İstanbul'da kadın olmak!

  • GİRİŞ22.10.2012 09:30
  • GÜNCELLEME22.10.2012 09:30

Geçtiğimiz gün, çok sevdiğim bir arkadaşım birlikte kahvaltı edelim, gezelim diye davet edince hiç üşenmeden erkenden yola düştüm.

Üsküdar'da Kız kulesinin tam karşısındaki sahilde uzun uzun karşımdaki manzaraya baktım baktım. Kız kulesinin inşa ediliş hikâyesini düşündüm bir an. Böyle bir güzelliğin ortasında insan bu kulede gönüllü mahpus kalır diye iç geçirdim. Denizin göbeğinde huzur ve sükûna yatmak, İstanbul'un şivekâr güzelliğine uzanmak ve insan gürültüsünden azade derin bir uzletin ellerinde tutmak arzusuyla doldum taştım.

Arkadaşım sık sık bugün çok dalgın ve durgun olduğumu söylese de aslında “İstanbul Büyüsü”nün işgali altındayım. Kültür Tarihçisi Dursun Gürlek Hocamız ne zaman böylesi güzelliklerden dem vursak İstanbul'u bu sözlerle tanımlıyor ve bu büyüyü yakalayanların bir daha etkisinden kurtulamayacağını vurguluyor.

İstanbul, medeniyet ve güzellik saltanatını ve haşmetini bütün görkemiyle kokulu bir gül gibi yakasında taşıyan muhteşem bir şehir, dünyanın hiç şüphesiz gerçek başşehri!

Kahvaltı faslından sonra haydi karşıya geçelim diye kendimizi vapur iskelesinde buluyoruz. Sanırım en çok İstanbul'da deniz seyahatini seviyorum. İkinci kata geçip şöyle İstanbul'u etraflıca seyredebileceğimiz bir yer seçip oturuyoruz. Hava bahardan kalma pırıl pırıl bir maviyle gülümsüyor yüzümüze. 

Biz arkadaşımla tıpkı çocuklar gibi şen, hür ve bahtiyarız! İstanbul bizim sanki! İnce belli bardaktan çayımızı yudumlarken alt kattan yukarıya bir Hanımefendi çıkıyor ve ben bir çığlık atıyorum: “ Ümit Meriç!”

Evet, karşımda Prof. Dr. Ümit Meriç Hocamız var. Büyük mütefekkir Cemil Meriç Üstadın kızı Ümit Hoca'yı bir başka, bir farklı ilgiyle okuyup takip ediyorum. Kalkıyoruz ve Ümit Hanım'ın yanına gidiyoruz. Gülümsüyor. Bendenizi yazılarımdan,  isim olarak bilip tanıyor ve gerçekten öyle candan ve ilgiyle karşılıyor ki sanki kırk yıllık dostumuzmuş gibi bir sıcaklık, bir içtenlik üçümüzün arasında dolaşıyor ve bizleri sımsıkı sarıyor.

Bizlere yeni çalışmalarından söz ediyor. Benim çalışmalarımı soruyor.

Yakında gerçekten de piyasaya çıkacak ve çok ses getireceğini zannettiğim eserlerinden bahsediyor. Sonra bizlere kitap armağan etmek istiyor ve çantasından Timaş Yayınlarından çıkan  “Türkiye Kanatlarınızın Altında” adlı son kitabını imzalıyor.

Usta yazar böyle sürprizlerden mütevellit anlıyorum ki tedarikli geziyor.

Bir an kendimi düşünüyorum.

Yayınlanmış onca kitabımdan evimdeki kitaplığımda dahi olmayan kitaplarım olduğunu düşünüyorum ve Ümit Hoca'dan böylelikle güzel bir ders almış oluyorum. Sonra vedalaşıp ayrılıyoruz.

Bir iki gündür bu nadide kitabı okuyorum.

Ümit Meriç bir sosyoloji profesörü ve gerçekten de sıra dışı bir İstanbul Hanımefendisi. Türk ve İslam dünyasını en ince detayına kadar irdelemiş ve her türlü meseleye vakıf bir bilim kadını.  “Türkiye Kanatlarınızın Altında” kitabında Ümit Hoca daha çok kadın, aile, çocuk, cemiyet, kimliksizlik, kentsel yaşam, İstanbul gibi birçok konuda farklı başlıklar altında makaleler yazmış.

Bu kitap son yıllarda sanırım bu mevzular üzerine yazılmış en kıymetli eser.

Kitapta en çok “İstanbul'da kadın olmak” başlıklı makale ilgimi çekiyor. İstanbul ve kadın bu kadar mı güzel irdelenip, anlatılır Allah'ım diyorum. İlginç bir bilgi… İstanbul'da yaşayan kadınların sadece yüzde 16'sı asıl İstanbullu! Bunu yüzde 6 ile Sivaslı kadınlar, yüzde 4 ile Trabzonlular ve yüzde 3.5 ile Rize ve Erzincanlılar takip ediyormuş!

Televizyon seyretmeyi sevmiyorum diyen kadınların oranı sadece yüzde 5!

İstanbul'da kadınların yüzde 52'si ev hanımı, yüzde 0,5'i yönetici pozisyonunda, yüzde 19'u işçi, yüzde 12'si öğrenci, yüzde 6'sı esnaf, yüzde 4'ü memur ve yüzde 3'ü serbest çalışıyormuş…

Ve yine İstanbullu kadınların yüzde 62'si evli, yüzde 31'i bekâr ve yüzde 7'si ise dul ve boşanmış kadınlardan oluşuyormuş!

Prof. Dr. Ümit Meriç bütün bu verilerin sonunda yaptığı tespitte şunları söylüyor:

“İstanbullu kadın artık biyolojik kimliğinin küreselleşen ve küçülen dünyada kendisine yetmeyeceğini bilmektedir. Kadınımız tutum olarak şehirleşme sürecine girmiş ve fakat bu değişme bütün sonuçlarıyla henüz davranışlarına yansımamıştır.

Geleneksel rollerden vazgeçmemiştir, ama öncelikler eskisinden artık farklıdır. İstanbullu kadınlar daha aktif bir konuma gelmeye kendilerini mecbur hissetmekte, vakitlerini ev dışında toplum hizmetlerinde değerlendirmek, daha çok tecrübeyi yaşamak, şehir, ülke ve dünya sorunlarına daha çok açılmak eğilimini göstermektedirler.

Kadınlarımız, bin yılların İstanbul'unda kendi kişisel gayretleriyle kazanacakları sosyal ve kültürel kimliğe, Anadolu'dan getirdikleri bin yıllık hasletleri katarak çok boyutlu zengin bir kişiliğe sahip olacak.  Ve İstanbul'da yaşamanın kimliğimizde hem Doğulu, hem de Batılı renklerin en güzel ahengini dokuma ve her dem yeniden yaratma mecburiyetini getirdiğini ve kendimiz kalarak kimliklerimizi çoğaltmamız gerektiğini hissetmemiz lazım.”

Prof. Dr. Ümit Meriç Hocanın tespitleri böyle.

Bir arkadaşımın dediği gibi “Bilge Kadın” mertebelerini tarif etmiş Ümit Hoca.

Kitabı okuyup bitirirken “İstanbul'da kadın olmak” mevzusu kafamda yeniden şekilleniyor. İstanbul bir güvercin güzelliğinde uçarken gözlerimden, “Ama İstanbul kadına, kadın İstanbul'a çok yakışıyor” diye fısıldıyorum…

Muhabbetle Kalınız.

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

Yorumlar1

  • İbrahim Dursun 11 yıl önce Şikayet Et
    istanbul/islambol ;harika taiat güzelliklerinin yanında bir medeniyet ve kültür şehri... istanbul/islambol ;harika taiat güzelliklerinin yanında bir medeniyet ve kültür şehride..bu bakımdan ister kadın olsun ister erkek, kültür seviyesini yükselterek tam anlamıyla bize atalardan emanet olarak kalan istanbul'a ,layık olmaya çalışmalıdır..ahlaksızlıklardan ,basit kişilik ve yersiz davranışalardan sakınılmalıdır.bunlara yer vermeyecek önlemler alınmalıdır.....orta öğretimdeyken coğrafya öğretmenim bana istanbul'u ödev olarak vermişti..kocaman defter şeklinde tanıtımını yapmış başlığınada-türkiye nin göz bebeği istanbul- diye yazmıştım..hocam verilen ödevi beğenmiş olmallı ki kendisine aldı..:):)..buda bize hatıra olarak kaldı..vesselam
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat