüm hüznün girdapları. Hüzzam duygular fethetmiş yüreğimi. Ruhumun esrarında mutlak sözü söyleyecek umutlar gizli. Havf ve recâ arasında med ceziri yaşıyor gönlüm.
Ey bize son sözü muştulayan Rabbim,
En yüce tanık!
Düşmüşüm yollara Allah’ım, yüreğimde bin bir umut, telaşla…
Ve yüreğimde bin bir âh!la…
Seni arıyorum!
***
Seni arıyorum!
Bir yemin var aramızda, kadim zamanlardan kalma. Sözümü unutmuş olsam da, soğuk ülkelere yolumu düşürsem de, bütün gidişlerim sanadır, bütün yanılmalarım, bütün günahlarım, bütün cehlim, bütün arsızlığım bilmediğimdendir. Bilseydim yapmazdım, unutmazdım, bile bile ateşlere atmazdım zavallı yüreğimi. Şimdi insafsız bir cehennemde sana yalvarıyorum, af gelmezse senin ülkenden, beni çekip almazsan çıkmazdayım… Bir seher vaktinde alıyorum başımı sana geliyorum, terk ediyorum bütün dar sokakları, çıkıyorum terse akan bu ırmağın yatağından. Caddeler insan kaynıyor, evler insan yığını. Kıyameti hatırlatıyor, bütün gördüğüm evler. Bütün ayaklar telaş içinde bir yerlere koşturuyor, bağırıyor, çağırıyor bıkmayası. Ürküyorum bu sığ kalabalıklardan, uzaklaşıyorum… Bütün bahçeler işgal altında. Evler taşımıyor bu kadar ağırlığı. Odalar dar, tavanlar basık, avlular çiçeksiz. Her şey bir kıymık gibi batıyor ruhuma. Bu şehirde her şey bana yabancı. Oturduğum ev, konuştuğum insanlar, yaslandığım ağaç, içtiğim su… Bu emanet hayatın bir taraflarını bırakmışım, ne yandan tutsam elime geliyor Rabbim! Granit duvarları andıran yüreklerin içinde yokum bundan böyle, yokum ısıtmayan duvarların içinde. Sendeyim bundan gayrı, senin ülkenin yollarındayım.
Seni arıyorum ey yüce tanık,
Seni arıyorum…
Meryem Aybike Sinan - Haber 7
aybikesinan@gmail.com
Yorumlar10