Dandik tesettür tartışmasına kadın isyanı
- GİRİŞ23.08.2010 06:35
- GÜNCELLEME23.08.2010 06:35
Kadının kıyafeti erkeğin çenesini yorar!
Gündemde “Dandik tesettür meselesi” var!
Açıkçası bu kılık kıyafet mevzuunda fena halde bıkmış durumdayım. Bu ülkede kadın olmak öyle zor, öyle çetrefilli, öyle enteresan ki kelimelerle anlatılmaz, ancak biz kadınlar tarafından böyle acı acı yaşanır.
Genç kız başını kapatır, modernite doğal olarak damgasını vurmuştur kıyafete, dandik damgasını yer. Hatta adını başı kapalı çıplaklar koyanlar bile çıkar! Genç kızın iyi niyetleri göz ardı edilir, zamana diretmesi bile boşa çıkarılır.
Kadın geniş pardösü giyinir, efendim bu türban mı, sıkma baş mı, böyle tesettür mü olur denir! Bu kadar abartmak da olmaz ki canım denir! Adı yobaz olur.
Kadın kara çarşafa girerek kendinden, nefsinden geçer ve gerçekten de büyük bir imtihanı geçer adını “kara Fatma! Koyarlar!
Kadın başını örtmez, bu zaten yoldan çıkmış yaftası yapıştırılır! Yani ben yoldan çıkmış, dini diyaneti olmayan bir yoldan çıkmışım bu kafaya göre!
Örtersin suç, örtmezsin daha beter suç!
Bu kılık kıyafet meselesinde özne kadın olduğu halde sebebini bilmediğim halde sürekli erkek konuşur, hiç durmadan fikir beyan eder, kadının kılık kıyafetinin şekli şemali için durmadan yorumlar yapar. Kadın öylece dinler.
Beyler, lütfen elinizi de, gözünüzü de, sözünüzü de kadının kılık kıyafetinin üzerinden çekiniz. Bırakınız kendilerini nasıl, ne şekilde, daha iyi nasıl hissediyorlarsa öyle giyinsinler, kendi tarzlarını bulsunlar, mutlu olsunlar.
Sizleri sadece bir anlığına kadının yerine kendinizi koymanızı istesem bakalım ne yaparsınız.
- Mesela siz neden kısa kollu gömlekler giyiyorsunuz? Bence görüntü olarak hiç iyi gözükmüyor, giyinmeyiniz!
- Mesela, neden şalvar tipi pantolon giymiyorsunuz? Rahmetli Prof.Dr. Mahmut Esat Coşan Hocanın bir sohbetine denk gelmiştim, müslüman erkek şalvar tipi pantolon giymeli, sakal bırakmalı, vs demişti. Bu sözleri söyleyen önemli bir din âlimi. Toplumda bu tip pantolon giyen kaç müslüman erkek var soruyorum size?
Yani her biriniz Cüppeli Ahmet Hoca gibi giyinmelisiniz öncelikle ben anlamam!
-Mesela, sokaklarda şortlarla, askılı atletlerle gezinen müslüman erkeklere hiç yakışıyor mu böyle gezmek? Hele saç uzatıp küpe takmak?
Bu tip soruları çoğaltabiliriz.
Gördünüz mü ne kadar itici ve incitici oldu bu sorularım, ne kadar tuhaf geldi sizlere… Hiç kimse hiç kimsenin dinini, giyim kuşamını ve imanını sorgulama hakkına sahip değildir, olmamalıdır!
Yani sizin artık bu işten vazgeçip kendi asli işlerinize dönmenin zamanı gelmedi mi? Bırakınız bu işi kadınlar çözsünler. Siz farkında değilsiniz ama biz açıklar ve kapalılar gayet iyi anlaşıyor, kılık kıyafeti hiç dert etmiyoruz. Siz şu üniversite kapılarını başı kapalı arkadaşlarımıza açınız, işi olmayanlara işyerlerinizi açınız ve sonra bu konuda bir daha konuşmayınız bence.
Çünkü kadın gerçekten de kendisine yakışanı bilir.
İnancına ve şartlarına göre giyinmesini de bilir.
Hem de sizden daha iyi bilir!
Bendeniz kadın olmanın dayanılmaz zorluğunu ilk kez dokuz yaşında fark edip öğrendim. Kendi isteğimle gittiğim Kur’an Kursunda başımı örttüğüm halde, kurs dışında başımı açma gafletinde bulunduğum için Diyanet görevlisi Hocanın sert tepkisiyle karşılaşmış, küçücük kalbim bin bir yerinden darmadağın olmuştu. Çok istediğim halde bir daha kursa gitmemiş ve başımı kapatma eğilimine girememiştim.
Uzun yıllar bu sert tepkinin anlamını çözmeye çalıştım.
Hala da bu tepkiyi çözdüğüm söylenemez!
Şimdi geriye dönüp baktığımda hala aynı noktada olduğumuzu görüyorum. Kadının kıyafeti hep gündemde ve bir takım insanlar adeta bu durumdan vazife çıkarıyorlar.
Başın niye açık diye öyle çok eleştiri mektubu aldım ki sayısını ben de bilmiyorum artık. Başını örtmeyenin dini olmaz mı demeye getiriyorsunuz acaba anlamadım gitti!
Ne zaman Allah desem, başımı gösterir oldunuz!
Başımızın kâhyası mısınız nesiniz anlamıyoruz.
Bir ilham gelse kim bilir sevgili arkadaşım, İkbal Gürpınar gibi başımı kapatsam, beni ne ile suçlayacağınızı da peşinen biliyorum. İki yüzlülükten tutunuz da vay reklam yapıyor, şöhret olmaya çalışıyor kabilinden bin türlü yürek incitici sözler söylersiniz siz, haydi kabul edin!
Yani Sevgili Beyefendiler, siz gelin bundan böyle bizim kılık kıyafetimizle, saçımızla, örtümüzle, pantolonumuzla, mantolonumuzla, eteğimizle, ceketimizle uğraşmayınız!
Sizin daha önemli işleriniz yok mu?
Mesela siz;
Silvan’da evine ekmek götüremeyip intihar eden o adamcağız gibi binlerce mağdur vatandaşa nasıl yardım ederiz diye düşünüp, çareler arayınız. Kur’an-ı Kerim öncelikle insan olmayı emrediyor zira.
Siz gidiniz evinde unutulmuş seksenlik neneye el uzatıp, sıcak bir pide götürüp önüne koyunuz…
Siz gidiniz, yaptığınız onca düzenbaz ve hileli işi düzeltiniz, terazinin kantarını temize çekiniz önce.
Siz gidiniz, kalbini kırdığınız, yüreğini tarumar ettiğiniz dostunuzu görüp sırtını sıvazlayıp gönül alınız.
Siz gidiniz, eşinize, kız kardeşinize, annenize, kızınıza bir gül alıp hediye ediniz. Onları sevdiğinizi söyleyiniz mesela!
Yani bizim coğrafyamızın ve medeniyetimizin karakteristik erkeği olan o mert ve delikanlı erkekleri bulup huzur medeniyetini yeni baştan inşa etmenin yollarını arayınız.
Sevgiyle, şefkatle, merhametle, hikmetle, hakikatle Anadoluyu yeni baştan fethediniz. Siz görevlerinizin başına dönünüz.
Merak etmeyiniz biz başımızın çaresine bakarız!
Yeter ki siz;
Başımızdan ve yakamızdan düşünüz!
Muhabbetle Efendim!
Meryem Aybike Sinan - Haber 7
meryemaybike@gmail.com
Yorumlar139