Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm!
- GİRİŞ29.04.2011 07:34
- GÜNCELLEME29.04.2011 07:34
Merhum Erdem Beyazıt’ın bu dizelerine tutundum günlerdir.
Bilmezdim sevgili anneciğimden kısa zaman sonra bu kez babacığımın da ölümün elinden tutup gideceğini. Kalan kanadımın kırılacağını da. İşte bu yüzden kızgınım kendime.
Dünya işlerine dalıp, geniş zamanlar umarak ziyaretlerini seyrekleştirdiğimiz, sevgilerimizi ertelediğimiz, bazı görevlerimizi ihmal ettiğimiz büyüklerimizin aniden sonsuzluk alemine yürüyeceğini, yılların telaş içinde yitip gideceğini, bitmeyen işler yüzünden sevgilerimizden, dostluklarımızdan, soyunup nasıl yalnızlaştığımızı bilemiyoruz çoğu kez.
Babamı sonsuzluk alemine uğurladığımız şehir mezarlığına bakıyorum bir süre. Birkaç yıl önce annemi toprağa verdiğimizde etrafında birkaç mezar vardı. Oysa şimdi binlerce mezar uzayıp gitmiş geniş ovada. Çam ağaçları, güneytoros sediri, leylaklar, zambaklar, güller, türlü çiçekler, serviler de artan ölümlerle çoğalıp bir ormana dönüştürmüş mezarlığı. Bugüne kadar iki yüz bin fidanın dikilerek, bir botaniğe dönüştürülen yüz bin mezar kapasiteli bu örnek mezarlık bir yeşil park görüntüsü kazanmış.
Büyük bir gasilhane ve caminin de bulunduğu mezarlıkta sürekli olarak Kur’an’ı Kerim okunuyor.
Ebedi hayata açılan kapıların bulunduğu bu mekanın Malatya için bir şeref tablosu gibi durduğunu görüyorum. Böylesine bir hizmet pek az kentte nasip olur diye düşünüyor ve zamanın Belediye Başkanı Seyhan Semercioğlu’nu hayırla yad ediyorum.
Bu kez mezarlıkla daha barışığım galiba.
Artık eskisi gibi ürküntü vermiyor, aksine öteleri hissettiren farklı bir hisse kapılıyor yüreğim, eğilip bir zambağı kokluyorum, göz yaşlarımı çiğ damlası gibi düşürüyorum yapraklarına ve hiç tanımadığım, kim olduğunu dahi bilmediğim zambaklı mezarda yatan kişinin ruhuna fatiha okuyorum. Eskiden mezarlıkta hiçbir şeyi elleyemezdim oysa. Annemi ve babamı koynuna bırakıp ebediyeti uğurladım bu mekana sık sık gidiyorum kaldığım sürece boyunca.
Ölüm ayırıyor, kedere boğuyor ve derin bir yalnızlığa mağlup oluyorsunuz! Çaresizlikten sadece ağlıyorsunuz ve yapacağınız tek şeyin gidenin ardından edeciğiniz dualar olduğunu biliyorsunuz.
Ölüm en sahici, en gerçek olan şey.
Malatya artık bana hep ölümü çağrıştırsa da bu kez bir kez daha sevdim bu kenti ve insanlarını. Bu şehirde hala devam ettirilen o kendine mahsus adetler olmasa, insanların o saf ve içten tavırları olmasa yine de böyle sever miydim acaba doğduğum şehri diye düşünüyorum.
Galiba ben bu şehirden çok, bu kentin insanlarını seviyorum. Şehir kültürünü seviyorum. Zira büyük ve eski bir medeniyetin önemli kentlerinden olan Malatya’da insani değerlerin bayraklaştığına şahit oluyor yüreğim. Komşuluk ve dostluk ilişkileri hala capcanlı ve önemli. Bu kalabalıkta öyle çok tanıdığım, yıllardır görmediğim ve çok özlediğim insanları görüyorum ve şükrediyorum. Büyük şehirlerde cenazesini kaldıracak dört inanmış adamı bir arada göremeyen insanlar düşüyor aklıma.
Komşuluk ilişkilerine böylesine değer verilen bu şehirde kaldığım beş gün boyunca hem benim hem ağabeylerimin çocukluk arkadaşları bizleri yalnız bırakmadılar. Hala aynı sıcaklığın, dostluğun, içtenliğin, samimiyetin ışıltısıydı acımızı hafifleten. Onlardı yüreğimin ağırlığını yüklenen, göz yaşlarımı silen. Akrabalarımızdı omuzlarına baş koyduğumuz.
Hesapta olmayan bu ani ölümden şunu öğrendim; Akrabalık, dostluk, arkadaşlık, komşuluk ilişkileri önemlidir. Dünya işlerine dalıp bu insanı ilişkileri zayıflatmamak lazım, onları hayatımızın en önemli mevkisine taşımak lazımdır. Gerçek şu ki hayat kısadır, uğraşılarımız aldatıcıdır, geçicidir, sadece ölüm hakikati gerçektir. Ömer Hayyam ne güzel özetlemiştir oysa:
“Bir geldi mi ağır ölüm uykusu
Biter bu dünyanın dedikodusu”
Ancak Necip Fazıl ölüme başka bir pencereden bakar:
“Ölüm güzel şey budur perde ardında haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber!”
Bu gerçek herkesi, hepimizi yakalayacak, ansızın vuracak bizi. Siz geniş zamanlar umarak, sevginizi, şefkatinizi, merhametinizi, duygularınızı ertelemeyiniz sevdiklerinizden. Zira yarın çok geç olabilir, ya söylemeye sizin vaktiniz olmaz, ya da karşınızdakinin. Ansızın biter dünya oyunu ve kapanır perde!
Bizim ailemizde bir perde daha kapandı. Bir hayat daha bitti, bir hasret daha başladı, bir acı daha filizlendi.
Sevgili babacığımın vefatı dolayısıyla bizleri yalnız bırakmayan başta yakın ve uzak akrabalarımıza, sevgili can komşularımıza ki özellikle Ünlü ailesine, arkadaşlarımıza, Haber7.com ailesine ve Yaşar İliksiz Beyefendiye, Prof. Dr. Osman Özsoy’a, Ünal Tanık ve ailesine, sevgili kardeşim Esra Elönü’ye ve ismini burada sayamayacağım diğer gazeteci ve yazar arkadaşlarıma, sevgili okurlarıma; ayrıca bizzat taziye ziyaretinde bulunan Ak Parti Malatya milletvekilleri Mücahit Fındıklı ve Ömer Faruk Öz’e, diğer partilerin milletvekili adaylarına, İnönü Üniversitesi ve Fırat Üniversitesinin çok değerli öğretim üyelerine en içten teşekkürlerimi bildiririm.
Allah hepinizden razı olsun.
Muhabbetle…
Meryem Aybike Sinan - Haber7
meryemaybike@gmail.com
Yorumlar12