Nereye baksak sorunlar, nereye dönsek pervasızlık. Zaman zehirleniyor sanki havada ağır bir koku, mevsim dönmüş sözünden.  Dünyalık devinimler aklımızı çeliyor.

Yarınların telaşıyla koşuşsa da aklımız, yarınlar uzak değil.

Güzel şeyler olacak!

Uğraşılarımız basit ve sığ.

Çelişkilerimiz apansız. Hayallerimiz kör ve topal. Umutlarımız arızalı. Sevgilerimiz dikenli, sözlerimiz boş, yaşantımız hızlı, aklımız maddenin işgali altında, kalbimiz taşa galebe çalıyor. Biz biz değiliz artık, sokaklarımızda kin ve nefret kol geziyor. Sevgilerin ve sevgililerin arkasında ölüm ve ayrılık bitiyor.

Aşkların ve âşıkların ömrü çok kısalsa da, gerçek aşklar nihayetsizdir.

Yarın hava puslu olsa da, kar yağsa da dağlara, umutlarımıza…

Güzel şeyler olacak!

Mezarlıklarımız ne çok tanıdıklara ev sahipliği yapıyor.

Mezarlıklar bir ibrethane dil hanesinde.  Gidip de gelmediğimiz, gelip de ibret almadığımız bir kapı sonsuza açılan. Hala biz ölmeyiz derdindeyiz, ölüm bize göre değil, hep başkalarına, hep onlara… Ölümden medet ummak derdine düşmeye görsün insan, bazen ölüm kurtuluştur, yepyeni bir hayattır bilene ve inanana.

Ölüm çok yakın olsa da tercüme-i halimize, vakit daralsa da ümit bakidir!

Ve zamanımız kısalsa, biz kısalsak ve daralsak da…

Güzel şeyler olacak!

Hani çocuktuk, çok küçük birer candık!

Sonsuz hayal bahçelerinde oynardık. Bütün hikâyelerin ucunda, bütün oyunların sonunda ve uykumuzda güzelliğe inanırdık…  O masalımsı salıncaklarda bambaşka dünyalara uçardık.

Birgün büyüdük ve gerçeklere uyandık!

Hikâyeler mutlu sona değil, hüzne sarkardı, bambaşka dünyalar yoktu bir gerçek dünya vardı, uykularımız kâbusun işgalindeydi. Biz o çocuk değildik artık, büyük hayallerimiz yerine büyük yalanlarımız vardı. Büyük ihanetlerimiz, büyük günahlarımız, büyük hüzünlerimiz vardı artık…

Takvimler bizden yüz çevirse de, zaman gitse de bir yüreğimiz var hala.

İçine ne doldursan öyle atan bir yürek!

Gönüle gönül doldurmak gerek, yürek gönül olursa, gönül tamamını bulursa…

Güzel şeyler olacak!

Hayallerimizin testisine ev, araba ve para doldurmuşuz!

Yüreğimizin terkisine günah ve ihanet… Hatır gönül nedir bilmeyene, merhamet nedir tanımayana, şefkat ve sevgi nedir hissetmeyene insan demişiz, onu adamlığın mertebesine çıkarmış ve bir de altına yanardöner koltuklar vermişiz şişinesi! Bütün imtihanlarımız, bütün imkânlarımız, bütün inandıklarımız ve uğrunda telaşlanıp adam sattığımız her şey dünyalık ve beş paralık…

“Faniyim, fani olanı istemem” dese de bir tarafımız, kalbimiz ve aklımız ayrı düşse de…

Güzel şeyler olacak!

Mutlaka güzel şeyler olacak!

Her şey yarıda bırakabilir insanı… Annemiz, babamız, kardeşlerimiz, yakınlarımız, arkadaşlarımız, dostlarımız, sevdiklerimiz, aşklarımız, işimiz, mevkimiz makamımız, paramız pulumuz, sağlığımız sıhhatimiz, dünümüz yarınımız, evimiz barkımız, itibarımız, şanımız şöhretimiz, çocuklarımız, duygularımız, inanıp önünde el pençe divan durduğumuz…

Her şey yarıda bırakır insanı, bırakabilir… Ama… O bırakmaz, Allah hiçbir kulunu yarı yolda bırakmaz! Allah'a dön, sadece O'na yaslan ve O'na söyle derdini… Dua et! Göreceksin…

Güzel şeyler olacak!

Hayırlı Cumalar…

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com