Cinayet saati oradaydım!

  • GİRİŞ18.04.2011 06:26
  • GÜNCELLEME18.04.2011 06:26

 “ …bir ah! İle bu âlemi viran ederim ben ”
(Nef’i)

Yoo, yanlış anlamayınız hemen, ortada bir cinayet var ama orada olan ben değilim.  Bir de bu “cinayet saati” bir şiirin adı ve o saatte orada olan da Attila İlhan!

Peki, Attila İlhan gibi büyük bir şair bir cinayeti neden şiirleştirir hiç düşündünüz mü? Cinayet kelime olarak şiirsellik çağrıştırmadığı gibi üstelik bir de insanın asabını bozan bir manası var! Haliç’te işlenen bir cinayeti şiirinin konusu yapan ve üstelik şiirselliğin zirvesinde gezinen şairin bu şiiri içeriği bakımından gerçekten ilginçtir!

 “Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben gördüm, kulaklarım gördü
Vapur kudurdu, kuduz gibi böğürdü
Hiç biriniz orada yoktunuz.”

İlk etapta insana garip geliyor. Zira şiir öldürmek fiilini seven bir edebi tür değil! Yani şiir ve cinayet yakışmaz birbirine. Ancak Attila İlhan bu şiiri yazarken hangi duygularla yazdı, neden yazdı, bilemiyoruz. 

Yazıldığı döneme baktığımızda cinayet kelimesinin yadırganan, korkulan ve ürkülen bir kavram ve nadiren işlenen bir fiil olduğunu söylemek mümkün ve belki de şairi etkileyen ve şiir yazdıran da bu yönü.

Peki, Attila İlhan yaşasaydı bu günlerde ne tür şiirler yazardı acaba?

Bu kadar cinayet haberini gördüğünde ne tepki verirdi?

Herhalde şiirinin son dizesinde söylediği gibi:

“Ben vurursam kendimi vuracaktım” derdi!

Gerçekten de bu ürkütücü fiil hiçbir dönem bu kadar seslendirilmedi. Artık saat başı bu ülkede bir cinayet işleniyor. Özellikle bir cinsin öteki cinse kızdığı zaman, öfkelendiği zaman hırsını onu öldürerek alan bir garip ülkede yaşıyoruz! Canavarlaşan erkekler ve hissizleşen kadınlar ülkesinde yaşamanın dayanılmaz hüznünü yaşıyoruz ne yazık ki!

Muhtemelen bu şiir kaleme alındığında ülkemizde keyfi olarak bu kadar çok cinayet işlenmiyor, insanlar bu tür olayları kanıksamış değiller ve saat başı ülke cinayet haberleriyle çalkalanmıyordu!

Meşhur hikâyedir:

Klasik Şark Edebiyatının önemli ismi Behlûl Dânâ İran’da bir köye gider.  Gecedir ve aniden köyde köpeklerin saldırısına uğrar. Behlûl, çaresiz kalır ve köpekleri uzaklaştırmak için yerden taş aramaya başlar lakin eline taş gelmez.

İyice sıkışan Behlûl:

-Bu nasıl memlekettir ki taşları bağlamış, köpekleri salmışlar”der.

Behlûl Dânâ, aslında bu hikâyede hal ü pür melalimizi de anlatır gibidir.

Zira bu ülkede kanun koyucular neredeyse suçluları salan, cezaları bağlayan bir anlayışla hareket etmekte ve kanunlarımız her geçen gün çığ gibi artan suçlara ve suçlulara caydırıcı olma noktasında yetersiz kalmaktadır. 

Uzmanların çok, çarelerin az olduğu, imkânların çok, çözümlerin az olduğu, insanların çok adamların az olduğu, evlerin geniş, yüreklerin dar olduğu bu zamanın insanı, sıkıştığı zaman, darlandığı zaman, sinirlendiği zaman öldürüyor!

Hiçbir zaman bu ülkede “merhamet” kavramı böylesine yüreklerde sönükleşmedi, hiçbir zaman şefkat gönüllerdeki tacını böylesine yerlere düşürmedi ve hiçbir zaman sevgi böylesine yönünü şaşırmadı!

Ne derseniz deyiniz, “sevgi, şefkat, merhamet” gibi bizi insanlaştıran bizi Hakk’a yaklaştıran bu üç önemli hasletimiz, başka coğrafyalara hicret etmiştir dönmeyesi!

Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez’in geçtiğimiz gün bir cümlesi vardı ki katılmamak elde değildi. Bir haftayı “merhamet” haftası olarak kutlamayı ve gazetelerde 3. sayfada merhamet temalı konuların yer almasını istiyordu ki yerden göğe kadar haklıydı!

Gerçi eskiden cinayet haberleri üçüncü sayfadan verilirdi ancak bu fiil öylesine bir yükseliş gösterdi ki ana sayfada, manşetlerde ve ana haber bültenlerinin ilk sıralarında kendine yer bulur oldu.

Bu acıklı ve hazin soruna acil çözümler bulunmazsa şayet çok kısa zamanda her birimiz “cinayet saati oradaydım” ifadesinin muhatabı olacaktır!

Beş on yıl öncesine göre yüzde binlere varan bir artıştan söz ediyoruz!  Eskiden bir bölgede “töre cinayetleri” adı altında işlenen vahşetlerin bin türlüsü ülkenin her köşesinde başka başka adlarla ivme kazanmış ve ürkütücü boyutlara varmıştır.

Cinayet saati oradaydım” ifadesi kâbus gibi görünse de Emniyetin ortaya koyduğu cinayet istatistikleri yakın gelecekte bunun her an başımıza gelebileceğinin sinyallerini veriyor aslında.

Sözlerimizi Attila İlhan’ın dizeleriyle bitirelim:

“Bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
Çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
Su yasak, rüzgâr yasak, açık kapılar yasak!
Belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
Başlar ay doğarken saltanatı Sultan-ı yegâhın” 

Muhabbetle!

Meryem Aybike Sinan- Haber 7
meryemaybike@gmail.com

Yorumlar5

  • Özgür çocuk 9 ay önce Şikayet Et
    Tamam da şiirin hikayesi ne anlatıyor.
    Cevapla
  • tankoy oytun 13 yıl önce Şikayet Et
    cinayet saatinde iki kişi daha vardı orada.... biri katil ,biri de maktül...katil yaşıyor ama artık maktül yaşamıyor...bu şiir sadece bir vicdan azabından ibaret olmasın sakın...hele de cinayet saatinde orada bir şahit de bulunmuyorsa...
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 13 yıl önce Şikayet Et
    ritminiz hızlandı. eskiden yavaş bir makamınız vardı, derinden usul usul giderdiniz.şimdilerde sürprizli hareketli merak uyandıran canlı yazılar çıkıyor sizden. ahkam kesmek asla haddim değil de. bende uyandırdığı etki bu.
    Cevapla
  • emre 13 yıl önce Şikayet Et
    Konu Çok Güzel İşlenmiş Tebrikler.... Gerçekten de bu yasalarla ve daima suçluyu koruyan yaklaşımlarla suçları önlemek mümkün değil.İdama karşı olanlara şaşıyorum eğer bir insan sudan bahanelerle veya kasden insan öldürmüşse idam edilmeli, bu hem cinayet oranını azaltır.Hem de kan davası,kin ve husumetin önüne geçer.Yakını öldürülen bir kişi katili üç beş sene sonra karşısında gördüğü zaman ikinci bir cinayete sebep olmakta.Bunun affı da olmamalı birinci derece yakınından başkası da affedememeli. Ne cumhur başkanı ne meclis.Çünkü onların hiç birinin içi o yakınları kadar yanmamıştır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • demokrat 13 yıl önce Şikayet Et
    ağzınıza sağlık. Gerçektende önce şaşırtan,sonra güzel bir anlatımla meseleyi çok açık bir şekilde anlatan hoş bir yazı idi. sabah sabah ürkütse de aynı zamanda gülümsetmeyi de başardı. tebrik ve teşekkür ediyorum sayın yazar.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat