Tefekkür ve tezekkür!

  • GİRİŞ23.03.2012 08:38
  • GÜNCELLEME23.03.2012 08:38

Kendimizi en çok kendimiz biliriz.

Kendimiz kadar hiç kimse bize aldanmamıştır, kanmamıştır, inanmamıştır belki de. En büyük yalanları kendimize söylemiş, en büyük itirafları, en büyük hataları ve en büyük ihanetleri kendimize yapmışızdır. 

Kalbimizin aynası kaç yerinden çizilmiş, kaç yerinden is bağlamıştır. Belki de bu nedenledir tefekkür meydanından çekilir olmamız, hikmet sokaklarından el çekmemiz ve ibret perdesinden gözlerimizi almamız!

Tefekkür ve tezekkür!

Birisi fikretme, birisi zikretmedir.

Fikretmeden zikredemeyiz. Peki, tefekkür dünyamız ne surette? Maalesef modernite en çok içimizi, içselliğimizi, duygusallığımızı bitirdi. İç sesimizi kaybedince dış seslere verdik kendimizi ve ne olduysa ondan sonra oldu.

İçimizdeki tefekkür kalesi yıkıldıktan sonra kalabalıklara teslimiyetimiz, vaz geçişimiz, unutuşumuz, ruh tedirginliğimiz tavan yapmıştır. Etrafımızdaki kalabalıklar arttıkça biz biraz daha yalnız, biraz daha garip ve biraz daha mutsuz olmadık mı?

Tefekkür, tefekkür, tefekkür!

Tefekkür üzerine Ken’an Rıfâî şöyle der bir sohbetinde:

“Tefekkür, kendi yokluğunu ve her yerde ilahi saltanatı görerek o azametin sonsuzluğunu ve hikmetini düşünmektir. Tefekkür, Hakk’ın azametinden ve bunca hikmet ve ibretten ders alıp, uyanarak kalp gözünü açmak, vaktin geçtiğini böylece halinin neye varacağını düşünmektir.” 

Düşünce iklimlerinden ırak düştükçe tek bir mevsime yenilen ruhumuz ve benliğimiz kendini derin bir yarın uçurumuna bırakırcasına yabancı fikir ve düşüncelerin kıskacına düşüyor.

Ne de olsa kendileri için düşünen, kendileri için yorumlayan birileri vardır. Bedeni ve ruhi hazların çekiciliği ve yakıcılığı dururken sıkıcı ruh idmanlarına ne gerek var ki dercesine bir gevşeme, bir boş vermişlik hali, bir bana necilik çağın en ürkütücü tavrıdır ne yazık ki!

Tefekkürsüz din, tefekkürsüz eğitim, tefekkürsüz bilim, tefekkürsüz sanat, tefekkürsüz edebiyat, tefekkürsüz siyaset, tefekkürsüz dostluklar, tefekkürsüz aşklar, sevgiler, tefekkürsüz sadakat, tefekkürsüz cinsiyet ve nihayetinde tefekkürsüz toplum! Her şeyi başkalarından satın alan insan artık ne yazık ki tefekkürü de başkalarından ödünç almaya başlamıştır!

Her akşam toplum için televizyon ekranlarından spordan, siyasete, sanata, ekonomiye ve dini mevzulara  kadar tartışma programlarında tefekkür ederek bir araya getirdikleri o engin fikirlerini (!) topluma sunan insanların televizyon ekranlarında kendilerini seyreden büyük hal yığınlarından tek farkı sadece sadece tefekkür etmeleridir!

Yani bu insanlar kendi gerçeklerini biricik gerçek diye insanlara sunarken çok şey bildiklerinden değil, araştırdıkları için, düşündükleri için, tahlil ettikleri için toplumun önünde değil midir?

Anadolu’da en ücra köylerde bile bir bakarsınız üniversiteler bitirmiş, çeşitli diplomalar almış ve unvanları olan birini bile gölgede bırakacak söz ehli arif kimseler vardır. Her cümleleri kitaplar yazdıracak kadar değerli olan bu kelam sahibi kimseleri böylesine ruh cephesinde olgunlaştıran ve fikir sahibi yapan şey nedir?

Elbette tefekkürdür!

Bütün bilimsel buluşların fikre dönüşmesi bu sessiz zamanlarda gerçekleşmiştir. Kalabalıklardan uzaklaşmak, kendimize bir şekilde ulaşmak lazım zira kendimize çok uzakta kalmışız. Kalabalıkların beynimizdeki uğultusundan gerçek fıtratımızın iç seslerini duyamaz haldeyiz.

Hiç unutmuyorum rahmetli dedeciğim sabah namazından önce uyanır el yazması kitaplarını okur, sabah namazından sonra da sesli bir şekilde Kur’an’ı Kerim okur ve takip eden saatlerde derin bir sessizliğe gömülürdü. Saatlerce hiç konuşmazdı ve adeta kendi içine çekilirdi. Dış dünya ile bir süreliğine irtibatını keserdi. Tefekkür ve tezekkür arasında bir köprü kurmaya çalışırdı.

Uzunca ömrünü bir ruh enginliği ve dinginliği içinde geçiren o sesi hiç unutmuyorum zira kulağımdaki ilk ilahi kelamı o sesle duydum, o sesle içime yazdım ve tefekkür denen nazlı perinin var olduğunu ve içimizde bir yerlerde saklı olduğunu onunla keşfettim.

Ruhumuzun secdeye yattığı andır tefekkür.

İşte o secde anında ruhumuzun en derinlerine nüfuz edebilir, kendimizi hikmet sağanağının içinde bulabiliriz. Ruhumuzun dergâhından mürşidimizi kaçırdığımız için çıkmazlarımız, açmazlarımız ve hüzünlerimiz kat be kat çoğalmış ve maddi zenginliklerin içinde yoksul ve perişan kalmışız.

Bu hususta ünlü mutasavvıf Ataullah İskenderi, “ Eşyadan eşyaya seyahat edip durma. Kendine uzaktan bakmayı öğren. Bir dolap beygirine benziyorsun, öyle ahmak, öyle hüzün verici. Hicret ve niyetin kimin için? Dünya suretlerinin bulaştığı ayna nasıl parlar? Bir gece yarısı uyandığında yatağından kalk, şöyle yıldızlara bir bak, düşün tefekkür et!” diyor.

Sözlerimizi duygulu şiirlerin şairi Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir beytiyle noktalayalım:

“Bir ses bana “gel” dese, ben o sesi işitsem
Kimsecikler duymadan, bir kapı açıp gitsem!

Kimselerin duymadığı o kapıdan içeri girmeniz dileğiyle…

Muhabbetle kalınız!

Meryem Aybike Sinan - Haber7
meryemaybike@gmail.com

Yorumlar9

  • fcamcı 12 yıl önce Şikayet Et
    Meryem Hanımefendiye;. diğer yazıları ile birlikte bu yazı için teşekkür ediyorum.
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 12 yıl önce Şikayet Et
    islam nikahı nı. medeni nikah kıydıranlar da yaptırıyor.inanmaya bağlı.oldukça tutucu mu diyelim koyu dindar mı diyelim bilmiyorum evlenirken ayrılırken kızlarına hiç sormayan bir ailede kız ailesi tarafından evlendiriliyor daha sonra hangi sebeple bilmiyorum yine zorla eşinden alınıyor ve başkasına veriliyor resmi nikah durumlarını bilmiyorum her ikisinde de dini nikah kıyılıyor.ikincisinden çoluğu çocuğu oluyor seneler geçiyor yaşı biraz kemale eriyor islami meseleleri merak ediyor ve ilk eşinin dini nikahını vermediği aklına geliyor. gel de çık işin içinden.burada hangi nikah geçerli kadının ne günahı var şimdiki eşini çocuklarını bırakıp eski eşiyle nikahına mı devam etmeli. dini nikahı geçerli sayanlar için böyle problemlerde ne yapmalı. kolaya kaçan fetvalara mı güvenmeli?
    Cevapla
  • nakkaş Hacı 12 yıl önce Şikayet Et
    Hanımefendi Yazar. Haber7'yi yıllardır takip ediyorum ve bu yazarın gerçekten de o güzel ve zarif üslubunun bozulduğuna hiç şahit olmadım. harika bir kalem ve güzel bir duruş. her yazısı ayrı bir alev ve fikir içeriyor. Kendisini ve Haber7 ekibini canı gönülden kutluyorum.
    Cevapla
  • rehzen 12 yıl önce Şikayet Et
    zaruriyat,haciyat,tahsiniyyat...!. ilkin taakkul ve tefakkuh..sonra tedebbur,tefekkür ve tezekkür! önce beyan sonra kadarınca/kararınca burhan ve irfan..fikretmek ve zikretmek bir akıl oyunu,zihin ezsersizi mesabesinde kalırsa faydaya hizmet etmez bence..eskiler der ki ilim ikiye ayrılır 1-fıkıh 2-tıp fıkıh Allah ı,insanı ve eşyayı vahyin penceresinden seyretmek,okumak,kıymetlendirmek,anlamlandırmak ise..edebi salvolarla sözümona içsel derinliğe yelken açıp aslında bir oranda kuşa bak kuşa demiş te olursunuz! tefekkür sonucu hayatınızdaki bir nasiye ameli salihe dönüşme sürecine girmeli..mazrufa gönderme yapıp zarfı gözden kaçırırsanız kendi aklınıza takla attırmış olursunuz,şeytanın sağdan fena yaklaşmaları vardır,kendi kendinizi hakikat ile Allah ile aldatırsınız da uyanmanız çok çetin olur,hafizanallah
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 12 yıl önce Şikayet Et
    TEFEKKÜR VE TEZEKKÜRLE KANATLANIP UÇMAK(!).-1/Düzeltir özür dilerim. En büyük makam;TEVHİD meydanında TEFEKKÜR üzere bulunmaktır!..Yaradanı unutmadan!..Unutmamamız gereken bir şey daha.Okyanuslara açılmak için gerekli tedarikiniz olmalı.Aksi halde boğulmakta var.Büyük düşünceler ve kuvvetli tefekkür için gerekli alt yapınız olmalı.Yani sağlam itikat!Aksi halde tökezlemekte var!.Bu bağlamda insanın çözemedikleri karşısında teslimiyeti elden bırakmaması da AYRI BİR GERÇEK!-Aklımı gerdim!Teslim oldum,kurtuldum!-diyen Gazzali misali..Netice itibarıyla tefekkür, insan olmanın gereklerinden birisi olarak ,büyük ibadettirde.Bazen bir yıllık/yetmiş yıllık/ bin yıllık ibadetin önüne geçebilmektedir de…Düşündüğün kadar varsındır(!)..-Aklı olmayanın dinide yoktur!-..Fikir,zikir ve şükürle birlikte.Cumanız hayırlı olsun!VesSelam...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat