Fikir ve ruh cephesinde imtihanda mıyız?

  • GİRİŞ26.03.2012 08:41
  • GÜNCELLEME26.03.2012 08:41

Türk Rönesansı gerçekleşiyor ama!

Fikir ve ruh cephesinde imtihanda mıyız?

Toplumdaki hemen hemen her alandaki hızlı dönüşüm, değişim ve gelişimi gördükçe sırtımızdaki o ağır yük hafiflese de öte yandan bu sevindirici gelişmenin hemen yanı başında filizlenen bir tereddüt, bir endişe ve hüzün adeta gönlümüzün mana kapılarını tıkırdatıyor ve bize sanki unuttuğumuz ve ihmal ettiğimiz alanların şifrelerini fısıldıyor:

“Bütün savaşlardan, entrikalardan ve tuzaklardan kurtulduğunuzu sanıyorsunuz ama asıl en zorlu mücadele şimdi başlıyor.  Kanunlar üzerinde her türlü tasarrufta bulunmanız mümkün, aklınıza gelen her türlü tedbiri ve takdiri kullanabilmeniz mümkün, bütün güçlere sahip olmanız mümkün ama aklınıza pek gelmeyen veya zaman ayırmayı ihmal ettiğiniz öylesine zor bir savaş var ki oda ideolojik anlamda bir imtihan ve işiniz hiç de kolay değil diyor.

Bir anda Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Mümtaz Turhan ve onca düşünce adamının yıllarca mücadelesini verdikleri meseleler düşüyor aklımın mazgallarına. Bir film şeridi gibi onca mütefekkirin düşünceleri aklıma binlerce istifham sıralıyor. Sonra Üstat Mustafa Kutlu’nun “Ya Tahammül Ya sefer”’  adlı eserinde şu sarsıcı cümleleri yığılıyor benliğime:

“ Cihadımız fikir ve ruh cephesinde yapılacaktır. Mektebimiz ve devletimizle, hukukumuz ve ahlakımızla, ilmimiz ve sanatımızla bizim benliğimizin mimarı olacak güzide, fedakâr bir zümrenin mektepleşmesi zamanı gelmiştir.

Siyaset, ticaret, şöhret ve muvaffakiyetlerle gündelik hareket endişelerinden çok uzaklarda çalışan, sanki hayatımızın maverasında hazırlıklarını yapan bir hareket ordusunun fikir fedaileri bu davayı başarabilir.”

Başarıda kalıcı olmaktır mesele.

Kalıcı olmanın yegâne unsuru da yaptığınız her ne ise devamlılığı için gerekli şartları ortaya koymak, temin etmek ve zemin hazırlamaktır. Bütün başarılar arkasından gelecek güçle ayakta durabilir, süreklilik arzeder. Bu sürekliliği sağlayacak olan da fikir ve ruh cephesinde yapılacak fetih hareketleridir.

Osmanlının son dönemlerinde ortaya çıkan onca fikir hareketi süreklilik kazanamadığı için silinip gitmiş, onca yenilik hareketi buna bağlı olduğu için sonuç hüsran olmuştur.

Bu durum Cumhuriyetten sonra de devam etmiştir.

Kuşaklar değiştikçe ideolojilerin taraftarları da hem nicelik hem de nitelik bakımından sürekli olarak değişkenlik göstermiş ve hatta birçok hareket aniden sıfırlanmıştır!

Son on yılda ülkemizde meydana gelen bu kadar değişiklik için  “Anadolu Baharı” demek de mümkün aslında. Uğur Işılak yaklaşık on yıl önce “Haydi Anadolu” türküsünü haykırırken böylesine bir kalkışmayı kimseler beklemiyordu sanırım. Bu büyük gelişme bütün sahalarda meyvelerini verdi lakin fikir ve ruh cephesinde Anadolu bir türlü kıştan çıkamadı hala.

Son tahlilde bu kışı nasıl yaza çeviririz diye herkesin başını ellerinin arasına alıp derin derin düşünmesi lazımdır. Yavuz Bülent Bakiler’in şu şiirinde söylediği gibi Anadolu’yu yeni baştan fethetmek zamanıdır ve bu zaruridir:

“Yeniden cemre gibi düşmek toprağa
Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu
Yunus Emre gibi atsız pusatsız
Yeniden fethetmek Anadolu’yu”

Bu cephenin en zorlu ve çetin cephe olduğunu söylemeye gerek yok. “Türk Rönesansı” her anlamda bütün hızıyla gerçekleştiriliyor ve bu birkaç yıl içinde kendisini pek çok alanda hissettirecek.

Ama fikirsizlik ve ruhsuzluk da aynı derecede kendini gösterecek bütün mecralarda ve dolayısıyla yapılan yenilikleri sırtlayacak, geleceğe taşıyacak ve sahip çıkacak bir kitle hala var olacak mı emin değiliz ne yazık ki! İşte bu noktada büyük düşünce adamı Nurettin Topçu’nun sözlerini nasıl hatırlamayız:

“Ecdadında büyükler bulunmazsa, insan ister istemez küçük doğar, millet küçük yaşar. Ancak ecdatta büyükler yaşadığı halde insan onlardan nasipsiz kaldıysa o bayağı insandır, ruh ve duygusunu benimsememiştir ve eğer ecdadındaki büyükleri çiğnerse, çiğnetirse o insan ruh âleminde canidir.

İleri mukaddesat denen şey, fert olan varlığımızdan başlayarak, Allah Teâlâ’ya yönelmek için, bizi maziye tırmandıran ve orada benliğimize ulaştıran basamaktır. Mazideki ruh kuvvetlerinin fethi, kendini yetiştirmede olan ferdin zaferidir.( Nurettin Topçu, Büyük Fetih)

Gelecek kaygısı, şan şöhret, mevki ve makam hırsı büyük idealleri gölgeleyen saikler olmuştur tarih boyunca. Büyük dava adamlarının bile bu anlamda maalesef bazen zaafa düştükleri bilinen bir gerçektir. Bu anlamda bu rönesansın başarıya ulaşması için herkesin birbirlerine adeta bir müfettiş gibi davranması; hata, hile, ihanet, zaaf, entrika ve menfaatlerin bu büyük gelişmeyi gölgelememesi lazımdır.

Ama en önemlisi ruh ve fikir cephesinde ciddi bir fetih hareketinin başlatılıp bu alandaki bütün gediklerin doldurulması şarttır. Bu mücadele asıl fikir ve ruh cephesinde kazanılırsa bu Rönesans da kalıcı olacaktır.

Aksi halde Tanzimat’tan beri yapılan diğer yenilik hareketleri gibi bu değişim hareketini de aynı akıbet bekliyor olmasın?

Muhabbetle kalınız!

Meryem Aybike Sinan - Haber7
meryemaybike@gmail.com

Yorumlar5

  • faran 12 yıl önce Şikayet Et
    şaşının yol tarifi :). türk'e mahsus olan ile türkiye'de gerçekleşen'i aynı anlam kümesinde değerlendirmek te ayrı bir marifet birader! ha, tutar da efenim türk derken biz bir ırkı,belli bir etnisiteyi..vb değil bu topraklarda yaşayan,kendi türk olarak var kabul eden herkes demiş oluyoruz gibi derin rejimin gerici aforizmasına,afyonuna(safça buna ram/yem olanlardan bahsediyorum) sarılırsanız başka! türk bir ırktır,bir etnisitedir (ha,imparatorluk,krallık bakiyesi türkiyede yaşayanların ne kadarı türktür o da bahsi diğer) saçma zırva tanımlamalarla zihin bulandırmaya gerek yok.kaldı ki sıkıntılı dönemden geçiyoruz,bu gibi etnik terimler birleştirici değil ayrıştırıcı olur,oluyor! maksat türkiye ise türkiye baharı dersiniz,çok mu zor? değişim,dönüşüm yolunda alınan mesafeyi gösterme inceliğiniz için ise mahsus teşekkür,lütfettiniz..saygı bizden.
    Cevapla
  • demokrat 12 yıl önce Şikayet Et
    Terminolojiyi iyi anlamak lazım!. Türk baharı Türke mahsus olan, türkiye'de gerçekleşen anlamında kullanılmışken bazı yorumcuların bunu çok farklı bir zaviyeden değerlendirmeliri ne acı ve ne garip. Kör, topal değil, bayağı yol ve mesafe alındı. on önce ve on yıl sonra aradan dağlar gözüküyor birader. Saygılar.
    Cevapla
  • faran 12 yıl önce Şikayet Et
    sayın yazar. ağır aksak,kör topal da olsa gerçekleşen şey bir türk baharı değildir..kelimelerini,kavramlarını,tasavvurunu slama inşa ettiren bir avuç yiğidin hayatı inşa etme çabasıdır olan! işin içine etnisiteyi katmanızın sebebi aldığınız eğitim,iliklerinize işleyen devlet propagandası mı? türkler tarihin hangi döneminde savaşsız bir dönüşüm geçirmiş ki şimdi bunun öznesi olsunlar!? milliyetçilik cahiliyye asabiyetidir,bilirsiniz ama itiraf edemezsiniz nedense! bu dönüşüm bir türk işi değildir...
    Cevapla
  • faran 12 yıl önce Şikayet Et
    şeytan izne ayrılmadığı sürece... başkalarını anladık ta insanın kendisini Allah ile aldatması nasıl bişey? yokluğun imtihanını verip te varlıkta,makamda,şöhrette,siyasette,servette boğulmak! yeryüzüne, sahip olmaya değil hakikate şahit olmaya geldiğine inanan insanların bile bu aldanmışlığa....eşini dostunu,camiasını,ona emek veren cümleyi merdiven yapıp dama çıkanların merdiveni devirmeleri, her sorgulayana,şefkat sözü ve/veya tokatı sarfedene v'ardır bir hikmeti' yollu güzellemeler....Allah cc ın bu topluma açtığı krediyi bu şekilde hovardaca gasbedenlerin,murdar edenlerin aymazlığı...tayyiplerin,güllerin,arınçların davotoğluların...vb azlığı,çok azlığı..dua etmek gerekir;Allah içimizdeki iyileri çoğaltsın için! amin
    Cevapla
  • demokrat 12 yıl önce Şikayet Et
    Evet ama imtihandan kalmak üzereyiz!. çünkü kritik yerlere getirilen bir takım insanların fikir ve ruh cephesi meseleyi anlayacak kudrette ve yeterlilikte değil. çünkü bu insanlar ya tesadüfen ya da arkalarındaki güçlü insanlar sebebiyle bu noktalara geldikleri için bütün bu gelişmelere birer tuğla koymak, desteklemek, geliştirmek yetisinden ve öngörüsünden yoksundurlar Meryem Hanım.Size can-ı gönülden katılıyorum. saygılar.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat