Hür Adam'ın esareti!

  • GİRİŞ03.01.2011 06:48
  • GÜNCELLEME03.01.2011 06:48

"Mazlumiyetle ölmek, zalimiyetle yaşamaktan hayırlıdır"

”Ben ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam. İman ne kadar gelişirse hürriyet de o kadar parlar. İşte asr-ı saadet!”

(Bediüzzaman)

Bediüzzaman son yüzyılın kendinden en çok söz ettiren mütefekkiri. Hak bildiği yolda tek başına yürümeyi göze alabilen nadir insanlardan birisi belki de.

Peki, Hür Adam, gerçekten de hür müydü?

Biz biliyoruz ki neredeyse uzun sayılabilecek yıllarını sürgünlerde ve mahpushanelerde geçirmiş, naaşı bile kimselerin bilmediği bir yerlere defnedilmiştir.

Atatürk’le karşılaştığı ve hatta Atatürk’ün makamında iki saatlik bir görüşme yaptıklarını kaynak kimselerden biliyoruz. Bu görüşmelerde asla eğilmemiş ve hak bellediği görüşlerini ifade yolunu seçmiştir. Bu görüşmelerde ‘ eğer bir inkılâp yapılacaksa, Kuran’ın esas alınarak yapılmasını, hırs, makam ve şöhret arzusuyla islama saldırarak, Türk ve İslam düşmanlarının beğenisini kazanarak yapılmasının yanlış olacağı” düşüncesini bizzat muhatabına ifade ifade etmiştir.

Yani söz konusu sinema filminde bahsi geçen ve adliyelik olan sahne gerçeklere dayanmaktadır! Sanıldığı gibi hayal mahsulü bir kurgu değildir.

Atatürk bu görüşmelerde görünüşe bakılırsa alınmamış, aksine Bediüzzaman’a çok önemli tekliflerde bulunmuştur. Çünkü Said-i Nursi’nin özellikle doğuda çok önemli bir kitlesi ve nüfuzu vardır!

Bu görüşmede kendisine Atatürk, Bediüzzaman’a Doğu Anadolu’nun “Vaiz-i Umumiliğini”, mebusluk, 300 lira maaş, daha önce Harbiye Nazırı Enver Paşanın bizzat teklif edip atamasını yaptığı Dârü’l Hikmeti’l- İslamiye’de sahip olduğu makama denk bir makam ve ayrıca bir de köşk teklifinde bulunmuştur!

Bu tekliflerin hiç birini Bediüzzaman kabul etmemiştir!

Nedenini kendileri sonraları şöyle açıklayacaktır:

“Gidişatları benim ihtiyarlık hissiyatıma uygun gelmedi. Yani Yeni Said öteki dünyaya çalışmak istiyor, sizinle beraber çalışamaz fakat size de ilişmez”.

Çünkü Bediüzzaman özünde hür bir adamdır! Dünyanın geçici menfaatleri uğruna ne ruhunu ve kişiliğini hiçbir menfaate esir vermez… Bedeni özgürlüğü hariç!

Bu husustaki en önemli hususlardan birisi de Medresetü’z Zehra adlı ve üstadın çok istediği ve Van’da kurmayı planladığı üniversitenin inşaatı için kanun teklifi hazırlayan 170 mebustan birisi de Atatürk’tür! Bu yaza teklifi 2 Şubat 1923 yılında Meclis başkanlığına sunuldu. İlgili bir çok prosedür tamamlandıktan sonra 12 Eylül 1923 tarihinde Eğitim ve Şeriat komisyonuna gönderildi ve manidar bir şekilde oraya takılıp kaldı! Aynı komisyon iki yıl sonra da kanun tasarısını reddedip meclise geri gönderdi.

Bu arada Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkmış ve medreselerin kapatılması ile ilgili kanun çıkmış (1924) ve yürürlüğe konmuştu.

Ve “Hür Adam” artık Barla’da sürgünde idi…

Bediüzzüman’ın devlet adamlarının karşısında hak bildiğini söylemekten çekinmeyen tavrı yeni değildir. Zira Kafkas cephesinde gönüllü alay komutanı olarak Ruslara karşı giriştiği savaşta esir düştükten sonra Moskova yakınlarındaki Kostroma Kasabasındaki bir esir kampına gönderilir.

Bu esir kampında Rus Çarının Dayısı olan Başkomutan Grand dük Nikola Nikolayeviç’in karşısında da ayağa kalmaması ve ona karşı kayıtsız tavırları karşısında bu kez Rus ordusu tarafından yargılanıp idama mahkûm edilir!

Ancak Kampta, Said’e mahsus tavırları kısa zaman içinde çevresinin her milletten esir subay ve askerlerle çevrilmesine sebep olur. Hatta Çarın subayları bile hayranlıklarını gizlemezler.

Esaretteki Said-i Nursi Hür adam muamelesi görmeye başlar ve kısa zaman sonrada namaz kılarken Grand Dük Nikola Nikolayeviç tarafından görülür ve aralarındaki diyaloğun ardından Nikolayeviç şikâyetinden vazgeçer! Dük kendisinden defalarca af diler!

Bu diyalogda Said-i Nursi; “Bir İslam Âlimi Allah’ın dışında hiç kimsenin önünde eğilmez, demiştir Nikolayeviç’e!

Esaretteki Hür Adam, Komünist ihtilaliyle birlikte iki yıl süren esaretten sonra yurda döner. Ama artık eski Sait yoktur. Yepyeni bir Sait, öteleri kendine yurt edinmiş, dünyayı bir han kabul eden, İslam için, Allah için kalemini kılıç gibi kullanan bir mütefekkir olarak zindan zindan dolaşsa da özgür ruhunu hep masmavi semalarda kanatlandırmaya devam eder.

Bediüzzaman esirken hür idi.

Hür iken görüşleri kısıtlandığında esirdi.

Hür iken esir, esir iken hür olmak!

Rusya’da esarette hür adamdı, kendi yurdunda zindan zindan dolaştırıldı, sürgün yedi. Yazdıkları yasaklandı, talebeleri kısıtlandı…

Hakka yürüdüğünde bile bu handan çıktığı kapı bir şekilde sürgün yedi. Mezarı nerdedir, ne durumdadır hala bilinmiyor!

Şimdi filmi bile darda!

Ama o biliyoruz ki özgürlüğün en zirvesinde.

Çünkü o Hür Adam! Bütün esaretlerin ve sürgünlerin “Hür Adamı!”

Muhabbetle!

Meryem Aybike SİNAN/Haber 7
meryemaybike@gmail.com

Yorumlar13

  • serdar kürkçü 13 yıl önce Şikayet Et
    sırf bir oyun. Üstadın hiçbir zaman m. kemale yönelik İslam âlemi kahramanı Paşa Hazretleri diye hitabeti yoktur bu sırf Üstadı müslümanlar mabeyninde karalam kampanyasıdır. toksa Üstad süfyanın da kim olduğunu biliyor deccali de ama mesele bu değil mesele iman kuratma meselesidir bunu da bu devirde en iyi Risale-i Nurlarla Üstad yapmıştır Allah O ndan razı olsun
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • hamit türen 13 yıl önce Şikayet Et
    *NE GÜZEL BİR YAZI*. Tespitleriniz ve bakış açınız çok güzel. Risale-i Nur fikriyatını bilmeyenlere de güzel bir mesaj.
    Cevapla
  • Mahmut Ağaoğlu 13 yıl önce Şikayet Et
    komik. köşkteki mektupta orjinalide bulunmuş , Nursi, önce Atatürke "İslam âlemi kahramanı Paşa Hazretleri" olarak hitap ederek, akabinde şu ifadeleri kullanıyor: "Ey şanlı gazi. Zat-ı âliniz hem muzaffer ordunun hem muazzam Meclisin manevi şahsiyetini temsil ediyorsunuz." hal böleyken halen hür adam ve filmini yazıyorsunuz ya :) yok ayak ayak üstüne atmış yok dik kafalıymı :)
    Cevapla
  • faran 13 yıl önce Şikayet Et
    la havle... muhterem yorumcu.hz peygamber bile ben öldükten sonra bana bile ne olacağını bilmiyorum derken siz üstaddan şefaat bekliyorsunuz!! alimlere zulmetmeyin.ruhlarını sızlatmayın..gayretli ve imanına şahit bir hayat yaşadı..ona şefaat olarak amelini yanında götürdü..kişinin en garanti şefaatcisi salih amelleridir...şefaati onaylayan bir ayet gösterin !!
    Cevapla
  • Süleyman Şahin 13 yıl önce Şikayet Et
    Güzel olmuş. Güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat