Sahiden insan kısadır!
- GİRİŞ30.11.2012 09:42
- GÜNCELLEME30.11.2012 09:42
Kısa olduğunu, kısa düşündüğünü, kısa davrandığını ve kısa yaşadığını bilen ve bunun farkında olan kaç kişi vardır? Kâinat defterini doğru okuyan insanlar ne kadardır?
Koskoca kâinatı, insanın hatalarını, haksızlıklarını, insan eliyle yapılan çirkinlikleri kötülükleri, tek başına düzelteceğini sanır insan.
Hayalleri uzun, kendisi kısadır insanın.
Yeryüzünde her nerede bir çirkinlik, bir günah ve çarpıklık varsa insandandır. Dünyada güzellik de çirkinlik de insan eliyle yaşam kadehine doldurulur. İnsan kadar alçalabilecek ve yükselebilecek olan bir başka canlı daha yoktur.
Geçtiğimiz gün artık eskisi gibi iyi niyetli, ümitvar, huzurlu ve insana karşı inançlı olmadığımı, olamadığımı düşündüm. Yüreğim sızladı birden, aklıma bir yığın keder yığıldı. Bir arkadaşıma tam bunu anlatıyorken elindeki şiiri uzattı bana. Tam da düşündüklerimi özetleyen ve anlatan bu şiir alıp götürdü o edebiyatın gizemli dünyasına.
Haydar Ergülen'in "İnsan Kısadır" adlı şiiriydi bu.
“Babaannem derdi ki: İnsan kısadır oğlum
Ve bilmezden gelir kısalığını, bilseydi,
Yarışmazdı yollarla, göğe evler yükseltmezdi
Nazlı babaannem sözü de uzatmazdı ısrarı da
Az söyler, usul böyle, bir söylerdi bir de…
Adamın kötüsünü piyade, sözün fazlasını şiir
Yaparlar derdi, piyade olduğumu da gördü, şiir yazdığımı da…
Onu yitirince anladım kısacıkmış her şey, insan kısaymış ağaçtan, ikindiden elmadan, güneşten, kardan, yağmurdan…
Çok uzatma diyor şiiri kimse anlamaz ve ömrün de uzamaz bundan,
Anladım ama ne zaman harflerinden de kısaymış aşk,
Bazen yazıncaya kadar geçiyor, bazen zaman alıyor…
Zaten kaç harf ki insan!
Evet, Haydar Ergülen böyle söylüyor.
Düşünüyorum da sahiden kısaymış hayat, ömür, bildiklerimiz, öğrendiklerimiz, öğrenebildiklerimiz, umut ve hayallerimiz, kendimiz… Her an sönen, gölgelenen, tükenen zaman kısa değilmiş aslında.
Kısa olan bizmişiz!
Zamanı kısa sanırdık, hâlbuki azalan ömrümüz, zaman değil!
Her şeyimiz bu kadar kısa iken bu uzun boylu düşlerimizin kandırmacısıyla dünyaya uzun boylu çizikler atmamız, hiç gitmeyecekmiş izlenimi vermeye kalkışmamız, kendimizi ölümsüz sanmamız neden acaba?
Bu kısa aklımız bu gerçeği hiç düşünmez mi?
Dünyadaki bunca kötülük, bitmez tükenmez savaşlar, kavgalar, çıkmazlar, en fazla iki metrelik insanların ihtiras ve tamahkârlıklarından kaynaklanmıyor mu? Uzun boylu nefisleriyle ne çok istiyor insanoğlu, ne çok hırs yapıyor, ne çok maddeyle sarmaş dolaş boylu!
İnsan bodur, insan cüce, insan küçük, insan kısa hâlbuki.
İnsana sunulmuş vade kısa, geçiçi, sayılı… Kısacık bir rüya için gelecekteki upuzun, sonsuz, ebedi bir hayatı çizecek kadar, yitirecek kadar, unutacak kadar da kısa düşünceli insan!
Dostluk kısa, arkadaşlık kısa, aşklar kısa, evlilikler kısa, sevgiler kısa, vefa, şefkat ve merhamet kısa, vicdanın boyu kısadır. Kendi elleriyle yaptıklarına körü körüne tapıp kutsayan insan aklı hem kör, hem topal hem de kısadır! Kısadır insana mahsus olan her şey.
Gerçekleşmeyen umutları bile kısadır insanın.
Kendisini, bu geçici handa misafir eyleyen yaratanını bilmeyen, tanımayan, unutan, dünyayı kendinin sanan, ölümü aklına bile getirmeyen, çer çaput için bütün moral değerlerini pazara çıkaran insanın ruhu çarmıha gerildiğinden, kaskatıdır, böyle insanın bahtı kısadır!
Kısacık, minicik ve küçücük hayatımızla, nokta bile etmeyen ufkumuzla, üst üste yığdığımız yıkılmış umudumuzla, ömür defterinden düşen sararmış yıllarımızla insanız işte! Kısa ve fani olduğunu bilerek ve duyarak yaşayan kaç insan kaldı ki!
Hala boyunun ölçüsünü almayan var mıdır acaba?
Muhabbetle Kalınız.
Meryem Aybike Sinan-Haber7
twitter.com/maybikesinan
Yorumlar5